Mavi Ve Siyahın Savaşı
B Ö L Ü M 15
🕊️
“Nişanlına veda etmeyecek misin?”
derken öylesine ifadesiz ve düzdü ki mimikleri, genç kadın birkaç saniye yüzüne bakakaldı.Hareketsiz kalan kadının, kasıldığını hissettiği bedenini yanına çekerek bir elini beline yerleştirirken göğsüne bastırdı hafifçe. Mesafeli, samimiyetsiz ve soğuk sarılmaları, dışarıdan bakanların bile anlayacağı türdendi.
Dildar, yumruklarını sıkarak saniyelerin akmasını beklerken yanağını şakağına değdiren adamın sakalları saçlarına karıştı. “Hâlâ o kadınmışsın gibi bakma bana.” dedi, fısıltıyla.
Kaşları çatılan genç kadın anlamazca başını kaldırdı. “Hangi kadın?”
“Geçmişindeki adamı unutamayan o kadın gibi... Beni yakmak için can atıyormuşsun gibi bakıyorsun, sindirememiş gibi. O geceki kadın da öyleydi..” derken sesindeki keskin tını, bıçak kesiği gibi genç kadının bakışlarına saplandı.
“Bana öyle bakma, içinden geçenleri zaten biliyorum.”
Dili kenetlenen genç kadın tek kelime edemedi. Son kez mavi gözleri, karşısındaki adamın gece karası irislerinde gezindi. Belindeki eli düşerek gitmesi için yol verdiğinde bir adım geri çekildi. Birkaç saniye dönüp gidemedi, gözlerini çekemedi. Ancak gitmesi gerektiğinde bir daha arkasını dönmeden çekip gitti.
Leyla, kızının minik adımlarıyla ailesinin yanına varırken, Pusat’ın yanından ayrılan Dildar’la kesişti yolları. İki kadın yan yana geldiklerinde mavinin farklı tonlarındaki gözleri kesişti. Yorgun, buruk ve cansız bakışları ne kadar da benzerdi. Her ikisinin de deniz gözlerindeki dalgalar durağan ve küskündü. Mimiklerine sinmiş sükûnet bile aynıydı.
Gözlerinden okudular, birbirlerinin çığlıklarını ancak tek kelime etmeden birbirlerinden ayrılıp uzaklaştılar.
“İyi misiniz? Bir şeyiniz yok ya?”
Aydın Demirkol, hızla kızına ve torununa yöneldiğinde torununa doğru açtığı kolları, Leyla’nın onu es geçerek Ceylan’la birlikte yanından geçip gitmesiyle havada kalmıştı.
Pusat, bir terslik olduğunun farkındalığıyla kendisine yönelen kız kardeşine dikkatle bakarken, dolan gözlerini fark ederek kaşlarını çattı. Leyla, direkt ikizine yönelip ona sarıldığında Pusat’ın sert bakışları avlunun tam karşısındaki Nezih Erginsoy’a kaydı. Yakmıştı işte canını, yıllar önceki gibi.
“Neyin var, Leyla? Bir şey mi yaptı sana?” Pusat, Leyla’nın omuzlarından geri çekerek yumuşak bir sesle sorduğunda Leyla başını iki salladı. “Sadece buradan gidebilir miyiz?” derken, çatık kaşlarının altından anlamazca kendisine bakan babasına bir kez olsun bakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ve Siyahın Savaşı
Teen FictionMVSS +13 Mavi gözlerime, denizden gözlerin var, derken mavi denizlerimin dalgasında boğulacağından habersizdi; İhanetimle onu boğacaktım. Siyah, toprak karası gözlerine beni gömmeden önce. Sonra da o gömerdi belki beni, siyahlarının en derinine. ...