Nefret, en tehlikeli silah; kazanılabilecek en büyük düşmandı.

726 38 77
                                    

Herkesin Bir umudu vardır, Bir savaşı, Bir kaybedişi, Bir acısı, Bir yalnızlığı, Bir hüznü... Çünkü herkesin bir gideni vardır, İçinden bir türlü uğurlayamadığı...

-Turgut Uyar

-Turgut Uyar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🕊️

Mavi ve Siyahın Savaşı

B Ö L Ü M 2

21 Mart, 14.25

Ölüm kalım savaşında ölüme kaybeden kişilerin, geride bıraktığı yakınlarının adım adım yaşadığı süreç, tam üç aşamadan oluşmaktaydı.

İnkar etme, yokluğunu garipseme, kabullenme.

Ölümü herkes bilirdi; ancak herkesin ağzına sakız olmuş, dile alınması öylesine kolay hâle gelmiş olan ölümün aslında tehlikeli bir serzeniş olduğunu insanoğlu, bir yakınını sonsuza dek kaybettiğinde anlardı. Önce kabullenemezdi, bu kaybedişi. Yaşanan şok, ölümün kabullenilmesinde zorluk çıkartırdı. 'Daha dün nefes alıyordu, daha geçen birlikte yemeğe gittik hâlbuki, birkaç gün önce kanlı canlı bedenine sarılmıştım oysa...'

Vefat eden kişinin ardından, masada eksilen tabak sayısı, evde boşalan odanın ıssızlığı, daima aynı yere park ettiği arabasının yerinde oluşan boşluğu, ona ait kahve bardağının rafında tozlanmaya başlaması, odalarda artık duyulmayan sesi, her daim kapının önünde bulunan ayakkabısının yokluğu dâhi çevresinin garipsemesine, yokluğunu artık inkâr edememesine yol açan acı boşluklardı.

Bir daha sesini duyamayacağı, gözlerin alıştığı simasını artık görmeyeceği, varlığını etrafında hissedemeyeceği, aynı ortamlarda artık bulunamayacakları ve onunla geçirdikleri anların bir daha yaşanmayacağı gerçeği fark edildiğinde insan kaybettiğini kabullenmek zorunda kalacaktı.

Ancak ne kadar ölüm gerçeği bir süre sonra kabul edilse de, ölüme kaybeden kişi geride kalanları yarım bırakacaktı.

'Cenazeler, ölenler için değil, kalanlar içindir.'

Soner, söylemişti bana bunu, aylar önce. Bu sözü dile getirdiğinde belki de çok durmamıştım üzerinde. Tahmin edememiştim, bu sözleri onun ölümüyle doğrulayacağımı.

Nefes alış-verişlerimin, sol yanımda hissettiğim şiddetli sancının ve bir haftadır içimde birikmiş nefretin etkisiyle düzensizleşmemesi için kendimi öyle sıkmıştım ki, bedenim bu kasılmam üzerine uyuşmaya, karıncalanmaya başlamıştı. O, buradaydı. Sevdiğim adamın canına kıyan herif, bir hafta sonra bugün ortaya çıkmıştı.

Mavi Ve Siyahın Savaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin