-7-

160 20 22
                                    


-7-




"Taehyung gözlerin gerçekten muhteşem, fotoğrafta olduğundan daha yakışıklısın!" kızın sürekli ciyaklayarak konuşması cidden sinir bozucuydu, Jungkook'a inat ne zaman bir şey yapsam lanetlenmiş gibi hissediyordum, yemekler geldiğinden beri kız bir kere bile susmamıştı ve sürekli bana nerelerden alışveriş yaptığını anlatıp duruyordu.

Jungkook'un haklı çıkmasından nefret ettiğimi önceden söylemiştim sanırım.

"Bak kolyemi de geçen gün..." masanın üzerinde duran telefonum çalmaya başladığında Tanrıya minnet duyup elime aldım ve kimin aradığına dahi bakmadan hemen kulağıma götürdüm. "Alo Taehyung?"

Arayan kişi kızgın olduğum Jungkook olsa bile beni bu konuşmadan kurtardığı için sevinmiştim. "Taehyung ben iyi değilim, başım çok dönüyor, soğuk soğuk terliyorum, eve gelip beni hastaneye götürür müsün?"

Jungkook'un telaşlı sesi endişelenmeme sebep olurken hemen ayağa kalkıp diğer elimle ceketimi elime aldım.

Kız benim telaşlandığımı görmüş olmalı ki oda ayaklandı, Jungkook telefonun diğer ucundan sayıklamaya devam ederken ona hemen geleceğimi söyleyip telefonu kapadım ve kıza döndüm. "Şey sen rahatını bozma lütfen, Jungkook'u hastaneye götürmem gerek sesi cidden çok kötüydü, ben sana haber ederim."

Kız telaşla başını sallayıp beni onayladığında cüzdanımdan bir miktar para çıkarıp masanın üstüne bıraktım. Lokantadan çıktığım gibi bir taksi çevirip evin yolunu tuttum.

Trafikten dolayı yarım saatte anca gelebildiğim için merdivenleri hızla çıkıp titreyen elimle anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda içeriye doğru bağırdım. "Jungkook!"

Jungkook mutfaktan elinde cips paketiyle ve sırıtarak çıktığında neler olduğunu yeni idrak edebilmiştim. Onu boğmak istiyordum! "Bence bana teşekkür etmelisin, seni kurtardım!"

Ne kadar yüzsüzdü böyle. "Jungkook yaptığın şeyin hiçbir açıdan doğru kısmı yok, ne kadar korktuğumu tahmin bile edemezsin!"

Bir anda ciddileşip cips paketini yere attı ve elleriyle yanaklarımı kavradı. "Hey bak sakin ol, iyiyim ben, aşırıya kaçırmış olabilirim ama içimden bir ses senin orada bulunmak istemediğini söylüyordu, eğer gerçekten çok korkuttuysam özür dilerim."

Neden onu hem dövmek hemde iyi olduğunu gördüğüm için sarılmak istiyordum. O gözümden akan yaşı silene kadar ağladığımın bile farkında değildim. "Bak eğer yemeğe çıktığın kişi isteyerek gittiğin biri olsaydı bunu yapmazdım, ama bana inat yapmıştın ve senin zor durumda olduğunu hissettiğim zaman kalbim sıkışır, saçma bulacaksın belki ama aramızda yılların oluşturduğu özel bir bağ olduğunu düşünüyorum."

Hayır saçma bulmuyordum çünkü bende öyle. düşünüyordum. "İyi olmana sevindim." dedim titreyen sesimle.

Yanağımı okşadıktan sonra alnıma düşen saçları geriye yatırıp rahatlamamı sağladı. "Ah gel buraya." diye soluduktan sonra bana sımsıkı sarılıp enseme doğru üfledi.

Böyle yapınca gıdıklandığımı biliyordu. "Ahaha Jungkook kes şunu!" Bir kez daha yapınca kollarının arasından çıkmaya çalıştım ama bana engel oldu. "Affettiğini söylemezsen yapmaya devam ederim!"

Tekrar yapacağını anlayınca "Tamam affettim!" diye bağırıp geri çekildim ve kollarına sinirle vurdum. "Benimle uğraşmaya bayılıyorsun değil mi?"

Dişlerini gösterip güldükten sonra kolumdan tutup beni içeriye sürükledi ve masanın üstünde duran büyük boy pizza kutusunu gösterdi. "Yemeğini yarım böldüğüm için sana asla reddedemeyeceğin bir şey aldım."

~

Hoseok yeni yıkanan tabakları kurularken bir yandan süslerle donatılmış kafenin içine göz attı. "Dostum bence Jungkook'un hiç hoşuna gitmeyecek, abartılı şeylerden hoşlanan biri değil ki."

Ah evet bunu zaten benden iyi kimse bilemezdi, Roza'yı bu konuda uyarmıştım ama kendi bildiğini okumaya karar vermişti malesef. Normalde her sene eve giderken Jungkook ve benim için küçük bir pasta alırdım ve bu Jungkook'un onun için en iyi doğum günü hediyesi olurdu.

Roza ve Jungkook içeri girdiği an oturan herkes ayağa kalkıp doğum günü şarkısı söyleyip alkış tutmaya başladılar, Jungkook'un ifadesine bakmak için ona döndüğümde sinirli bir şekilde Roza'ya baktığını görmüştüm, şu an hiç rahat değildi, keşke onun beni kurtarabildiği gibi bende onu kurtarabilseydim.

Hoseok ve ben biraz sonra içeriden gelecek olan pasta için tabakları servise hazırlarken Jungkook gelip önümüzde durdu. "Taehyung bu saçmalıktan haberin var mıydı?"

Evet anlamında kafamı salladığımda dişlerini sıktı. "Doğum günlerimi bir tek seninle kutlamayı sevdiğimi biliyorsun, ayrıca bu insanların hiçbirini tanımıyorum, bana sen yetersin."

Onu sakinleştirmek için bir şeyler düşünmeye çalışırken Roza gelip onun elinden tutup kalabalığa doğru sürükledi.

Hoseok beni dürtünce ona döndüm. "Şey yanlış anlama ama Jungkook biraz abartıyor galiba, kız bu kadar düşünüp uğraşmış anlayış gösterebilir, bu yani nasıl desem normal bir arkadaşın göstereceği tepki değil bence."

Yaptığı imayı fark etmemle gözlerimi büyüttüm. "Ne demek istiyorsun!"

"Hoseok!" İçeriden Tessa ona seslendiğinde gitmek zorunda kalınca sinirle soludum ve eline zorla hediyeler tutuşturulan Jungkook'a baktım, suratı o kadar asıktı ki onu çekip buradan götürmek istedim.

Bir süre sonra içeriden pasta geldiğinde Jungkook etrafındakilerden müsade isteyip tezganın arkasında duran benim yanıma geldi. "Doğum günümde burada durmana izin vermem, hadi gel pastayı beraber keseceğiz."

Cevap vermeme izin vermeden beni çekiştirip pastanın olduğu yere götürdü, Roza ona dilek tutup mumu üflemesini söylediğinde Jungkook gözlerini kapatıp tek bir nefeste mumları üfledi ama bir tanesi yanıyordu. "Onu da sen üfle" deyip bana işaret edince Roza'nın bana öldürücü bakışlar attığını fark ettim ve bunu bir gram bile umursamayarak mumu üfledim.

Jungkook bir elini belime atıp diğer eliyle tuttuğum bıçağı tutarken beraber pastayı yarısına kadar kestik, yavaş bir müzik çalmaya başladığında Roza gelip aramıza girdi ve Jungkook'un elinden tutup dans etmeye zorladı.

Elime zorla pasta diliminin olduğu tabak tutuşturulduğunda Hoseok'un olduğu masaya oturup onları uzaktan izlemeye başladım. "En yakın arkadaşının yaş gününde oldukça mutsuz görünüyorsun."

"Hoseok çünkü bu Jungkook'un hoşlandığı bir şey değil, böyle olmamalıydı."

Roza Jungkook'un dudaklarına yapıştığında elimdeki çatalı tüm gücümü harcayarak sıktım. Hoseok çatalı elimden zorla alıncaya kadar sıkmaya devam ettim.

Ben ona sinirle bakarken Hoseok şüpheli bakışlarını üstüme dikip işaret parmağını bana doğrulttu. "Dostum,en yakın arkadaşını onun kız arkadaşından mı kıskanıyorsun?"

Yutkunup parmaklarımı kıtlattım bu soruya ne cevap vereceğimi bilmediğimden susmayı tercih ettim.

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin