-33-

41 10 0
                                    


-33-






Suyun altından geçirdiğim tabağı Jimin'e uzatınca bana teşekkür edip eğildi ve bulaşık makinesinin içine yerleştirdi.

Bulaşık makinesi tamamen dolduğunda bana gösterdiği dolabın kapağını açıp makinenin içine yerleştirebilmesi için ona bir bulaşık deterjanı kapsülü uzattım, bir kaç saniye sonra bulaşık makinesinin kapağını kapatıp makineyi çalıştırdığında hâlâ ıslak olan ellerini kurulaması için ona arkamdaki havluyu verdim.

Yoongi ve Jimin bizi akşam yemeğine davet etmişlerdi, işten çok yorgun bir şekilde dönmüş olmama rağmen onlarla olan iletişimimizi pekiştirmek adına kabul etmiştim, Jungkook ve Yoongi içeride sohbet ederlerken ben de Jimin'e yardım için onunla birlikte mutfağa gelmiştim, elini kurulaması için verdiğim havluyu mutfak sandalyesinin üstüne attıktan sonra buzluktan bir kutu naneli dondurma çıkardı.

"İstersiniz öyle değil mi?... Yoongi ve ben çok severiz."

Naneli dondurma için ölüp bitmiyordum ama Jungkook'un bayıldığını biliyordum bu yüzden 'olur' anlamında kafamı salladıktan sonra dondurma kutusunun kapağını açıp onun küçük kaseleri çıkarışını izledim, içeriden gelen gülüşme seslerinden Yoongi ve Jungkook'un keyifli bir sohbetin içerisinde oldukları belli oluyordu, Jimin elimde tuttuğum kaseye kaşıktaki dondurmayı koyarken bana baktı.

"Eee nasıl gidiyor bakalım, Jungkook ve sen?"

Gözlük takılı olmasına rağmen bile soruyu sorarken gözlerinin içinin güldüğünü görebilmiştim, sorusu karşısında lunaparka götürülmüş küçük çocuklar gibi bir sevince kapılsam da bunu gizlemek için sanki dondurma o sırada en önemli şeymiş gibi yüzümü dondurmadan ayırmadım. "İyi."

Kısa cevabımla birlikte kahkaha atıp son kaseye de dondurmayı koydu. "Sadece iyi mi? Birbirinize olan bakışlarınız sadece iyi olmadığını gösteriyor."

Ah sanırım Jimin mimikleri okuma ustasıydı.

Kasedeki dondurmaların üstüne çikolata sosu dökerken elime kaşıkları aldım. "Aslında çok iyi." dedim elimdeki kaşıkları birbirlerine çarptırıp mutfak duvarlarında seslerin yankılanmasına sebep olurken, Jimin bej renkli pantolonun cebinden telefonunu çıkarıp gelen bildirime baktı, dondurma kutusunun kapağını kapatıp geri kaldırırken kıkırdıyordu. "Yoongi nerede kaldığımızı soruyor."

Kaselerden ikisini eline alıp mutfağın çıkışına yöneldiğinde "Bir dakika." diye seslendim, meraklı bir şekilde bana dönüp tek kaşını havaya kaldırdığında izin ister gibi önüne geçtikten sonra mutfağın kapısını kapadım. "Seninle konuşmak cidden çok iyi geldi ve söz veriyorum dondurmalar erimeden önce kısa keseceğim."

Bir sandalye çekip oturduktan sonra dondurma kaselerini de masanın üstüne bırakıp bana da oturmam için tebessüm ederek karşısındaki sandalyeyi gösterdi, kafasını fazla şişirmeyi umarken ben de karşısındaki sandalyede yerimi aldım. "Çivileme atlar gibi direkt konuya giriş yapacağım çünkü bence lafı dolandırmanın bir alemi yok, az önce sen sorduğunda da söylediğim gibi Jungkook ile gerçekten çok iyi gidiyor, ama nasıl desem... Ş-şey oldu mesela, biz akşam yemekte konuşuyorduk ve bir anda ilerisi için çocuktan bahsedince ikimiz arasında kısa bir gerginlik oldu, seslerimiz yükseldi falan..."

Elimdeki kaşığı döndürürken Jimin'in gözlerinin içine baktım. "Ondan bir anda çocuk lafını duymayı beklemediğim için şaşkınlığımı en yüksek desibel ile belli ettim, onu kırmak istememiştim... Ama bana yaklaşımı, tavırları, sözleri o kadar sınır ötesi bir sevgide ki bazen onun sevgisinin altında eziliyormuş gibi hissediyorum, her an bana kalkıp evlenme teklifi edebilir gibi geliyor."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin