Bölüm şarkısı 🎶
Rüveyda Çelik 26 yaşında
~Ki ben; senin için tüm zayıflıklarımdan feragat etmeye razıydım~
🌵
Karanlık bir ormanda yönümü bulmaya çalışıyordum. Orman gecenin zifriyle daha da karanlık ve tehlikeli bir hal almıştı. Hızla koşuyordum, ama nereye olduğunu bilmiyordum. Bir anda ayağım bir cisme takıldı ve dengemi koruyamayıp yere çakıldım. Bir anda ne olduğunu anlamadan batmaya başlamıştım. Git gide bedenim çamura gömülüyordu. Çırpınmamla daha da battım. Bataklık beni omuzlarıma kadar yutmuştu. Ve durmaksızın yutmaya devam ediyordu. Çamurun seviyesi boğazıma geldiğinde korkudan gözyaşlarım boşalıyordu.
Tam battığımı kabullendiğim anda bir el uzandı gözlerimin önüne. Yavaşça başımı kaldırarak baktığımda bunun Ares olduğunu gördüm. Elini tutmalı mıydım? Yoksa bu kadar batmışken kendi fermanımı imzalamalı mıydım? Adımı sayıkladı.
"Feris! Tutmalısın elimi! Tut güzelim elimi. Seni oradan çıkaracağım tut elimi."
Dediğini yapmıştım. Güvenmesemde tutmuştum o elini. Yavaşça yukarı çekti beni. Ciğerime dolan çamurlar kurumuş nefes almamı engelliyordu. Gözlerine baktım. Gözlerindeki ateş yerli yerindeydi. Hafifçe gülümsedi. Afallayıp ellerinden kurtulmaya çalışmıştım. Fakat geç kalmıştım. Beni tutup çıkardığı bataklığa hiç düşünmeden geri iteklemişti. Bu kez yavaşça değil direkt dibe batmıştım. İlk ve son kez ona güvendiğim için pişman olmuştum. Kalbim hayal kırıklığıyla kavrulurken ciğerlerim vurgun yemek üzereydi. Daha fazla nefessiz kalamadım ve sanki vücudum parçalara ayrılmış gibi bir acı hissettim.
Gözlerimi aralayıp nerede olduğumu kavramaya çalıştım. Hafif bulanık bakış açımla odayı inceledim. Bembeyaz döşenmiş oda ben yoğun bakım odasıyım diye bağırıyordu. Sol tarafımdaki monitörden sesler geliyordu. Sahi ne olmuştu bana öyle?
Odanın otomatik kapısının açılmasıyla içeri doktor ve bir kaç hemşire girdi. Doktor benden en fazla 4-5 yaş büyüktü. Kıvırcık kahvenin hoş bir tonunda saçları ve gözleri vardı. Gülümseyerek konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞE TUTSAK🍁
ChickLit"Bana o ilaçları getireceksin!" Katran karası gözleri, gecenin zifiriyle karışarak daha da tehlikeli bir hal almıştı. Farketmemesini umarak sessizce yutkundum. "Neden bunu yapayım?" diye yönelttim sorumu. Gülümsedi. Bu samimiyetten çok uzak bir...