-16-

131 16 3
                                    

-16-







"Çok yakın duruyoruz."

Tehlikeli denebilecek derecede nefeslerimizin havada karışıp birbirleriyle sarılmasıyla fısıldadım, hem benden uzaklaşsın hem de bulunduğumuz bu yakınlık hiç azalmasın istiyordum. "İyi ya işte." diyerek sırıttı. Yakınlığımızdan fazlasıyla memnuniyet duyduğunu belirterek.

Bütün kılcal damarlarımın bile değişen duygularımla birlikte gevşediğini hissedebiliyordum. "Hey sanırım böldük ama bir dakika neredeyse bir saat kadar uzayınca merak ettik, şey bide bilirsiniz dairenizin kapısı açıktı ya."

İlk bulduğum fırsatta Jimin'e teşekkür etmeyi not ettim aklıma, eğer gelip sesini duyurup bizi kendimize getirmeseydi Jungkook'un aksine benim tehlikeli bulduğum aramızdaki yakınlık daha da tehlikeli bir hal alabilirdi, hemen Jungkook'dan geri kaçıp boğazımı temizleyip yeni komşularımıza karşı içtenlikle gülümsedim. "Ş-şey çok affedersiniz, b-biz sohbete dalmışız da... Geçin içeri lütfen."

Jimin Jungkook'un elini sıkarken gidip daire kapısını kapadım ve Yoongi ile beraber Jungkook ile Jimin'in yanına ilerledik, gözüm en sonunda Jungkook'un salonun orta yerine kurduğu yemek masasına kaydığında tükürüğüm damağıma yapıştı, kalıbımı basarım ki en pahalı lokantalarda bile bu kadar güzel bir servis yoktur, böyle bir düzen ve özen için kim bilir ne kadar uğraşmıştı? Jungkook mutfağa ilerlediğinde Jimin ve Yoongi'ye oturmalarını söyleyip hemen ellerimi yıkayıp geleceğimi haber verdim.

Banyoya gitmek için hızlı adımlarımla mutfağın önünden geçerken Jungkook'un sinirli homurdanmaları kulağımı delip geçiyordu, kendimi bir oyunda bölüm sonu canavarına yenilmiş kadar kötü hissetmiştim, sinirli homurdanmalarına hak veriyordum, çünkü gördüğüm kadarıyla canı çıkana kadar uğraşmıştı.

Kendime sövmekle geçirdiğim dakikalar içerisinde banyoya girip ellerimi yıkadıktan sonra ferahlama amacıyla yüzüme ardı ardına soğuk sular çarpmıştım, bütün hıncımı küçük el havlusundan çıkarmak istermiş gibi avuçlarımın arasında buruş buruş edip küvetin içine fırlattıktan sonra sırf iyi gözüküyormuş gibi yapmak adına yeni komşularımıza hiçte sahici olmayan bir gülümseme sunmuştum.

Jungkook'un hazırladığı yemekler o kadar güzeldi ki midem canlanıp her an Jungkook'a teşekkür edebilirdi ve komşularımız o kadar tatlı ve sıcakkanlı insanlardı ki sohbetleri gerilen sinirlerime karşı cidden terapi gibi gelmişti, iyi ki karşı komşumuz olmuşlardı, hatta her insanın bence Yoongi ve Jimin gibi komşusu olmalıydı.

Jungkook'un elleriyle hazırladığı balık köftesinden bir parça daha kesip ağzıma attıktan sonra boğazımdan geçmesine yardımcı olma amacıyla beyaz şaraptan bir yudum aldım, Jimin çatalıyla sebzeli erişteyle oynarken önce bana ardından Jungkook'a baktı. "Eee siz ne kadardır berabersiniz?"

Üst üste öksürmeye başladığımda kadehe uzanmıştım ki bütün şarabı bitirdiğimi görünce lanet edip öksürmelerim artınca tıkandım ve bunun üzerine gözlerimden bir kaç damla yaş süzüldü, Jungkook telaşla elini sırtımın arkasına götürüp yumuşak bir şekilde bir iki kere vurdu ardından kendi kadehini uzatıp içmemi bekledi.

Gelen ani öksürük krizinin etkisiyle ara ara titreyen elimle bana uzattığı kadehi alıp bir kaç yudum içtim ve rahatlamayla birlikte kadehi ona uzatıp teşekkür ettim. "İyi misin?" diye sordu titreyen elimi tutarken.

Yavaşça kafamı salladıktan sonra elimi onun tutuşundan çekip az önceki sorusuyla beni öksürük krizinin içine itekleyen Jimin'e döndüm. "Umm b-biz birlikte değiliz aslında."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin