Limana geri çıktığımda saat gece yarsısını geçtiğinden iyice soğumuştu. Klus'tan gelecek mektubu bekliyordum ve açıkçası mektubun ona ulaşıp ulaşmadığından da şüpheliydim. Benim açımdan her şey iyi gidiyordu.
İkimiz de birbirimizin intikamlarını paylaşmıştık. Ben batırırsam o da batırırdı, o berbat ederse ben de ederdim. Baykuşun bana doğru inişe geçtiğini gördüğümde kolumu uzattım. Kolumda taktığım kolluğun üzerine kondu ve notu çıkarıp yere Yeraltı'ndan baykuşun yemesi için avladığım bir fareyi koyana kadar da kolumdan ayrılmadı.
Notu parmaklarımın arasında okumadan iyice evirip çevirdim ve harflere bir göz gezdirdim. Evet, bu evinde bulduğum notlarla aynı yazı stiliydi.
Size de iyi geceler Bayan Dünya,
Denizalp Ağabey biraz temkinli de olsa onun evinde kalmama izin verdi. Ancak zaten bu gece dışında burada kalmayacağım, bunu tahmin etmişsindir. Bayan Dorothy'i çalışmama ikna etmek tahminimden de zor oldu çünkü benim kim olduğunu biliyordu.
Onun kim olduğunu nasıl biliyordu? Geçmişte, belki de bu lanet şehre ilk geldiğinde mi onunla tanışmıştı? Yoksa kendi ırkıyla alakalı bir durum muydu? Onun kim olduğu ve neden kendi topluluğundan dışlandığı konusunda bilgi alabileceğimi düşünerek bir sonraki cümleye hızla geçtim.
Onu buradaki türümün bir diğer örneklerine -bunlara Angekarta deniliyor, senin gördüğün siyah kanatlı, siyah saçlı, siyah gözlü, siyah boynuzlu Raymond'un aksine bunlarda beyaz kanat, beyaz saç ve göz, boynuzların yerine ise ışık huzmesi diyebileceğimiz bir haleye sahipler- rastladığımı ve yardım etmezse onun ne olduğunu onlara yayabileceğim konusunda tehdit ettim.
Bayan Dorothy bu ırkı biliyordu! O da mı bu ırktandı? Eğer öyleyse siyah saçlarından ve gözlerinden çıkarak onun Raymond gibi olduğunu söyleyebilirdim. Belki de sadece o ırkı bilen benim gibi bir insandı. Kafam o kadar karışmıştı ki üzerine daha fazla düşünerek vakit kaybetmek istemedim.
Klus anlaşmanın kendisine düşen bir diğer kısmını da yerine getirmeye başlamıştı. Kendi ırkları hakkında bilgi veriyordu. Buraya kadar her şey ikimizin de istediği gibi gidiyordu.
Ne kadar nota devam etmek istesem de anında zihnimde Klus'un dış görünüşü canlandı. Ama bahsettiği Angekarta veya diğer türden değildi. Biri beyaz bir türdü diğeri ise siyah... Eğer bu iki renk birbirine karışırsa... O griydi ve grinin tonlarıydı! Onun dışlanma sebebi melez olması mıydı?
Bu farkındalıkla birkaç saniye kadar öylece kalakaldım. Olabilir miydi gerçekten? Bir melez o türde bu şekilde mi doğardı? Daha fazla bilgiye ihtiyacım vardı ama Klus bir şeyleri üstü kapalı anlatmada gayet iyiydi.
Tehdidim işe yaradı. Ama o bana karşı daha sinirli ve daha temkinli şu anda. Bunu kıramam ama bir delik bulmaya çalışacağım. Ondan intikam alacağımı düşünüyor olmalı ki bu yüzden beni kabul etti. Neler yapabileceğimi görmek için bekliyor.
Tehdidi bir saçmalıktı her şeyi yokuşa sürmüştü ama eğer bunu yakalanırsa ya da başı belaya girerse bir çıkış yolu olarak tekrar öne sürmeliydi. Fazlasıyla fevri davranmıştı. İnsanlardan yardım istiyorsanız ya da onları kullanacaksanız bunu kibarlıkla yapmalıydınız, tehdit her zaman kaçış noktası olarak kalmalıydı. Aklıma Yeraltı'na gitmeden önce tehdit ettiğim Kaptan geldi. Eh, bir daha görmeyeceğim birine nadide türdeki bir atı emanet ettiğim için bu gerekliydi.
Kendi özel ekibine dâhil olmak zorunda kaldım. Bu işimizi hızlandırır diye düşünüyorum.
Bu cümlede uzunca bir süre kaldım. Biraz daha açıklama bekledim ama devamı gelmedi. Devamında planının detaylarını anlatan ve sonunda ise birkaç soru olan uzunca bir yazı vardı. Bayan Dorothy ile geçmişten tanışıyor oldukları kesindi yoksa kadın ne sebeple onun intikam alacağını düşünsündü ki?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLARIN RUHU
FantasyHer hikaye bir intikam yolcuğuyla başlardı. Karakter zarar görürdü, gururu ezilirdi ve bazen de kaçardı. Dünya'nın hikayesi ise intikam almasıyla başlıyor. Plan işleme kondu ve uygulandı. Sadece önünde bir pürüz var. Bu pürüz sırtında katran karası...