-11-

185 19 3
                                    

-11-







Tik tak sesleri iyice ruh daraltıcı bir hal almaya başladığında oturduğum bir ayağı kırık sandalyeden kalkıp koltuğa tırmanarak duvara asılı olan saati çekip çıkardım ve sinirli homurtularım altında arkasındaki pilleri çıkararak sesini kesmesini sağladım.

Sabaha karşı uyuyamadığım yetmiyormuş gibi bir de saatin sesi bütün zihnime işliyor, kulaklarıma sanki bir sirkin ortasında bırakılmış gibi bir etki yaratıyordu.

Kapı çalındığında kafamı geriye yatırıp yıllardır boyanmadığından boyaları pütür pütür hale gelmiş olan tavana baktım, "Kim o?!" diye bağırdım tavana bakmaya devam ederken, dönüt olarak Roza'nın sesi kulaklarıma ulaştığında anında geriye yatırdığım kafamı kaldırıp telaşla silkelendim, Rıza'nın sesi kendimi bir çok sebepten ötürü suçlamama sebebiyet verirken gece yaşanılanları anında bir kenara bırakıp soğuk kanlı tavrımi takınarak koştura koştura Jungkook'un odasına ilerledim ve kapıyı açtığım gibi uyanması için bildiğim en iyi yöntemi uyguladım.

"Kook yangın var!"

Karşılık olarak sadece kalın bir horultu duyduğumda yatağın üstüne zıplayıp kafasının altındaki yastığı çekip suratına doğru bastırdım, "Eğer hemen kalkmazsan seni hemen burada boğarım uyuşuk herif!"

Boğuk sesi tahminime çok uzak bir şekilde keyifli geldiğinde elimdeki yastığın kılıfını yırtarcasına sıktım, "Senin tarafından boğulmak benim için bir şereftir Tae!"

Sinirle gülerken nasıl bu kadar rahat ve aramız normalmiş gibi davrandığına anlam veremiyordum, sürekli değişen ruh hallerini takip etmeye çalışmaktan yorgun düşmüştüm, sanki özellikle beni bezdirmek ister gibi bir hali vardı. "Gerçekten uyanmalısın, Roza kapıda...y-yani aslında şey bilirsin gidip ben de açabilirdim ama şu an onunla konuşacak modda değilim sanırım."

Jungkook gözlerini pes etmiş gibi en sonunda tamamen açtığında rahatlıkla nefes vermiştim ki bütün rahatımı kaçıran bir cümle kurarak saç diplerime kadar kızarmamı sağladı "Ne diye gelmiş, sabaha karşı ona ayrılmak istediğimi belirten bir mesaj yazmıştım, buraya gelmesi ne saçma!"

Ne dediğini hala idrak edemediğimden suratına öylece aval aval bakmaya devam edip ne kadar yanlış bir şey yaptığımı fark ettim, çünkü onun suratına bakma sürem ne kadar uzuyorsa gece yaşanan şeyler de aklıma aynı hızla akın ediyordu.

Beni odasından kovduktan sonra Roza'ya ayrılmak istediğine dair mesaj mı atmıştı yani?

Ve bu sabah sanki her şey normale dönmüş gibi davranması da cabasıydı.

Aklımı kaçırırsam sebebi kesinlikle Jungkook olacaktı.

Zil sesi sanki birinin tiz çığlığı gibi bütün evin içini doldururken Jungkook bağırarak yatak örtüsünü üstünden fırlatıp hışımla yataktan çıkınca arkasından bakakaldım, arkasından gitmek için ben de yataktan çıkmaya yeltenmiştim ki komodinin üzerinde duran telefonundan yayılan ışık ile vazgeçip suçluluk hissediyor olmama rağmen telefonu elime alıp durdurduğu videoya baktım.

Aklıma salıverilen kahkaha tufanı ile bezenmiş görüntülerle gözlerim hem salak hallerimiz karşısında hem de geçen yıllar hatırına dolmaya başladı, bu videoyu biliyordum, seneler önce çok sarhoş olduğumuz zaman kafayı bulduğumuzda çektiğimiz ve kesinlikle sürüsüyle saçmalıklar içeren bir videoydu.

Videonun açık olduğu sekmeyi kapattığımda gördüğüm albümle daha da şaşkına uğrayıp dudaklarımdan 'Ha, nasıl yani?' diye bir hayret cümlesinin dökülmesine engel olamadım, ikimizin çekmiş olduğu videolara özel bir albüm oluşturmuştu.

Böyle bir şey yaptığından, sırf bize ait bir albüm oluşturduğundan asla haberim yoktu.

Dışarıdan hiçbir şeyi umursamayan ve takmayan biri gibi görünen Jungkook aslında o kadar da vurdumduymaz değildi, her ne kadar itiraf etmekte zorlansam da bana karşı hiç umursamaz değildi özellikle, çok değer verdiği biri bile bana karşı en ufak bir ters harekette bulunuyor ise o kişiye ağzının payını vermekte bir sakınca görmezdi.

Küçüklüğümüzden beri aramızda hep çok sadık bir ilişki olmuştur, zor zamanlarımızda hep birbirimizin yanında olduk, ne durumda olursak olalım asla kopamadık birbirimizden, en zayıf anlarımda beni güçlendiren hep Jungkook'tu.

Bu yüzdendi bütün endişem; ondan etkilenmediğimi ve çekici bulmadığımı söylesem şu saatten sonra söylediğim en büyük yalan olurdu kabul, çünkü beni öpmesine zevkle karşılık vermiştim, hatta o beni sarmalayıp öpmeye devam ettikçe daha önce hiç bu kadar doruk noktasına ulaşamadığımı da fark etmiştim.

Ona karşı içimde büyümeye başlayan hoşlanma kırıntılarını yok etmek istemiyordum zaten hoşlanılacak biriydi öyle hoş bir cazibesi vardı ki ona karşı koyabilecek birini tanımıyordum zaten para kazanma yöntemi de kendi cazibesi olmuştur her zaman.

Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey gelen bağrışma sesleri olunca onun telefonunu komodine bırakıp sesleri takip ederek salona ilerledim, "Bana bir açıklama borçlusun Jungkook, sabaha karşı ayrıldığımızı belirten bir mesaj ile beni terk edemezsin, uyanır uyanmaz neye uğradığımı şaşırdım!"

Öfkeden kuduran Roza bana kısaca baktığında Jungkook da onun baktığı yöne dönünce göz göze gelmiş olduk ve korktuğum şey ne yazık ki klişe bir şekilde gerçekleşti ve göz göze gelmemizin etkisiyle basan sıcaklık ve ter etkisini göstermeye başladı.

Bana son kez bakıp bir mesaj ile terk ettiği Roza'ya döndü "Bak Roza sen üzülmeyi hak eden biri değilsin, ama üzgünüm ben aradığın 'o' kişi değilim, seni ne yazık ki o anlamda sevmiyorum, ayrılma yolu olarak mesajı tercih etmem adice gelmiş olabilir ama inan ki o kadar farklı bir şeyin etkisindeydim ki hala o etkiden çıkabilmiş değilim."

Cümlesinin sonuna doğru sesinin kısılıp yeniden bana dönmesiyle bakışlarımı ondan çekip mutfağa ilerlemeye kalkmıştım ki Roza'nın sesiyle mutfağa giden yol cam kırıklıları ile donatılmış bir kaldırıma döndü "Taehyung yüzünden değil mi? Aptal mı sandın beni Jungkook!? Ona bakışların, onun hakkında konuşurken suratının aldığı ifade... Tanrım bir haykırmadığın kaldı sadece!"

Görünmeyen cam kırıkları ayaklarımdan içeriye batiyormuş gibi hissederken Jungkook'un inkar etmesini bekledim ama o sessiz kalmaya devam ettiğinde onun yerine ben devraldım "Umm Roza bak ne dediğinin, ne konuştuğunun farkında değilsin bence. Biz Jungkook ile küçüklükten beri çok yakın arkadaşız, senin düşündüğün gibi bir şey yok, senden ayrılma nedeni ben olamam."

Roza histerik bir şekilde gülüp filmlerdeki kötü karakterler gibi kahkaha attığında kaşlarımı çattım, "Taehyung gerçekten bir salak mısın, yoksa salak rolünü çok mu iyi oynuyorsun çözemedim ama ben salak değilim, Jungkook ile ne zaman bir yere gitsek sürekli senden bahsetmesi, su içsek bile senin su içiş şeklinden bahsetmesi, günün her saati her saniyesi senden bahsetmediği tek bir an bile yok, ilk başta yanıldığımı, kuruntu yaptığımı düşündüm ama değil, Jungkook'un kalbinde sadece sana yer olduğu sürece hayatına giren herkesi üzmeye devam eder aynı bana yaptığı gibi!"

Soluksuz bir şekilde konuşan Roza'ya beynimden vurulmuşa dönmüş ifademle baktım, baş başa kaldıkları her saniye Jungkook benden mi bahsediyordu? Tamam sinir bozucuyum kabul, duyduğum şeyleri tekrar ederek zaman kazanmaya çalışıyor olabilirim ama bunlar kolay sindirebileceğim şeyler değil, Roza'ya alayla sırıttıktan sonra kendinden emin bir şekilde ayakta dikilen Jungkook'a döndüm en sonunda, "Roza uyduruyor değil mi Jungkook, öyle bir şey yok aslında değil mi?"

Yanına ilerleyip suratıma vurulan gerçekleri yok saymak adına hızla sarstım Jungkook'u "Sürekli benden bahsetmiyorsun değil mi? İnkar et hadi!"

Onu sarsmayı bırakıp umutla Roza'nın yalanlamasını bekledim, kalbim ağzımdan çıkacak kadar bir koşucu gibi atışlarını hızlandırırken Jungkook'un ağzı aralandığında sabırsızlıkla konuşmasını bekledim. "İnkar edemem." diye fısıldadığında Roza'yı haklı çıkarmış oldu.

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin