-4-

183 25 2
                                    

-4-





"Cidden her hafta şu temizlik işini yapmalı mıyız?"

Elimdeki toz bezini pantolonumun kenarına sıkıştırıp tişörtüme bulaşan tozları silkeledim. "Eğer evi bok götürmesini istemiyorsak evet malesef yapmalıyız" Jungkook cebinden telefonunu çıkarıp koltuğun kenarına oturdu. "Aslında Mina'yı arayıp bize temizlik yapacak birini göndermesini isteyebilirim"

"Yaptığın ileri derecede absürt planla ondan kurtulmak isteyen sen değil miydin, şimdi ondan yardım istemeyi mi düşünüyorsun "Gözlerini devirip ayağını elektrik süpürgesinin üstüne koydu. "Bence plan iyiydi, eğer öpüşseydik inanabilirdi ama sen istemedin, yani bu teori ile düşünecek olursak Mina bana senin yüzünden inanmadı."

Cidden inanılmazdı....

Onunla bir amaca varmayacak olan konuşmayı yapmaktan vazgeçip buz gibi olmuş kahveden bir yudum alıp yüzümü buruşturdum, hiç bu konu hakkında derin bir şekilde düşünmemiştim ama Jungkook ile öpüşme düşüncesi nedense midemde bir şeylerin kasılmasına sebep olmuştu. Jungkook yedi yaşımdan beri en yakın arkadaşım, sırdaşım,  dostum ve her şeyimi bilen tek insandı.

Doğrusu gerçekten yakışıklı ve çekici biriydi, kadınların onun için deli olmasını cidden anlayabiliyordum, ama sinirimi bozan şey ise kadınların ona ilgisini sadece para yönlü düşünüp bunu fırsata dönüştürme çabasıydı.

Onun iyiliğini düşünüp ne zaman şu yaptığı saçmalıktan vazgeçmesini söylesem beni tersleyip ona karışmamamı söylüyordu, istese benim ve Hoseok gibi bir işte çalışabilirdi, ama o yatarak ve hiç doğru olmayan bir yöntemle para kazanmayı seçiyordu. Hem de ciddi anlamda yatarak. Çalıştığım kafede üç yıldır çalışıyordum ve işe girdiğimde Hoseok ile orada tanışmıştık, ben orada işe başladığımda o zaten orada çalışan biriydi ve çoğu şeyi ondan öğrenmiştim.

Jungkook kadar olmasa da Hoseok da çok kısa bir sürede her şeyimi anlattığım ve en yakınım biri haline gelmişti. Bir gün içip sohbet ederken yani kafamız iyi olduğunda bana gay olduğunu açıklamıştı ve tepkimi ölçmek için suratıma uzun bir süre gözlerini kırpmadan bakmıştı. Bunu tabi ki de normal karşılaştım, çünkü ilişkilere kadın-erkek yönünden değil de insanların birbirlerini sevmesi açısından bakan biriydim. Kısacası homofobik değildim, olanları da anlamıyorum, sadece hepsinin boş kafalı ve aşka saygısı olmadıklarını düşünüyorum.

Jungkook ve Hoseok'u tanıştırdığımda Jungkook da benim gibi normal karşıladığında Hoseok çok rahatlamış görünmüştü, ama çoğu kişinin öğrenmesinden tereddütlü olduğunu anlayıp nedenini sorduğumda bana lisedeyken cinsel yönelimi yüzünden bir çok zorbalıkla karşılaştığını söylemişti.

Ne yazık ki dünya üzerinde birbirinden gereksiz insanların olduğunun kanıtıydı bu da.

Son bir ya da bir buçuk aydır Jungkook'un şaşırılacak derecede düzgün giden bir ilişkisi vardı, tabi Roza hala onun nasıl para kazandığını bilmiyordu, açıkçası öğrendiğinde de çok hoş karşılayacağını sanmıyordum. Sanırım bu yönden Jungkook'u kendisinden çok düşünüyordum, çünkü bu konuda benim yaptığımın yarısı kadar bile telaş yapmıyordu.

İlginç...

Jungkook gelip parmaklarını gözümün önünde şıklattığında kendime geldim, sabahtan beri yuttuğum tozlar düşüncelere dalmama sebep olmuştu sanırım. "Taehyung deminden beri sana sesleniyorum, Roza mesaj atmış onu akşam için bir yerlere götürmemi istiyor, sizin kafeye getirebilir miyim?" Bunun için neden benden izin alıyordu ki?

"Sen bilirsin Jungkook"

Kafasını yan yatırıp gamzelerini gösterecek şekilde gülümsedi. "Böyle mızmız bir şekilde konuştuğunda cidden beş yaşındaki bir çocuk gibi görünüyorsun ve itiraf etmeliyim ki ortaya cidden çok şeker bir görüntü çıkıyor." Koluna vurup sahte bir kahkaha attım. "Benimle dalga geçmekten vazgeç dev kıvırcık."

Oflayıp elini dizimin üstüne koydu. "Bu sefer ciddiydim, dudaklarını sarkıtıp kısık sesle konuştuğunda gerçekten tatlı görünüyorsun, seninle neden dalga geçtiğimi düşüyorsun ki, sana iltifat ediyor olmam çok mu garip ki?"

Aslında evet garipti.

"Çünkü sen her şeyi sallayan, hiçbir şeyi kafaya takmayan ve başkalarıyla dalga geçmeye bayılan birisin ve benimle dalga geçiyor olduğunu düşünmem gayet normal bence." Yüz ifadesinden kırıldığını anlamıştım. "Unuttuğun bir şey var, sen benim için başkası değilsin, her şeyimi paylaştığım kişisin, seninle arada sırada şakasına dalga geçiyor olsam da bir başkasının seni dalga malzemesi yapmasına izin vermem."

Ortamın bir anda bu kadar ciddileşmesi ikimiz için de iyi olmamıştı. Çünkü ikimiz de ciddi konulardan bahsetmeyi seven kişiler değildik. Yani yılda bir ya da iki kere çok kötü bir şey olmadığı sürece ciddi konuşmalar yapmazdık.

"Umm peki o zaman iltifatın için teşekkür ederim ama bence bir günde bu kadar ciddi olduğumuz yeter, yastık savaşı yapmaya ne dersin?" Ben ondan gelecek cevabı beklerken hazır olmadığım bir anda arkasında sakladığı yastığı çıkarıp kafama vurdu.

"Yastık savaşına tabi ki de hayır demem!

~

Tezgahın arkasından Jungkook'un yüzünü okşayan Roza'ya bakarken Hoseok elindeki tepsiyi sinirle atınca yanındaki bardağa çarptı ve bardak yere düşüp kırıldı. "Hey bu sinir de ne böyle?" Ben cam kırıklarını elime alıp toplamaya başlarken Hoseok öfkeyle soludu. "Yugyeom bugün buraya hiç gelmedi, sence başına bir şey gelmiş olabilir mi?"

Ah sanırım anladım...

"Yugyeom buraya her gelmediğinde bardak kıracaksan eğer kovulma riskini de göze almışsın demektir." Topladığım cam kırıklarını çöpe atacağım sırada bir tanesinin elime batmasıyla acıyla tısladım. Hoseok bana yardım etmek için elini uzattığında başka bir el onun elinin önüne geçti.

"Keşke kırıkları topladığını gördüğümde yardıma gelseydim, çok acıyor mu?" Hayır anlamında kafamı sallarken peçeteyle parmağımdan akan kanı silen Jungkook'a baktım. Ne ara dikkatini Roza'dan ayırıp beni görmüştü ki? Tezgaha yapışık olan musluğu açıp elimi soğuk suyun altına tutup sabunla yumuşak bir şekilde bastırıp yıkamaya başladı.

"Cam parçası içine girmedi değil mi?" Yine hayır anlamında kafamı salladığımda gülümseyip havluyla elimi kuruladı.

"Merhabalar ben Rachel, Bay Kim'in asistanıyım, kendisinin burada olduğunu düşünerek gelmiştim ama yok sanırım," Hoseok kadına şüpheli bir şekilde bakıp sordu. "Evet normalde her gün gelirdi ama gelmeyince bizde şaşırdık, siz neden arıyordunuz ki onu?" Kadın avucunu açıp tuttuğu alyansı gösterdi.

"Bugün şirkette düşürmüşte bende kendisine vermek istemiştim."

𝘽𝙚𝙨𝙩 𝙁𝙧𝙞𝙚𝙣𝙙 𝙊𝙧 𝙏𝙧𝙪𝙚 𝙇𝙤𝙫𝙚? ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin