Şarkının bölüm ile uyumu>>>
Kapı aralandı ve Agot'a tamamen zıt görünüşteki adam içeri girdi. Altın sarısı saçları havanın kapalı olduğundan olsa gerek daha çok kumral rengindeydi. Gözleri beni bulduğunda bakışları sertleşti. Agot, onun kulağına uzanıp bir şeyler fısıldarken gözlerimiz birbirinden ayrılmadı. Agot, geri çekilince Theo eğilip alnına bir öpücük kondurdu. Onların özeline giren benmişim gibi gözlerimi devirerek önüme çevirdim. Kapı kapanıp güçlü adımlar odanın içinde yankılanana kadar da bakışlarımı karşıdaki yataktan çekmedim.
Adımlar yakınıma gelip durduğunda yüzümü ağır ağır ona doğru çevirdim. Tek kaşımı kaldırdım ve bir cevap bekledim. O ise sert bakışlarını yüzümde dolaştırmaya başladı. Bir an için benim adıma endişelenen eski dostumun bakışlarını gözlerinde gördüm. Ama benim donuk ve soran bakışlarımla karşılaşınca tekrar odaya girdiğindeki halini aldılar. Açıklama yapmadı hatta soran bakışlarımı umursamadan önüne dönüp el arabasının ikinci rafındaki bandaja elini attı.
Agot hakkında şüphelerimde ve düşüncelerimde haklı çıkmış olmak canımı sıkmıştı. Theo'dan hep yaralarımı az çok saklayan o iken şimdi pansuman için başıma diken oydu. Bana yalan söylemişti. Hâlbuki Bayan Dorothy ve Theo'nun karşısına bu hâlde çıkmamam için buraya getiren de kendisiydi.
İçimin Agot'a karşı öfkeyle dolduğunu hissettim. Hayatımdaki olaylara insanların bana olan ve sürekli değişen tutumlarına ayak uydurmak yeterince zorlaşmıştı. Bir de arkasında kim olduğunu bilmediğim birinin adamları tarafından çağırılmış sonra onları öldürmem gerekmişti. Peşine görüşmeye çalıştığım Bayan Dorothy'nin beni bulmak için çabaladığını öğrenmiştim. Söyleyeceklerinin hoşuma gitmeyeceği de kesindi.
Evime hatta hayatıma tanımadığım birisi girmişti. Odadaki şöminede öldürdüğüm adamın kemikleri varken vücudundaki farklı uzuvları da duvara dayalıydı ve o tanımadığım birisi isterse o odaya girebilirdi. Bu, her şeyi ifşa ederdi.
Neden evde tek olduğunu unutuyorsun gibi geldi.
Bu gerçeklik üzerime buzlu su atılmış etkisi yaratırken parmaklarımı yatağın yumuşak örtülerine bastırdım. Tek isteğim buradan çıkıp kendimi sokaklara atmamdı. Ares'i dışarıya ben çıkarmıştım. Bunu onun için yapmış olduğumdan suçluluk hissetmiyordum ama onun başına bir şey gelmesini de istemiyordum. Onu kendisi için dışarı çıkarmış olsam da bunu hak etmemişti.
"Paltonu ve gömleğini çıkar." Sessizliği bölen kalın bir sese ait sert kelimler düşüncelerimi de bölmüştü. Ah, onlardan birinin yardımını istemiyordum. Dün beni anlamayı reddeden birinin benim için çabalamasını istemiyordum. Aramızdaki arkadaşlığı sadece iş boyutuna kadar indirgeyen kendisi değilmiş gibi davranıyordu. Dengesiz insanlardan nefret ederdim.
Onun dediğine uymak yerine yataktan kalktım ve yönümü kapıya çevirdim. Tam adım atacakken omzumdan geri itilmem bir oldu. Yatağa geri oturur pozisyonda düşerken elimin istemsizce küçük hançerin olduğu yere gitmesine engel olmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLARIN RUHU
ФэнтезиHer hikaye bir intikam yolcuğuyla başlardı. Karakter zarar görürdü, gururu ezilirdi ve bazen de kaçardı. Dünya'nın hikayesi ise intikam almasıyla başlıyor. Plan işleme kondu ve uygulandı. Sadece önünde bir pürüz var. Bu pürüz sırtında katran karası...