-9-

151 19 1
                                    


-9-









"Taehyung"

Adımı derinden öyle bir inledi ki boğazımdan istemsizce bir inilti yükseldi, Tanrım biz ne yapıyorduk?

Onu ittirmeye çalıştığımda kollarımdan tutup engel oldu ve gözlerini açıp şehvet dolu bir bakış attı bana, bu bakışlar kalbime indirecek cinsten olsa da karşımdaki kişinin en yakın arkadaşım olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Lütfen" dudaklarını dudaklarıma yeniden yaklaştırırken ihtiyaçla fısıldaması benim için hiç iyi olmamıştı çünkü onu istememe ve öpmeme neden oluyordu ve lanet olsun ki bu çok yanlış geliyordu, sarhoştu ve unutacağını bildiğimden böyle bir duruma düşmek istemiyordum, zihnimi okumuş gibi konuştu. "Sarhoş değilim Taehyung ve unutmayacağım."

Peki sonra ne olacaktı?

Birbirimizin yüzüne nasıl bakacaktık?

"Sikerler" diye söylendim ve daha fazla dayanamayarak hazırda bekleyen dudaklarına yapıştım, öpüşlerimizin arasında ona karşılık verdiğimden deli gibi sırıttığını görebiliyordum, zayıf düşüp gardımı indirmiştim ve kendimi zevkin kollarına bırakmıştım.

Dilini dilime değdiren kişinin en yakın arkadaşım olduğu gerçeği beynime sinyaller gönderirken beynim yokmuş gibi davranmaya ve anın tadını çıkarmaya çalışıyordum.

Bu his nedensizce çok hoşuma gitmişti.

Kipkırmızı olmuş halde birbirimizden ayrıldığımızda ondan uzaklaşmama izin vermeden ayağa kalktı ve sırtımı buzdolabına yaslayarak kafasını aşağıya doğru eğdi, alkol kokan nefesi burnuma çarparken inkar edemeyeceğim şekilde daha fazlası için yanıp tutuşuyordum, Jungkook çok çekici bir adamdı ve bu benim daha çok tahrik olmama sebep oluyordu. "Çok güzel" dedi bütün vücudumu baştan aşağıya süzerken.

"Jungkook pişman olmadan duralım"

Kaşlarını çatıp elini elmacık kemiğime çıkarıp okşadı. "Seninle yaşadığım ya da yaşayacağım herhangi bir şey yüzünden pişmanlık duymam Taehyung"

En yakın arkadaşımın bu hallerine alışık değildim, sürekli terliyor ve utançtan ne yapacağımı şaşırıyordum. "Yanlış" diye fısıldadım parmak uçlarımı onun parmak uçlarına değdirirken.

Bir elini kalçama atarken kafasını olumsuzca salladı. "Hissettiğim şey yanlış olamayacak kadar güzel"

Bacaklarımdan tutup beklemediğim bir anda kucağına aldı ve yüzlerimizi aynı hizaya getirdi, deli gibi atan kalbini çok net hissediyordum, Jungkook'u ilk defa bu kadar heyecanlı görüyordum, kaç senelik arkadaşımdı ama kalbinin hiç bu kadar hızlı attığına şahit olmamıştım.

Dudaklarımız tekrar birleştiğinde kendi odasına doğru ilerlediğini fark ettiğimde gözlerimi açabildiğim kadar açtım, gerçekten aklımdan geçen şey olacak mıydı?

Ama...

Sırtım yatağın yumuşak kumaşıyla buluştuğunda ellerimi göğsüne koydum. "J-Jungkook, senin bir kız arkadaşın var"

Muzipçe sırıtıp burnumun ucunu öptü. "Yani Roza olmasa benimle beraber olur musun?"

Konuşmaya çalışırken sürekli yüzümdeki yerleri öptüğünden dikkatimi toplamakta zorlanıyordum. "H-hayır ondan değil, biz arkadaşız"

Boynumu öptüğünde kendime engel olamayarak inlediğimde kıkırdadı. "Bu gece arkadaş olmayalım bizde"

Ben şaşkınlıkla ona bakarken bir anda tişörtünü üstünden çıkardı ve elimi alıp karnının üstüne koydu. "Dokunuşuna ihtiyacım var Taehyung, beni istediğini sende biliyorsun."

Sadece bu gece arkadaş olmasak ne zarar gelirdi?

Sabah olduğunda ikimizde hiç olmamış ve hiç yaşanmamış gibi davransak normal hayatlarımıza dönebilirdik, bu ihtimali göz önünde bulundurarak elimi karnından aşağıya indirerek pantolonunun fermuarını buldum, aşağıdaki büyüklük gözüme çarptığında dilim tutuldu, elimi alıp tam büyüklüğün üstüne koydu. "Delirmek üzereyim Taehyung, beni deli eden sensin."

Muhtemelen anın etkisiyle böyle konuşuyordu yoksa Jungkook bana karşı böyle konuşmazdı, ona ileride bana böyle dediğini söylesem muhtemelen dalga geçmek için söylemiştim der.

Kendi fermuarını açıp pantolonunu boxer ile birlikte yere fırlattığında gözlerimi hemen başka yere kaçırdım, çok büyüktü ve ben böyle bir durumla ilk defa karşı karşıya kalıyordum.

Kahkaha atıp çenemden tuttu ve ona dönmemi sağladı. "En son küçücük çocuktuk tabi, aynı kalmasını beklemiyordun heralde."

Stresten dilimi ısırıp parmaklarımla oynarken pantalonumun bacaklarımdan kayıp gittiğini yeni fark edebilmiştim, eğilip bacağımın iç kısmını öptüğünde dişlerimi birbirine bastırdım, elini iç çamaşırıma attığında bir hamlede bulunmasına engel olup elimi elinin üstüne koydum. "Taehyung gerginsin, seni rahatlatmama izin ver."

Alnına dökülen saçlarından tutup bana bakmasını sağladım. "Jungkook ben bir erkeğim,  benden iğrenirsin."

Sırtımın arkasına yastık yerleştirip rahat etmemi sağlarken elimi alıp avucumun içini öptü. "Bir erkek olduğunun farkındayım Taehyung ve sana dokunuşlarımdan senden iğrendiğimi mi düşündün cidden, senin için yanıp tutuşurken?"

O kadar güzel konuşuyordu ki ıslanmış dudaklarını sertçe öpmeye ve ısırmaya başladım, hoşuna gittiğine dair sesler çıkarırken iç çamaşırımı hışımla çekip çıkarmıştı, penisimde hissettiğim eliyle ağzının içine defalarca inledim, kadınların Jungkook için neden çıldırdığını daha iyi anlıyordum sanırım şimdi.

Aklıma beraber olduğu kadınlar gelince bir çırpıda ondan ayrıldım, "Sen bir sürü kadınla beraber oldun, ben seni tatmin edemem."

Parmak uçlarını beni deli etmek istermiş gibi penisime sürterken dolmaya başlayan gözlerime baktı. "Sen beraber olduğum tüm kadınlardan daha güzelsin, hatta şu zamana kadar gördüğüm her şeyden daha güzelsin, artık beni kendinden uzaklaştırmaktan vazgeç Taehyung, bedenlerimizin birleşmesine izin ver."

Bu his o kadar yanlış ve aynı zamanda o kadar doğru hissettiriyordu ki ne yapacağımı bilemiyordum, şaşkın olduğum kadar şehvetle dolmuştu tüm bedenim ve ruhum, her ne kadar inkar etmek istesem de derinlerden benimle iletişim kurmaya çalışan iç sesim her şeyi yok sayıp sadece bir kereliğine en yakın arkadaşım dediğim herifle sevişmemi fısıldıyordu bana.

Dudağımda tatlı tatlı öpücükler bırakmaya başladı, elleri yumuşacık, dokunuşları hem sert hem de incitmekten korkar gibiydi, Jungkook... En yakın arkadaşım bir seks tanrısı gibiydi. "Bu gece mi?"

Fısıldadım öpüşmelerimizin arasında, durdu ve bütün nefesimi tenimi gıdıklayacak şekilde yüzüme bıraktı. "Bana kalsa bu gece değil, her gece seninle sevişmek isterim."

Sözleri aşırı derece de baştan çıkarıcı olsa da bu gece çok içtiği için bunları söylediğini varsayarak kendi kendimin moralini bozuyordum, benim gibi tecrübesiz birini arzulayacağını düşünmüyordum hem.

Sabah olduğunda onun bahanesi sarhoş olmak olacaktı, peki ya ben?

Eğer daha fazla ileri gidersek belki birbirimizin suratına bile bakamazdık, bu ihtimal kalbimin sıkışıp bin bir parçaya ayrılmasına sebep oldu.

Aniden onu üstümden itip zorlanarak yataktan attım kendimi ve boxer ile pantolonumu elime aldım, arkamdan şaşkınca bakakalırken odadan çıkıp kapıyı büyük bir gürültüyle çarptım. "Taehyung, geri gel!"

Onun bağırması devam ederken hızlıca boxerimi ve pantolonumu giymeye çalıştım.

Nefesim darlaşırken askılıkta duran kot ceketimi hışımla çektim ve koşar adımlarla evi terk ettim.

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin