-6-

162 20 10
                                    

-6-





Market arabasını sürmeye devam ederken Jungkook arabanın içine iki kutu süt attı. Ondan tarafa bakmazken çenemden tutup ona dönmemi sağladı. "Bu konuda bana sinirli olman çok saçma değil mi?"

Tutuşundan kurtulup market arabasını sürmeye devam ettim. "Roza haklıydı ben filme tek gidebilirdim siz sevgilisiniz"

Arabanın önüne geçip sürmeme engel oldu. "Seni düşündüğüm için bana tavır alamazsın Taehyung, bir kızın aramıza girmesini izin mi verseydim."

Asıl demek istediğimi hala anlamamıştı sanırım. "Kız sevgilisiyle yalnız kalmak istemiş, bence üstüne fazla yüklendin."

Jungkook bana kaşlarını havaya kaldırarak baktı. "Şaka gibi, gerçekten Roza'yı savunuyorsun!"

O arkamda kendi kendine homurdanmaya devam ederken tereyağı alıp arabanın içine koydum.

"O aldığın tereyağı güzel değil, diğerini alalım."

Tereyağını alıp reyona geri koymaya kalktığında elinin üstüne vurup engel oldum. "Ben bunun tadını seviyorum, sen kendine farklı alabilirsin."

Elini sinirle saçlarından geçirdi. "Tesadüfe bak ki biz kavga edene kadar sende diğer tereyağını alıyordun, benimle dikleşeceksin diye sevmediğin bir şeyi mi yiyeceksin?"

Beni bu kadar iyi tanıması ne yazık ki ona kızgın kalmama engel oluyordu. "Roza'dan özür dilemelisin biliyorsun değil mi?"

Ellerini cebine sokup reyonun bittiği yere yaslandı." Bence özür dilemesi gereken o hem de benden değil senden, neden benim açımdan düşünmüyorsun Taehyung, senin hayatındaki kişi beni istemese beni savunmaz mıydın?"

Sanırım az önce beni kapak etmişti. "Ş-şey evet savunurum." Ellerini iki yana açıp sırıttı.

"O zaman tartışma bitmiştir, bana aldığın şu saçma tavırdan vazgeçebilirsin." Sikeyim, onun haklı çıkmasından nefret ediyordum.

~

Sotelenmiş mantarı ağzıma attığımda keyifle mırıldanıp ayaklarımı yere doğru sarkıttım, maaş günü sonrası evde Jungkook'un yaptığı yemek ve güzel bir film cidden iyi geliyordu.

Jungkook ışığı kapatıp koltukta yanıma kurulduğunda filmi başlatmak için kumandayı eline aldı. "Jungkook ileride eğer kimseyi bulamazsam sırf güzel yemeklerin için bile seninle evlenirim"

Üst dudağı yukarı kıvrılırken yan gözle bana baktığını görebiliyordum. "Peki ya o zamana kadar ben evlenmiş olursam?"

Kafamı iki yana sallayıp çatalımı kızartılmış peynire geçirdim. "Sen evlilik adamı değilsin."

"Evlilik adamı olmadığımı düşünüyorsun ama aynı zamanda güzel yemeklerim için benimle evlenebileceğimi söylüyorsun, garip." Kendi tabağımda mantar kalmadığı için uzanıp onun tabağından kendi tabağıma aktardım.

"Bir kere sen benim için ilişkini tehlikeye attın, bu yüzden benimle evlenmek çokta zor olmamalı."

Jungkook filmi durdurup büyük bir ciddiyetle bana döndü. "Hadi bu konudan konuşalım o zaman çünkü belli ki konuşmaktan filmi izleyemeyeceğiz."

"Ne konusu?" dedim anlamamış gibi yaparak.

Şarabından bir yudum alıp gözlerimin içine baktı. "Gerçekten kimseyle evlenemezsek birbirimizle evlenmek hakkında, ben ciddiyim, tüm riskleri alıp benimle bir hayat kurar mısın gerçekten?"

Çok fazla gerilmeye başlamıştım. "Jungkook bence bunu konuşmak gereksiz, illa evleniriz hem evlenmek zorunda mıyız ki, insanlar evlilik hayatı sürmeden de birbirine aşık olabilir"

Tek kaşını kaldırdı. "Neden hep ortam ciddileştiğinde kaçış yolu arıyorsun, en yakın arkadaşımla ciddi bir şekilde konuşmak istiyorum ama bu fırsatı elimden alıyorsun!"

Sesini yükseltir gibi olunca ondan biraz uzaklaştım. "Jungkook ikimiz de kadınlardan hoşlanıyoruz, o yüzden bahsettiğin konunun konuşulmasının gereksiz olduğunu düşünmüyorum."

Elini çenesinin altına koydu. "Bir erkekle deneyim yaşamadan kesin olarak kadınlardan hoşlandığını söylemen çok yanlış."

Bu konuşma beni fazlasıyla terletmişti. "Ne yani gidip gay bara etkilenip etkilenmediğimi mi ölçeyim?"

Elindeki tabağı yere bırakıp bana yaklaştı. "çok daha yakınında başka bir erkek varken neden öyle bir şey yapasın?"

Şaka yapıyor olmalıydı! Bana sürekli bu tarz şeylerle gelmesi sabrımı taşırmıştı. Onu sinirle ittirip bağırdım. "Jungkook yeter!Bu sulu şakaların artık çok fazla oldu, seninle öpüşüp ya da sevişerek senin sandığın gibi sana dalga malzemesi olmayacağım!"

Ayağa kalktığımda kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. "Dalga malzemesi mi!Dudaklarının tadını merak ediyor olmam neden bu kadar inanması zor geliyor, seni isteme ihtimalim olamaz mı!"

Hala devam ettiriyor oluşu büyük bir saçmalıktı. Daha fazla dayanamayarak gözüne bir yumruk geçirerek sendelemesine sebep oldum. "Benden gerçekten uzak dur Jungkook!"

~

Geçen iki haftada Roza Jungkook'un baskısıyla benden özür dilemiş ve Jungkook ile barışmışlardı, Jungkook ile yaşadığımız tatsızlıktan sonra onunla pek konuşmamaya çalışıyor hatta evde onunla konuşmak zorunda kalmamak için işte fazladan mesai yapıyordum.

Binanın girişinde bizim daireye ait olan kutuyu açıp postaları aldım ve merdivenlerden ikişerli çıkarak kapıya ulaştım.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde koltukta sarmaş dolaş oturan ikiliyle sahte bir şekilde tebessüm edip başımla selam verdim.

Jungkook beni gördüğünde suratına anlamlandıramadığım bir ifade yerleştirmişti.

Hüzün? Pek sanmıyorum...

Banyoya geçip ellerimi yıkadım, bir şeyler atıştırmak için mutfağa geçtiğimde ne yazık ki mutfak açık mutfak olduğundan yani direkt salona bakıyor olduğundan birbirimizi görebiliyorduk.

Buzdolabından fıstık ezmesini çıkarırken Roza'nın bana seslendiğini duydum, onların olduğu tarafa döndüğümde Jungkook gerilmiş gibiydi.

"Umm şey nasıl söyleyeceğimi pek bilemiyorum ama en yakın arkadaşım Mia Jungkook'un sosyal medya hesabına bakarken seni görmüş ve çok beğenmiş ve kendisi adına seninle konuşmamı rica etti."

Burnuma çöpçatanlık kokusu geliyordu.

Jungkook'un çenesinin kasıldığını fark ettiğimde sorgular gibi tek kaşımı kaldırdım. "Acaba sadece birbirinizi tanımak amaçlı onu bir akşam yemeğine çıkarabilir misin?"

Jungkook'un ağzını oynatarak 'Hayır' dediğini fark ettiğimde sinsi bir şekilde sırıtıp düşünmeden "Evet çıkarabilirim." dedim.

Roza ellerini sevinçle çırpıp ayaklandı ve Jungkook'un yanağını öptükten sonra çantasını alıp kapıya yöneldi. "Ben gidip ona haber vereyim, çok sevinecek!"

Kapı kapandığı an Jungkook ayağa kalkıp kükrercesine bağırdı. "Sırf bana inat olsun diye kabul ettin!"

Öyleyse bile bu onu ilgilendiren bir şey değildi.

"Alt tarafı bir kızla yemek yiyeceğim, neden hemen kendine yoruyorsun?"

Parmağıyla kendini işaret etti. "Çünkü hayır dediğimi görmüştün! Ve sikeyim ki yine aramız bozuk olduğu için bana inat yaptın!"

Ben cevap vermeyince devam etti." Bak bence arayıp vazgeçtiğini söyle Mia sana göre bir kız değil zaten çok fazla konuşuyor ve önem verdiği tek şey para."

Meydan okurcasına kaşlarımı çatıp sert bir ses tonuyla cevap verdim. "Kızla yemek yiyecek olmam seni neden bu kadar rahatsız ediyor?"

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin