-5-

196 24 1
                                    

-5-






Hoseok sayamadığım kez hönkürüp burnunu tekrar kolunun hırkasına silip kıpkırmızı olmuş gözleriyle bir bana bir de Jungkook'a baktı. Yugyeom'un asistanının söylediği daha doğrusu gösterdiği alyanstan sonra dumura uğramıştı ve dertleşmeye ihtiyacı olacağını düşünerek onu Jungkook'la bizim eve getirmiştik.

Jungkook ikinci bira şişesini açarken Hoseok'a üzüntüyle baktı. "Dostum bak yaranı daha fazla deşmek istemem ama çokta kafana takma bence, insanlar ne yazık ki birbirlerine yalan söyleyip birbirlerini aldatırlar, Yugyeom'un evli olmasına çokta şaşırmadım açıkçası, belli ki sıkıcı giden evliliğine heyecan katmak için seninle bir şeyler yaşamayı düşünmüş."

Hoseok Jungkook'tan duyduğu şeyle daha çok ağlamaya başlarken Jungkook'un koluna bir yumruk geçirdim. "Bak daha Yugyeom'la konuşmadın, belki sandığımız gibi bir şey değildir." Jungkook söylediğim şey üzerine histerik bir şekilde güldü. "Hadi ama Taehyung adam hobi olsun diye mi alyans takıyor yani, o zaman bizde hobi olsun diye gidip evlenelim, bu mu yani?"

Eğer tüm bu saçma şeyleri söyleyen en yakın arkadaşım değil de bir başkası olsaydı gerçekten ağzını burnunu kırmıştım. "Hayatımda gerçekten birisinden çok etkilenmiştim ve o da evli çıktı şansıma sıçayım gerçekten, ben neden mutlu olamıyorum?" Jungkook kendi birasını bitirip benim birama yumulduğunda ona sinirle baktım.

"Yani dostum alınma ama neye göre mutluluk ki? İnsanlar birbirlerine aşık olduklarını sanıp evlenip ve bir ya da iki çocuk dünyaya getirip mutlu olduklarını sanıyorlar, bu bir yanılsama, sadece kendilerini kandırıyorlar, belki aradığın mutluluk o adamda değildi."

Garip ama Jungkook'un söylediği şeylerden birine hak vereceğim aklıma gelmezdi.

Hoseok da benim düşündüğüm gibi cevap verince içten bir şekilde gülümsedim. "Jungkook seni tanımasam karşımda başka biri olduğunu düşünürüm, bu kadar mantıklı konuşmaya ne zaman karar verdin?" Jungkook ikimize bakıp ellerini iki yana açtı.

"İnsanların sahte olduklarını öğrendiğimden beri sanırım, gitmem deyip gidenler, seviyorum deyip aldatanlar, iyi ki varsın deyip aslında o kişinin varlığını umursamayanlar, dünya ne yazık ki bunlardan ibaret."

Avucuma kuruyemiş doldurup ona döndüm. "Bu yönden düşünecek olursak sende Roza'yı kandırmış olmuyor musun? Yani onu gerçekten seviyorsan bir laf edemem tabii." Jungkook alkolün etkisiyle kaymaya başlayan gözleriyle bana baktı.

"Haklısın onu gerçekten sevmiyorum ama sonuçta bu ilişki olayını denemek isteyen bendim. Ama sanırım dünya üzerinde kandırmadığım tek kişi sensin, çünkü seni gerçekten önemsiyorum, değer veriyorum, arkadaşlığın ve varlığın benim kaybetmekten korktuğum tek
şey."

Sanırım yine istemsiz bir şekilde ciddi bir ortam oluşmuştu.

"Hey burada acı çeken benim bana yardımcı olmanız gerekirken birbirinize övgüler yağdırıyorsunuz, tamam anladık birbirinizin arkadaşlığınıza çok değer ve önem veriyorsunuz falan, ama bilmem farkında mısınız burada hoşlandığı adamın evli olduğunu öğrenen bir adam var."

Jungkook ayağa kalkıp buzdolabından beyaz şarap şişesini çıkarıp Hoseok'un önüne koydu ve kocaman sırıttı.

"Bu yüzden sarhoş olmanı sağlayıp kısa bir süreliğine de olsa bu acı gerçeği unutmanı sağlayacağım."

~

Çilekli pastayı vitrine yerleştirirken içeri giren kişiyle hemen onun önüne geçip bir adım daha atmasına engel oldum. "Şey sanırım bence bir daha buraya gelmemen senin ve Hoseok için daha iyi olur" Yugyeom kaşlarını çatarken Hoseok'un arkadan sesini duydum. "Senin burada ne işin var?" Ah çok güzel amacım Hoseok görmeden Yugyeom'u buradan göndermekti ama sanırım geç kalmıştım.

"Neler olduğunu anlamadım, bir şey mi yaptım ki?" Hoseok sinirle hırlayıp onu ittirdi. "Ah evet evli olduğunu sakladın ve hepimizin bildiği gibi bu çok boktan bir şey, bir de şimdi gelmiş salak numarası yapıyorsun, belki bilmiyor olabilirsin ama insanların duygularıyla oynamak cidden rezalet bir şey."

Yugyeom hala anlamamış gibi bakmaya devam ederken duruma açıklık getirmek adına konuşmaya karar verdim. "Bak geçen gün buraya asistanın geldi ve alyansını şirkette düşürdüğünü söyleyerek sana vermek istediğini söyledi, şimdi bir şeyler kafana oturdu mu?"

Yugyeom önce tedirgin gibi gözükse de daha sonra rahatlamış gibi omuzlarını aşağı indirdi. "Muhtemelen asistanım karıştımış, ben alyansı Mark'a vermesini söylemiştim, ben evli falan değilim."

Hoseok kollarını önünde birleştirip inanmadığını belli etmek ister gibi ona baktı. "Vay canına demek evli değilsin ve asistanın bunu bilmiyor, daha inandırıcı bir yalan bulduğunda bu konuşmayı gerçekleştirmeye ne dersin?"

Doğrusu bende pek inanmamıştım, Yugyeom konuştukça batmıştı bence. "İster inanın ya da inanmayın ama doğruyu söylüyorum, evli olsam neden Hoseok'a karşı bir ilgi duyayım ki?"

Bana kalmadan Hoseok lafa girdi. "Bir şerefsiz olduğun için olabilir mi?" Ortalık gittikçe kızışıyordu. "Asistanımla konuşabilirsin, buraya geldiği içinde kızdım hatta ona, Hoseok senden ne kadar hoşlandığımı anlamaman için kör ya da sağır olman gerekir, bence kendimi oldukça belli ediyorum ama inanmıyorsan yapabileceğim bir şey yok!" Yugyeom sinirle kapıyı açıp çıktığında Hoseok'un ne yapacağını merak ederek ona bakmaya başladım.

Beni şaşırtarak kapıyı açtı ve Yugyeom'a bağırarak seslendi.

~

Odamda yıkanacak olan kirli çamaşırları bir yere ayırarak bir anda kapım açıldı ve Jungkook gülümseyerek içeri girdi. "Bu akşam bir planın var mı?" Elime lekeli tişörtümü alıp salladım. "Kirli çamaşırlarımla randevulaşmış olabilirim." Gözlerini devirip elimdeki tişörtü alıp yatağın üstüne fırlattı.

"Seninle uzun zamandır gitmek istediğin bir film vardı ya, Roza bu akşam ona gitmek için ikimize bilet almış sonra hangi film olduğunu görünce aklıma sen geldin, gelmek ister misin?"

Birilerinin arasında üçüncü kişi olmayı sevmezdim.

"Hayır ama yine de teşekkür ederim." Anında kaşlarını çattı. "Neden gelmek istemiyorsun ki, sonuçta gitmek istediğin filmdi?" Neden gitmek istemediğimi anlamış olması gerekirdi.

"Jungkook sizin bir çift olarak gitmeniz daha uygun olur bence, baş başa kalmış olursunuz." Kafasını iki yana salladı. "Sen gelmeden asla gitmem, Roza içeride bekliyor hazırlanıp gelsen iyi olur." Saçlarımı karıştırınca elini ittirdim ve odamın kapısını kapatıp çıkınca ellerimle yüzümü sıvazladım.

Cidden gitmek istemiyordum, Jungkook neden bu kadar ısrarcı davranmıştı?

Sandalyenin üstünde duran kot ceketimi aldığımda içeriden duyduğum bağırışma sesleriyle kulağımı odamın kapısına dayadım ve dinlemeye başladım.

"Jungkook seninle yalnız vakit geçirmek istediğimi biliyordun, Taehyung gelmek zorunda mı?" Ah sanırım Roza'nın böyle tepki vermesine çok şaşırmamıştım.

"Taehyung uzun zamandır bu filme gitmek istiyordu, onu davet etmemde ne gibi bir kötülük olabilir?!"

Jungkook benim gelmem konusunda bu kadar ısrarcı olmasaydı bu saçma tartışmayı da yapıyor olmazlardı aslında.

"Gittiğimiz her yere kuyruk gibi gelecek mi gerçekten!" Peki yalan yok bu biraz acıtmıştı. Kapıyı açmaya kalktığımda Jungkook'un cümlesiyle olduğum yerde kaldım.

"Taehyung benim bir parçam, eğer ondan vazgeçmemi istersen bu ilişki biter!"

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin