Bölüm 29

12 6 0
                                    

Klus üzerinde gömleği özellikle yavaş hareketlerle çıkardı. Karşısındaki iki kadın da gözlerinden bir şey okunmasına izin vermeyerek vücudunun üst kısmını süzdüler. Gömleği tamamen çıkardığında eli saçını bağladığı kumaş parçasına gitti.

Küçük Hanımefendi tam bu sırada söze girdi.

"İyileşmişler." Bu mutlu olduğunu belirten ya da her an geçmiş olsun dileklerini sunacak birinin ses tonu değildi. Daha çok durum tespiti yapan birinin havası vardı üzerinde.

Klus samimiyetsiz resmiyetini bir kenara bıraktı. Bu onların ondan daha çok güce sahip olduğunu ortaya dökmek dışında bir şeye yaramıyordu.

"İyileşmeleri çok normal değil mi, Katherine? Üç yıl oldu," dedi durağan bir sesle.

"Hepsini hatırlıyorum," diye mırıldandı Katherine. "Her şeyi."

Klus neyden bahsettiğini anlamıştı ama arkası onlara dönük bir şekilde gömleğini katlarken bir süre cevap vermedi. Arkasını döndüğünde Katherine tam ağzını açmıştı ki kapattı. Klus'un bir şey diyeceğini düşünmüştü.

Bayan Dorothy buradayken herhangi bir açık vermeyecekti. Bayan Dorothy şu an için onun işvereniydi ve onun paraya çok ihtiyacı varmış gibi yapıyordu. Onlara göre davranışlarını düzenlemeliydi.

Katherine, Klus'un bir şey demeyeceğini anlayınca Bayan Dorothy'e döndü.

"Bizi biraz yalnız bırakabilir misin?" diye sordu. Ses tonu en kibar haline bürünmüştü. Bayan Dorothy bakışlarını ondan biraz daha kısa olan Katherine'ye diktiğinde Klus olacakları merak ediyordu.

"Hayır, üzgünüm Bayan Truman ancak ben sizin çalışanlarınızdan biri değilim." Katherine araya girmeye çalıştı ama Bayan Dorothy susmasını istediğini belli eden bir hareketle elini kaldırdı.

"O, benim bir çalışanım. O buradaysa eğer sizin kişisel sohbetleriniz için burada değil. Soracaklarınızı sorun ve gitsin," dedi. Sesi itiraz kabul etmiyordu. Dünya her ne kadar bu sabahki notta Bayan Dorothy'nin Truman Hanesi ile iletişiminin sıkı olduğunu yazmış olsa da ve Klus, İblis Şehri'ndeki Daekartaların birbirini kolladığını düşünse de bu tablodan Bayan Dorothy'nin Trumanlere katlanamadığını çıkarıyordu.

Katherine nefesini seslice verdi ve bıkkınca ekledi. "Siz nasıl isterseniz, Bayan Dorothy."

"İlk olarak dedi," dedi Katherine Klus'a dönüp. "Uçuş yaparak konuşmayı tercih ederim."

Klus, bu cümlenin altını arayamadan edemedi. Uçuş yapınca savunmasız ve her an her şeyi söyleyebilecek bir kıvama mı geleceğini düşünüyordu. Kanatları açmak herhangi bir siniri mi tetikliyordu gibi sorular beyninde dönerken yine de bir şey saklamadığını ortaya koymak için baskıladığını uzuvların üzerindeki tıpasını kaldırdı. Tuttuğunu fark etmediği nefesini seslice verirken kanatlarını iki yana açarak gerdi.

Karşısındaki iki kadının da bakışları birbirinin zıttı iki kanada baktı. Bu kanatlarını ilk görüşleri değildi elbette ama yine üstünden zaman geçmişti.

Klus'un ara ara kısa uçuşlar yapıyordu ancak son yaptığının üzerinden oldukça uzun bir süre geçmişti. Koltukların bulunduğu alandan ayrılarak kanatları için daha geniş bir yer sağladı. Klus sonrasında bacaklarını kırarak havaya doğru zıpladı ve eş zamanlı olarak kanatlarını yere doğru hafif bir açıyla büktü. Bacakları yere değemeden büyük bir hızla kanatlarında topladığı havanın aşağı inmesini ve kendisinin kaldırmasını bekledi. Devamı her zaman daha kolaydı. İlk hızı aldıktan sonra daha da hızlanarak artan ve belirli bir yüksekliğe veya hıza ulaştıktan sonra yapılan stabil hareketler ile dengede kalmak oluyordu.

Yerden yükselmeye başlayınca sırasıyla Katherine ve Bayan Dorothy de ona katıldı. Tavana yakın bir yükseklikte birbirlerinden bağımsız küçük manevralar yaptılar. Klus konuşmanın başlatılması için bekledi.

"Bayan Dorothy, senin Angekartaların varlığından haberin olduğunu söyledi," dedi Katherine. Açıklama yapmasını bekleyen gözlerle ona baksa da Klus cevap vermedi. Katherine'nin bakışlarının aynısını ona sunuyordu.

"Onların isimlerini bana vermen karşılığında sana..."Katherine duraksadı ve düşünmeye başladı. Klus'a sunabileceği tek şey paraydı. "İstediğin kadar ödeme yaparım." Hızlıca etrafına bakındı ve onlara doğru yaklaşmakta olan yine de onları duyamayacak kadar uzaktaki Bayan Dorothy'e kısa bir bakış attı.

"Para uğruna onunla çalışacaksın. Duyduğum kadarıyla 'özel ekibi'ne girmişsin." Derin bir nefes aldı. Şu anda kanatları çok yavaş hareketlerle havada salınıyordu. Klus kollarının iki yanında durmasından rahatsız olarak kollarını göğsünde kavuşturdu ve Katherine'nin konuşmaya devam etmesi için gözlerini ondan ayırmadı.

"Sana yapılanları hiçbir zaman desteklemediğimi biliyorsun, Klus, inat etme de isimleri ver. Ben de senin maddi problemini çözeyim," dedi. Sesi yalvarırcasına çıkıyordu. Bir Truman Hanesi üyesi asla yalvarmazdı. Neden Angekartalar bu kadar önem arz ediyordu? Klus ifadesini bozmazken kaşları çatık bir hal almıştı. Onun bu sorgular halini fark eden Katherine en azından onu kafasında bir şeyleri tartmaya ittiğini düşünerek devam etti.

"Senin yuvan her zaman Daekartaların yanı oldu Klus. Annenin ırkını öyle kolayca silip atamazsın," demesiyle Klus'un sabrı taşmıştı.

"Diğeri de babamın ırkı, Katherine, o açıdan bakarsak. Benim kimseyi silip attığım, görmezden geldiğim veya..." Başını iki yana salladı. Dışladığım yok, diyecekti ancak kapıların diğerlerinin onu bu kelimelerden vurabileceği yerlere açıldığını yeni fark etmişti. "Böyle bir şey yapmıyorum. Sadece iki ırkın arasında kalmakla uğraşamam."

Klus bazen Dünya'nın yeryüzüne Bayan Dorothy'nin Daekarta olduğunu bilerek gönderdiğini düşünüyordu. Ama Dünya "İntikam," demişti. Ne olduğunu anlatmamıştı. Klus, Dünya'nın sabahki kısa notundan bir şeyleri bildiğini ve onu uyarmaya çalıştığını mı anlamalıydı yoksa notun kendisi Dünya'nın bugün buraya Katherine'nin geleceğini bildiğini saklamak için miydi? Basit bir uyarı ya da planlanmış bir tuzak... Klus emin olamıyordu.

Klus düşüncelerinin mantıklı bir cevap düşünmekten kaçtığını anlayınca kendini toparladı.

"Ne Angekartalar ne de Daekartalar umurumda! Aranızdaki şey her neyse beni buna dâhil etmeyin!" dedi keskin bir tavırla. "Bana bu kadar çok ödeme yapmak veya bir şekilde yardım etmek istiyorsan çenemi kapalı tutmam için ödeme yapabilirsin," diye ekledi. Sözleri oldukça sertti ama son cümlesini söylerken bunu yapmayacaklarını bildiğinden hafif alay tonu sesinde seziliyordu.

Bir süredir yanlarında olan Bayan Dorothy hâlâ sessizliğini koruyordu. Klus, Bayan Dorothy'nin Katherine'ye onları açık etmekle ilgili tehdidinden bahsedip bahsetmediğini merak etti.

"Kendinle çelişiyorsun, Klus," dedi Katherine. "Köşeye sıkıştığında böyle yaptığına şahit oldum defalarca. Kendi kendinle çelişmeye başlıyorsun. Ya çelişkiler içinde konuştuğunun farkında değilsin ya da bu da tamamen bir kafa karıştırma tekniği." Klus anlamadığını belirten bir ifadeyi yüzüne koymak için oldukça çabalamıştı. Kadının dikkatini Angekartaların kimliğinden Daekartaların kimliğini saklı tutmaya çekmeye çalışmıştı ama başarısızdı.

Katherine ve genel olarak Truman Hanesi çok zekilerdi. Her konuda ortamı ele alıp rahatlıkla manipüle edebiliyorlardı. Klus bunu bildiğinden ve buna bizzat şahit olduğundan yüzündeki maskeyi bozdu.

"Bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum, Katherine, ya da," dedi ve gözlerini kıstı. "Beni bu kadar iyi gözlemlediğini."

Klus yüzünü tahrik edici bir şekilde kadının yüzüne yaklaştırmıştı. Kadın cevap vermedi ve Bayan Dorothy onlara olan mesafesini korumaya devam etti. Ne kadar ortamda ağırlığını hissettirse de ikisinin arasına girmeyeceğini yeterince açık etmişti.

"Şimdi ikinize de açık konuşacağım," dedi Klus. İki kadına da kısa bir bakış attı. "İki ırkında kartlarını açık etmemem karşılığında Bayan Dorothy'nin 'özel ekibinde' çalışmayı kabul ettim. Eğer üzerine bir teklif yapacaksan, Katherine, bu pazarlığı benimle değil işverenimle yapmalısın."

Katherine kısa bir duraksamadan sonra Bayan Dorothy'e doğru döndü.

"Ona vereceğin paranın iki katını teklif ederek onu senden kiralamak istiyorum."

KANATLARIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin