-20-

124 15 0
                                    


-20-










"Reenkarnasyona inanan biriyim ve sen kesinlikle bir önceki hayatında aşırı salak biriymişsin."

Tessa'nın bana aşırı moral depolayıcı (!) cümlesi sonrası ona Kev'e çaktırmadan hızla bir hareket çekip siparişleri yazdığım küçük defterin kapağını kapadım, ona sabah Jungkook ile aramızda yaşanan tatsız anı anlatınca verdiği tepki sebebiyle bütün sinir hücrelerim uyarılmıştı.

Kev görüş alanımızdan çıkıp mutfaktan içeriye girdiğinde rahat bir nefes vermiştim ki koluma vurulmasıyla nefesim kursağımda kaldı. "Taehyung beyin nöronların kesinlikle işlevini yitirmiş olmalı!"

Tessa bana hakaretlerini sıralamaya devam ederken kovulma riski giderek artan Hoseok'u düşündüm. "Hoseok neden hala gelmedi acaba?" diye sorduğumda koluma ikinci darbeyi indirmesiyle acıyla inledim. "Konuyu değiştirme!Taraf tutuyormuşum gibi gözükmek istemem ama seninle şu bilgiyi paylaşmak isterim ki kalp uhuyla onarılan bir şey değildir ahmak, Jungkook'un üstünde işe yaramaz yani."

Müşterilerden bir kaç kişinin bakışını üstümüzde hissettiğimde onu sesini kısması için uyardım. "Hiç kimse beni anlamıyor." diye yakındığımda kollarını önünde birleştirip kalçasını tezgaha yasladı. "Depresif ergen hareketleri sergileyip annesiyle babasına 'Hiç kimse beni anlamıyor' diye isyan edenler gibisin şu halinle aranızda başlayacak olan herhangi bir şey için de şüphelerin ve korkuların varsa da bunu Jungkook ile paylaşmalısın, ikiniz için de uygun olanı söylüyorum Taehyung."

Banyodan çıktıktan sonra evin her odasına bakıp Jungkook'u aramıştım ama bulamayınca çok kafa yormayacak şekilde evde olmadığını anlamıştım, bunu anlamak için üstün bir zekaya sahip olmaya gerek yoktu zaten, işe geç kalma telaşıyla söylediğim cümlenin aslında onun açısından bakıldığında ne kadar kırıcı geldiğini iş işten geçince anlamıştım maalesef.

Hoş olmayacak şekilde onu kırma biçiminden dolayı ondan zaten özür dilemeyi düşünürken Tessa sayesinde aklım daha bir başıma gelmişti, mutfağın kapısı açıldığında Jungkook'un benim için yaptığı onca şeye karşılık ürküyor olsam da Kev'in yanına aklımdan geçen düşüncelerle birlikte ilerlemeyi göze aldım.

Karşısında dikilip hala ağzımı açmadığımda sinirle homurdandı. "Eğer bir şey demeyeceksen hesap isteyen müşterinin yanına git Taehyung." dediğinde kafamı sola doğru yatırdım. "Şeyy... gitmesem?"

Belime bağladığım önlüğün iplerini çözmek için ellerimi arkaya attığımda hareketlerimi katlanan öfkesiyle beraber izledi. "Ne demek gitmesem? İşinin başına dön ve çene çalmayı kes."

Önlüğü belimden tamamen çıkarıp katladım. "Eğer kafenin şu en yoğun olduğu saatlerde çıkıp gitsem kovulur muyum?"

Dalga geçer gibi sırıttı. "Sence?Bir de soruyor musun?"

Balık ağına yakalanmışım gibi kaçacak hiçbir yerim kalmazken Tessa kurtarıcım görevini üstlenip yanımıza geldi. "Hoseok en sonunda telefonunu açtı, kendini her ne kadar pek iyi hissetmiyor olsa da yola çıkmış ve geliyormuş, Taehyung yokken ikimiz idare edebiliriz."

Tessa'ya teşekkür amaçlı kocaman sarılmayı bir gün yapmak için zihnime yerleştirirken Kev kafenin kapısının açılma sesiyle o tarafa döndü, Hoseok yağmurdan dolayı ıslanmış beresini kafasından hızla çıkarıp saçlarını uzun parmaklarıyla taradığında Tessa ile aynı anda merakla ona baktık.

Yugyeom ile konuşmuş muydu acaba?

Kafenin kalabalıklığına karşı surat ifadesinden içinden küfür ettiğine emin olurken bize doğru geldi. "Kayıp çocuk gözüktü bakıyorum?"

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin