-45-

38 5 0
                                    


-45-








Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla sürekli olarak erteleyip durduğumuz balayına en sonunda çıkabilmiştik, ailelerimizin de yaptığı ve katkıda bulundukları maddi destekle Jungkook ile beraber küçüklükten beri hayalini kurduğumuz yere gidebilecektik, yani tamam düşününce belki de çoğu insan balayı için Maldivler olsun ya da Phi Phi Adası gibi yerleri düşünebilirdi, bilemediniz ucuza getirebileceğiniz bir Avrupa ülkesi de olabilirdi, çünkü araştırdığımız zaman gerçekten bütçeyi zorlamayacak Avrupa'da tatil yerleri mevcuttu.

Vee bizim geldiğimiz yer ise... Amerika'da Universal Studios Hollywood'du.

Yaz mevsimi yaklaşmış olsa da hala ufak tefek esintiler devam ediyordu, bende ne yazık ki bu doğrultuda düşünerek yanıma hiç şort almamıştım, yanlış yaptığımı bacaklarımın terlemesinden fark ettim, bu yüzden en kısa sürede kendime bir şort almayı aklıma not ettim.

Biletlerimizi kredi kartı aracılığıyla internet üzerinden almıştık, iyi ki bunu düşünmüştük çünkü girişteki kuyruk baya uzun duruyordu ve o kuyruğu beklerken günümüzün yarısı gidebilirdi, rahat rahat gezebilmek için yola erken bir saatte çıkmıştık.

Sırt çantamın saplarından kavrayıp büyük bir hayranlıkla ucu bucağı gözükmeyen aksiyon dolu parkı incelerken ciddi anlamda kendimden geçmiştim, ne çizginin altında ne de çizginin üstündeydi, tam olarak hayalimdeki balayını yaşıyordum, hayalimdeki balayını yaşadığıma dair en büyük kanıt zaten yanımda mutlulukla ilerleyip elimden sımsıkı tutan Jungkook'du, delicesine aşık olduğum adam yanımdayken aslında nerede olduğum önemli değildi, balayı niyetine seneler boyu yıllardır içinde yaşadığımız binadaki daireye kapansaydık da kabul ederdim, onun soluklarını dinleyebiliyor olmak, öpücükleriyle her sabaha gözümü açabiliyor olmak en eşsiz balayıydı benim için.

Jungkook kot ceketinin cebinden park haritasını çıkarırken uçurum gibi gözlerine daldım, Jungkook sayesinde benim için mutluluğun tanımı gök kuşağı olmuştu, içinde her renkten vardı, Jungkook Jeon benim için karda açan çiçekti, yüreğime mutluluk saçıyordu, onu çok seviyorum.

Ona her baktığımda içimde bir şeyler kımıldıyordu, sanki ilk defa denizin üstünden uçakla geçiyormuş gibi oluyordum.

"Tae? Bebeğim?"

Çenemde hissettiğim Jungkook'un parmaklarıyla okşayıp geçtiği uysal dokunuşlarla "Hmm"ladım, güneşin altında durmaktan hafif bronzlaşmaya doğru giden teniyle fazlasıyla göz kamaştırıyordu, ona olan iştahlı bakışlarımı yakalayıp keyifle sırıttığında gülümseyerek gözlerimi devirdim, boğazını temizler gibi şakacıktan öksürdüğünde küçük kıkırtılar çıkardım. "Uhmm ne istediğinin farkındayım güzelim ama ne yazık ki kafedeki gibi burada boş bir depo bulacağımızı sanmıyorum."

Ah evet... Bu ikimiz için de çok bahtsız bir durumdu.

Jungkook telefonundan gelen bildirim sesiyle park haritasını avucuma tutuşturdu ve ekranı kaydırıp telefonun kilidini açtıktan sonra Jimin'in ona gönderdiği fotoğrafı gösterdi bana, Vega mama yerken fotoğrafını çekip bize yollamıştı, bize günde neredeyse her saat başı Vega'nın fotoğrafını yolluyordu, gitmeden önce onu Jimin ve Yoongi'ye emanet etmiştik ve gözümüzün arkada kalmayacağından emindik, Jimin sürekli olarak gönderdiği fotoğraflarla bunu ispatlıyordu aslında.

Jungkook telefonunu cebine koyduktan sonra park haritasını tekrardan kendi eline aldı ve boşta kalan eliyle de yeniden elimden tutup yürümeye başladı, burası o kadar büyük bir yerdi ki içinde kaybolmamak mümkün değildi, etrafta her filmin kendi özgü aktiviteleri ve trenleriyle karşılaşabiliyorduk, her yerde ekranlar vardı ve bu ekranlarda da aktivitelerin saatleri yazıyordu, biz önce Studio tura katılmaya karar verdik, bilgilendirmelerin yazdığı yerde yaklaşık bir saat kadar sürdüğü açıklanmıştı, bir rehber eşliğinde bizim gibi tura katılan kişiler ile yanları açık olan bir arabaya bindik.

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin