Bölüm 46

41 3 0
                                    

Klus istese de üstündeki yorgunluğu atmak için uyuyamıyordu. Ateşten yayılan sıcaklık onu mayıştırsa da uyuyamayacağını bildiğinden kanatlarının iki yana doğru araladı. O kadar şeyden sonra basitçe bir ateş sıcaklığı, bir battaniye uyumasına yardımcı olmuyordu.

Klus, Katherine'e bir şeyleri açıklama fırsatı bulacak mıydı, merak ediyordu. Ona yaşattıkları için derinden bir özür dilemek istiyordu. Onun ismini bağırsa da geriye dönüp bakmadığı için kendinden nefret ediyordu. Katherine'i diğer Daekartalar ile bir tutmadığını ona söylemek istiyordu. İntikam arzusunun onunla alakalı olmadığını söylemek istiyordu. Katherine'e duyduğu intikam arzusunun, ona duyduğu dostluktan daha güçlü olduğu için üzgün olduğunu da söylemek istiyordu. Trumanlere karşı öç almak için tutuşurken Kath'i ezip geçtiği için bir gün kendini affedebilir miydi? Bir gün bu duyguyu aşmaya ve her şeyi geride bırakmış bir halde yaşamayı çok istiyordu. Kendini affetmek istiyordu.

Duvara yakın bir yerden duyduğu sesle düşüncelerinden sıyrılarak başını oraya çevirdi. Dünya'nın Raymond'un kanatları önünde durduğunu Dünya, kanatlara dokunup duvardan çekene kadar fark etmemişti.

"Dünya," diye fısıldadı Klus. Bir süre daha ayağa kalkamayacağını düşünmüştü Klus. Dünya, cevap vermek yerine elini önünde çökmüş olduğu kanadın tüylerinde dolaştırdı. Belki duymamıştır diye düşünerek bir kez daha "Dünya!" diye seslendi Klus.

Ogün'den gelen hafif homurtulara bakılırsa o çoktan günün yorgunluğuna yenik düşmüştü. Klus, Dünya'nın yanına doğru yaklaşmaya başladı. Son bir kez daha "Dünya," dedi. Dünya neden onu duymuyormuş gibi görünüyordu? Kanatta bir şeye mi odaklanmıştı?

Klus, Dünya'ya iyice yaklaştı ve elinin kanada saplanan oka yakın yerlerde gezdiği gördü. Klus, Dünya'ya dokunmayarak ne yapacağını izlemeye karar verdi. Dünya oku çekip çıkardıktan sonra kanadı geri duvara bıraktı. Kanat duvara yaslanmasına ve Dünya oku çıkarıp işini halletmesine rağmen kalkmayarak kanatları elleriyle okşamaya devam etti.

Klus hâlâ ne yapıyor olduğunu merak ederek Dünya'nın yanına sokuldu. Dünya onun yakında olduğunu fark etmişse de fark ettiğini gösteren herhangi bir ibare göstermedi. Klus, Dünya'nın sürekli olarak açılıp kapanan dudaklarından neler söylediğini işitebilecek kadar yakındaydı artık.

"Onları istiyorum. Onları istiyorum. Onları istiyorum..." diyordu takılı kalmış gibi. Klus onu ürkütmekten kaçınarak fısıldadı. "Neleri istiyorsun, Dünya?"

"Kanatları. Kanatları istiyorum. Onları istiyorum."

Kafası hafifçe Klus'a dönmüştü. Gözlerini kırpıştırarak girdiği trans durumundan çıktığını belli etti. "Klus, sen Yeraltı'nda ekstra uzuv eklemesi yapıyordun, değil mi?"

Klus, Dünya'nın ne isteyeceğini anladığında gözleri kocaman açıldı ve Dünya'dan bir adım kadar uzaklaştı. Bunun sonuçlarının neye yol açacağını bilmiyordu.

"Evet, a-ama bunları," derken kekelediğini fark ettiğinde boğazını temizledi. "Bunları sana takmamı istiyor olamazsın, değil mi?" diye sordu. Kızın bu soruyu başka amaçla sormuş olmasını umut ediyordu.

"Yani kanatları bana takabilirsin, değil mi?" demesiyle Klus, Dünya'dan biraz daha uzaklaştı. Dünya'yı çok kısa bir süredir tanıyor da olsa onun kadın olduğunu bildiğini söylediğindeki yüz ifadesini çok net hatırlıyordu. Herhangi bir kelimesi onun saldırmasına sebebiyet verebilirmiş gibi bakıyordu. Şimdi de aynı yüz ifadesine sahipti ve Klus ona vereceği cevapların Dünya'nın hoşuna gitmeyeceğini biliyordu.

"Onları sana takmamın nelere yol açacağını bilmiyorum, Dünya. Onlar normal bir hayvanın değil," dedi Klus. Dünya da Klus ile konuşabilmek için ayağa kalkmıştı. Klus bir adım daha geriledi.

KANATLARIN RUHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin