İremden
Sabah telefonumun alarmı ile gözlerimi açtım. Normalde erken kalkmaktan nefret ederdim ama Alisaya söz vermiştim erken kalkıp gezecektik. Saate baktığımda dokuzdu. Alisaya saydırmaya başladım benim sabahın köründe ayakta ne işim vardı? Küfrede küfrede banyoya ilerledim elimi yüzümü yıkayıp giyindim ve Alisayla buluşacağım yere gitmeye koyuldum.
Alt geçitte buluşacaktık ama onu göremedim hem erkenden kaldırıyor hemde bekletiyor piç kurusu. 5-10 dakika bekledikten sonra sonunda gelebilmişti.
"Neredesin sen gerizekalı hem erkenden kaldırıyorsun hem bekletiyorsun bir daha sabahın bu saatinde buluşmayacağım seninle" dedim sinirle. "Tamam ya özür dilerim alarmı kaçırmışım hadi metro gidecek çabuk olalım" dedi. Bende onaylayınca metroya bindik.
"Taksimde ne yapacağız allah aşkına biz, ben yatağımda sıcacık mutluydum." dedim oflayarak. "Hadi ama İrem hep yatacak mısın?" dedi Alisa. "evet." dedim karalılıkla. O da pes etti. "Yanlız bu metro niye bu kadar boş." dedi Alisa. "Aynen çok boş benimde garibime gitti." dedim.
Son durağa kadar gitmiştik fakat birden üstümüze birşey çökmüştü. Herkes çığlıklar atmaya başlamıştı. Alisa korku dolu gözlerle bana bakıyordu. "Noluyor İrem?" dedi. "Bilmiyorum ki üstümüze birşey çöktü sanırım" dedim. "Anca bizim başımıza gelir zaten, umarım hemen çıkarız." dedi umutla Alisa. "Sanmıyorum ama hadi bakalım inşallah." dedim umutsuzca.
Leyadan
Üstümüze birşeyin çökmesiyle Tuana ile çığlık atmıştık. "NOLUYO LAN!" diye bağırdı Tuana. Ben korkudan dilimi yutmuştum. "Tuana birşey olmaz dimi?" dedim korkuyla. "Yok Leyacım ne olacak alt tarafı enkazda kaldık, töbe töbee" dedi dalga geçer gibi. "Dalga geçmenin sırası mı?" dedim somurtarak. "Ne yapayım sorduğun soru garip." diye karşılık verdi.
Etrafıma bakındım. Herkes yaşıyordu sanırım. Metronun tavanı sağlam olduğu için pek zarar görmemiştik ama enkazda kalmıştık.
Çağandan
Yaşadığımız sarsıntıdan sonra Yağızla küfretmiştik nerden çıktı şimdi bu? "Abi bir günümüzde olaysız geçsin bu ne" diye yakındı Yağız. "Yardımda isteyemeyiz telefon çekmez ne yapacağız?" diye sordum. "Durumu farkeden birileri olur illaki." diye karşılık verdi. Endişelenmeye başlamıştım aklımdan kötü kötü şeyler geçiyordu.
Özgürden
Enkaz altında kaldığımızda yanımda Ülkü vardı korkudan tir tir titriyordu. Ona sarılarak sakinleştirmeye çalışıyordum. "Sevgilim nerden çıktı şimdi bu ne güzel gidiyorduk" dedi Ülkü. "Bende bilmiyorum ama sakın korkma ben buradayım" dedim. Gülümseyerek karşılık verdi.
Denizden
Bora ile kaç dakikadır birbirimize sarılmış vaziyette bekliyorduk. Ödümüz bokumuza karışmıştı. "Denizim ne oluyor?" dedi Bora. "Bilmiyorum çikolatalı sütüm üstümüze birşey çöktü galiba." dedim kollarımı Boradan çekerken. İçimi bir endişe kaplamıştı. "Galiba bu sefer sıçtık Deniz." dedi korkuyla Bora. "Ecelimiz geldi, buraya kadarmış kardeşim. Hakkını helal et." dedim. "Helal olsun." diyerek karşılık verdi. Tahmini son günlerimizi yaşıyorduk. "İnstagramda konuştuğum bir kız vardı benim ona son kez yazsam mı acaba?" dedi Bora. "Olum ne kızı ne instagramı enkaz altındayız şuan beynine işliyor mu?" dedim. "Ama ya ölürsem bir daha konuşmak istiyorum" dedi üzülerek. "İyi ne halin varsa gör ben çantamdaki çikolatalı sütü içiyorum." dedim. "Bana diyene bak enkaz altında çikolatalı süt içiyor." diye dalga geçip kıza yazmaya koyuldu Bora.
"Lan kız beni reddetti Deniz! Enkaz altında olduğum yetmemiş gibi birde red yiyorum ne şanssız adamım." diye sızlandı Bora. "Bu tiple kimse sana bakmaz Bora." dedim. "Ne alaka benim her türlü giderim var bir kere." dedi. "Şaka yaptım çikolatalı sütüm boşver biz bize yeteriz." diye karşılık verdim. "Fazladan sütün var mıı?" dedi Bora. Hemen çantamdan çıkarıp ona bir çikolatalı süt uzattım.
Ardadan
Cenk ile birlikte altımıza sıçmıştık. Üstümüze birşey düşmüştü, enkaz altında kalmıştık. "Metro kazası da yaşamadık demeyiz artık." dedi Cenk gülerek. "Malmısın oğlum ne gülüyorsun komik bi durumda mıyız şuan" dedim. "Ne güzel abi işte aksiyon." dedi heyecanla. "Malsın" diye karşılık verdim. "Sensin o ağzını topla lan" dedi Cenk, kaşınıyordu. "Kaşınma Cenk." dedim. "Kaşısana aşkım" dedi sırıtarak. "Sapıklaşma olayın ciddiyetine var şuan enkaz altındayız farkında mısın?" dedim. "Farkındayım" diye karşılık verince "İyi" dedim. "Baksana kız çok iyi değil mii?" dedi yavşakça bi tavırla. "Allahım sen bana sabır ver yarabbim" diyerek sabır çektim. "Kanka ben yarın spora gidiyorum geliyor musun?" diye sordu Cenk. "Oğlum sen beyinsiz misin bi burdan çıkalım da sonra düşünürüz sporu." dedim bıkmış bi tavırla. "Tamam hayatım" diyerek bana öpücük attı. Salak falan ama seviyodum bu çocuğu.
Eveett yeni kurgumla karşınızdayımm🤍İnşallah güzel bir kurgu olur, baya heyecanlıyım desteklerinizi bekliyorum:)
-mevoli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle
Teen FictionBir metro kazası. Yaşamak isteyen 12 kişi. Bu 12 gençten bakalım kim veya kimler kurtulacak? Yere Yakın Yıldızlara Uzak kurgusundan esinlenilmiştir.