-44-

30 6 0
                                    


-44-








Taehyung

Bu gruba ve şarkılarına bayılıyorum, karşımda kendini kaybetmiş gibi delicesine dans eden adama ayrı bayılıyorum, bir zamanlar en yakın arkadaştan öte bir şey olamayacağımızı düşündüğüm ama şimdi eşim olan genç adam dans hareketleriyle bedenini bütünleştirmiş bana havalı havalı bakışlar atıp başımı döndürüyordu, Tanrım o kadar mutluydu ki suratındaki o gülümseme hiç geçmesin diye onunla her gün yeniden, tekrar ve tekrar evlenebilirdim.

Kiliseden çıktıktan sonra kendi aramızda bir kutlama yapmak için kafeye gelmiştik ve pub ya da herhangi bir eğlence merkezine gitmediğimiz için memnundum, etrafımızda bizden başka kimse olmadan, sadece arkadaşlarımız, ailemiz ve en önemlisi de biz.

Ona çaktırmamak için Hoseok ile uydurduğumuz yalan belki yüzyılın en klasik ve çoğu kişinin de inanmadığı yalanlardan biriydi ama aklımıza gelen ilk bahaneyi öne sürerek kafeden çıkıp Jungkook için yüzük aramaya koyulmuştuk, tabi yüzüğe karar verme, kuyumcuyla beyin fırtınası falan derken kiliseden randevu alma işi neredeyse aklımdan uçup gidecekti.

Kuyumcuda işimin çok uzayacağını fark edince Hoseok'a kuyumcudan çıkmasını ve kiliseye gidip en yakın tarihe randevu almasını söylemiştim, kiliseden beni aradığında en yakın tarihin o gece olduğunu söylemişti ama ondan sonraki yakın tarihe atlamasını söylemiştim hemen, çünkü hadi ama dürüst olalım... Kafeden çıktığımız gibi o yorgunlukla Jungkook'u nasıl bir bahaneyle kiliseye sürükleyecektim ki? Hem onu da geçtim ailelerimize haber verme ve takım elbise giyme durumu da meçhul kalırdı o zaman, Kev'in ufak yardım payını da unutmamam gerek, eğer Hoseok ile benim erken saatte mola hakkımızı kullanmamıza izin vermeseydi Jungkook'a bir yüzük takamazdım.

Kısacası çevremde tanıdığım herkesin evliliğimiz üzerinde ufak da olsa payları vardı.

Tessa bizim için fazlasıyla emek vererek berliner pastası hazırlamıştı, içeriden dikkatle pastayı getirip Hoseok'un kırmızı gül yapraklarıyla süslediği masanın üstüne bıraktığında Jimin hoparlörden yayılan müziği durdurdu ve büyük bir alkış tuttu, Jungkook yanıma yaklaşıp elimden tuttuğunda avuç içlerinin sıcaklığıyla heyecanımın yatışmasını bekledim, hayatımın geri kalanında sürekli böyle heyecan yaparsam muhtemelen uykularımdan sıçrayarak uyanırdım, şöyle de bir durum vardı ki Jungkook yanımdayken - yani her zaman - heyecan yapmadan duramıyordum.

Beraber pastanın önünde durduğumuzda parmağımı pastanın üstüne serpiştirilmiş pudra şekerinin üstünde gezdirmemek için zor durdum, eğer ortamda bir pasta varsa herkes yemeden önce parmağımla tadına bakmak hoşuma gidiyordu, kimine göre garip gelse de ben seviyordum.

Jungkook bir eliyle pastayı kesmek için bıçağı aldığında hala birleşik olan diğer ellerimiz üstünden parmaklarımızdaki yüzükler birbirleriyle temas ediyordu, bu görüntüye yüreğimi yumuşatan bir bakış attım. "Durun!"

Jungkook tam bıçağı pastaya yaklaştırmıştı ki Hoseok bağırarak herkesin dikkatini üstüne çekti, Yugyeom elini onun beline götürüp ne söyleyeceğini tıpkı bizim gibi çok merak ettiğini gösteren ifadesiyle baktığında Hoseok elindeki kadehi havaya kaldırdı. "Bu tarz şeylerde çok iyi olmasam da yine de birbirlerini tamamlayan bu aşıklar için bir konuşma yapmak istiyorum."

Sarhoşluğun etkisiyle kızaran yanaklarının birinin üstünü Yugyeom öptüğünde es verip gülümsedi ve Jungkook ile bana döndü, bir konuşma yapacağını düşünmediğim için şaşırıp kalmıştım bu yüzden susup kelimelerin dudaklarından dökülmesini bekledim. "Bunu hatırlatarak ortamı germek istemem ama Jungkook'un doğum gününde kafede bir kutlama yaparken Roza ile Jungkook dans ederken Taehyung'un onlara attığı bakışlara şahit olmuştum."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin