-25-

75 11 0
                                    


-25-









"Neden sanki çok olağan dışı bir şey söylemişim gibi bu kadar bağırıyorsun ki?"

Önündeki bardağı sertçe itelediğinde tabağına çarpan ses ile yerimde sıçrayıp sandalyeden hışımla kalkıp giden Jungkook'un arkasından karmakarışık şekilde bakakaldım, belki de dediği gibi sesimi gereksiz yere o kadar yükseltmiştim ama damdan düşer gibi aniden çocuk ile ilgili bir cümle duymayı beklemiyordum ondan.

Tartışma yaratmak ve aramızı açmak istemiyordum bu yüzden peşinden gidip gitmeme konusunda kararsız kalmıştım ki mutfaktan çıktığı zaman ki gibi aynı hışımla içeri girdiğinde yüzünü yıkadığını anlamış oldum, kaşlarında asılı kalmış olan su damlaları yavaş yavaş yanaklarından aşağıya süzülürken daha sakin bir duruşla geçip karşıma oturdu. "Bunu yüzüne tokat gibi vurmak istemezdim ama bazen gerçekten çok kırıcı oluyorsun."

Ciddi anlamda tokat etkisi yaratan cümlesi ile avuçlarımın arasındaki peçeteyi un ufak parçalara ayrışacak kadar sıktım, dik başlının teki ve bazen aşırıya kaçan tepkiler veren biri olabilirdim ama onu özellikle ve bilinçli kırmak asla yapmayacağım şeylerin arasında kesinlikle ilk sırada yer alıyordu. "Kırıcı olmak istememiştim... H-hem alakasız bir şekilde çocuk konusunu açtığın için tepkimi de mazur görmen gerekirdi."

Kum tanesi kadar ufalan peçete taneleri avuçlarım arasından yere dökülürken dişlerine baskı uyguladığını kasılan yanaklarından anlıyordum, arkasına yaslandığında sessiz bir şekilde küfür ettiğini dudaklarını okuduğumdan dolayı anlamıştım. "Sen kırıcı olmak istememiş olabilirsin, ama biliyorsun ki insanlar en çok en değer verdikleri kişiler tarafından kırılırmış, senin bana dediklerini bir başkası dese emin ol sikime bile takmam."

Bu sefer ona karşıt bir cevap vermeyip sadece kafamı sallamakla yetinerek devam etmesini bekledim, içinde tuttuğu şeyleri bilmek istiyordum. "Hem neden alakasız bir şey söylemiş olayım ki Taehyung, en sonunda olacak olan şey bu değil mi?"

Emin olamadığım için suratına aval aval bakmaya devam ettiğimde sırtını yasladığı sandalyeden uzaklaşacak şekilde doğrulup eğildi ve çenemden kavrayıp onun ne kadar kırılmış olduğunu görebilmem için gözlerimizi mutsuz bir şekilde buluşturdu. "Susuyorsun." diye fısıldadığında onu belki de daha da çıldırtacak şekilde sessiz kaldım, çünkü ona karşı ne zaman zıt yönde bir cevap versem her seferinde tartışmalarımız da level atlayıp kızışmaları artıyordu.

Elini çenemden çekip arkasına geri yaslandığında onun da benim gibi sessizliğe bürüneceğini sanmıştım ki tam tersine sessiz kalmalarıma isyan eder şekilde laflarını sıralamaya başladı. "Sen yoksa seni sadece cinsel anlamda falan mı istediğimi mi düşünüyorsun?... Aynı evde yaşıyoruz diye ikimiz için de kazançlı bir durum olsun ve sevişip rahatlayalım diye mi sana kalbimi açtığımı sanıyorsun?"

Kıkırdadığında bu kıkırtısının öfkeden delirmek üzere olan birinin kıkırtısı olduğu belliydi. "Yoksa gerçekten de önceden dediğin gibi cebimi bir zamanlar farklı şekillerde doldurduğum için beni ciddiye mi almıyorsun?"

Pekala... Bu fazlasıyla acıtmıştı.

Sinir harbiyle söylediğim bir şeyin onda bu kadar büyük bir yara açtığını düşünememiştim, bazen gelip geçici bir kavga anında söylediğimiz tek bir kelime bile aslında çok büyük bir yıkım etkisi yaratabiliyordu ve bunu bildiğim halde o gün onun üstüne fazlasıyla giderek duygularını çiğnemiştim, bunu bu kadar geç fark ettiğim için aptalın tekiydim.

Sandalyeden gıcırtı gelecek şekilde arkaya ittirip ayaklandı ve tepemde dikilirken son kez ben de pişmanlık yaratacak sesini duyurdu. "Aklında benimle ilgili ne tarz düşünceler dönüp duruyor bilmiyorum ama ben duygusuz ve sadece seks için yaşayan biri değilim."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin