-29-

64 11 0
                                    

-29-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-29-








Ellerim soğuktan buz kesmişken bina kapısının önüne geldiğimizde Jungkook'un kapıyı ayakkabısının ucuyla ittirmesiyle içeri geçtik.

Vücudumdan içeri sanki elektro şok dalgaları gönderilmiş gibi bir hale getirecek olan o cevabından beri yolda kendime gelememiştim, onun sürekli olarak farklı farklı konular açmasıyla bir çok şey hakkında konuşmuştuk ama şu an hiçbiri aklımda bile değildi, zaten sohbet sırasında da sırf onu geçiştirebilmek için kısa kısa yanıtlar vermiştim, hatta ona cevap verebilmiş olmam bile takdir edilmesi gereken bir durumdu bence.

Çünkü onun rahat bir şekilde verdiği cevap kalbimi rahatsız edecek şekilde hızla atmasına sebep olmuştu.

Bu kadar rahatsız hissediyor olmamın kesin bir sebebi yoktu, ama düşününce belki de Jungkook söylediği gibi liseden beri bana karşı bir şeyler hissediyor ise bunu göremeyecek kadar aptal mıydım?

İnsanın gözünün önündeki ruh eşini görememesi ve bunu seneler sonra keşfetmesi...

Daire kapısını açtığında içeri geçip benim de girmem için bekledi, karla karışık çamurlu suyun bulaştığı botlarımı paspasın üstünde silkeleyip içeri girince kapıyı kapatıp kalın montunu üstünden çıkardı, içine düştüğüm bu huzursuzluk pençesini ona belli etmemeye çabalıyor olsam da bana olan bakışlarından tahminler yürüttüğünü sezmiştim, eh o kadar sene sonrası her hareketimi çözmüş olmasına artık şaşırmıyordum zaten.

Ben de üstümdeki montu çıkardığımda bana kalmadan o montumu ellerim arasından çekip askıya astı. "Çok açım." diye söylenerek banyoya ilerlediğinde küçük adımlarımla peşinden gidip banyo kapısının pervazına yaslanıp ellerini yıkamasını izledim, kafasını musluğa doğru eğmiş kafedeyken de dikkatimi çekmiş olan tırnaklarının arasındaki kurumuş kan lekelerini çıkarmaya çalışırken dilini dışarı çıkarıp dişleri arasına almış sinirle homurdanıyordu.

Neredeyse yüzünü kapama seviyesine gelmiş alnının kenarında asılı kalan saçlarından tutup onu kendime çevirmek ve öpmek istedim.

"Çık artık lanet olası!"

Ağzımdan bir kaç kıkırtı kaçmasına engel olamadığımda kafasını musluktan kaldırıp bana baktı, sinirli haliyle eğleniyor olduğum gerçeğini inkar edemezdim, hele yüzünün aldığı hali görünce aldığım keyif iki katına çıkıyordu. "Bu kurumuş kan lekelerinin nasıl oluştuğunu biliyorsun ve buna rağmen orada durmuş kıkırdıyorsun... Hayır yani gülmen için yapmayacağım şey yok bundan emin olabilirsin bebeğim de en azından yardım edebilirdin."

Yaslandığım kapının pervazından uzaklaşıp ona yaklaştım ve akmaya devam eden suyu kapadıktan sonra yanaklarını kavrayıp bana doğru çevirdim. "Heyy!" diye sitemle yanaklarını yavaşça okşadım. "Bu halinden tabi ki de hoşnut falan değilim Kook, seni o şekilde yüzün kandan seçilmiyorken görünce hayatımda hissetmediğim kadar bir korku hissettim, sana bir şey olma düşüncesi bile dayanılmayacak noktalara sürüklüyor beni."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin