1.2

280 29 92
                                    

Deniz ile hızla arkamızı döndük ve gördüğümüz manzara karşısında donakaldık.

"Sen.. Bizimi dinledin?" dedim korkuyla. "Tam da düşündüğün gibi" dedi Tuana bana bir adım atarak. Deniz önüme geçti.

"Boraya dokunma. Geç öteye konuşalım." dedi Deniz. "Peki" Tuana ve Deniz yanımdan uzaklaştılar.

Denizden

Tuana'yı köşeye çektim. "Bana bak kızım, Bora ile ilgili duyduklarını birine anlatırsan seni mahvederim!" dedim sinirle. "Oo ne yapacakmış bakalım bizim bücür." dedi sırıtarak Tuana. "Biliyorsun bildiğim bir kaç şey var" dedim tırnaklarımla oynarak. Surat ifadesi birden değişti.

"Sakın dedim sana. Sakın!" dedi bağırarak. "Tabi ki karşılıklı yapacağız bunu Tuanacığım" omzuna elimi koydum ama hemen çekitti. "Dokunma bana, ne istiyorsan söyle." Elimi ondan çekiterek konuştum.

"Ben duyduklarımı kimseye anlatmayacağım sende duyduklarını kimseye anlatmayacaksın. Bence çok basit bir anlaşma." dediğimde ofladı. "Of iyi tamam." dedi.

"Böyle olmasını kendin istedin Tuana. Onu kendi arkadaşına ihanet etmeden önce düşünecektin." dediğimde sinirle bana döndü. "Benim arkadaşımla aram seni hiç ama hiç alakadar etmez." Güldüm. "Ona hala hangi yüzle arkadaşım diyorsun? Acıyorum sana Tuana. Hiç kimseye acımadığım kadar"

Yanından ayrılmaya yeltendim ve biraz uzaklaştığımda arkamdan "Sen önce kendi arkadaşının pisliklerini temizle" dediğini duydum ve sırıttım. Gerçekten hayatımda gördüğüm en gerizekalı kızdı bu kız. İnşallah Leya en kısa zamanda gözünü açıp gerçekleri öğrenir.

Cenkten

Arda'nın yanından ayrıldığımda hemen İrem'i bulmaya koyuldum. Arda'ya söz vermiştim İrem'in ağzını arayacaktım. Onu Leya'nın yanında gördüğümde uzaktan seslenerek yanıma çağırdım. Bir süre sonra yanıma geldi.

"Noldu Cenk?" dedi. Hala bana olan kızgınlığı üzerindeydi bu bariz belliydi. "Hadi ama İrem. Hala kızgın mısın bana? Özür dilerim. Arda'nın yanında kendimi tutamıyorum." dedim. "Of iyi tamam affediyorum seni. Ama bir daha ben kötü bir an yaşarken saçmalamayın" dediğinde "Tamam tamam olmayacak öyle bir şey" dedim. "Beni affettiğine sevindim." Ona sarıldım.

Ardadan

Cenk bana İrem'in ağzını arayacağım demişti ama saçmalamaması için onu takip edecektim. Onları sarılarak bulduğumda sinirlenmiştim. "Lan bu İrem'in ağzını aramayacak mıydı? Ne bu sarılmalar" Sonunda durumumun farkına varıp kendimi düzelttim. "Saçmalamaya başladım bende iyice ha! Ama niye sarılıyorlar ki?"

Onları izlemeye devam ettim. Sesleri buraya geliyordu.

"Ee ben aslında bunun için gelmedim" dedi Cenk. "Ne için geldin?" diye sorduğunda İrem Cenk ona daha da yaklaştı. Arkadaşça bir yaklaşma olduğunu biliyordum ama istemsizce kıskanıyordum.

"Ne yaklaşıyon lan" dedi İrem. "Kimse duymasın diye yanlış anlama" dedi Cenk ve uzaklaştı. "Gel oturalım şuraya." dedi oturarak.

Cenk işimi zorlaştırmıştı artık onları duyamıyorum. Aferin sana Cenk. Bi kerede işe yarasa şu çocuk.

Cenkten

"Beni neden oturtturdun buraya ne konuşacaksın?" dediğinde ona döndüm. "Ben sana içimi dökmek istiyorum Arda malı bi boka yaramıyor sen bana yardım edersin diye düşündüm.." dedim. "Tabi ki. Arda bi boka yaramaz zaten bana gelmekle iyi etmişsin. Sorun ne?" Oturuşumu dikleştirdim.

"Bundan tam 3 sene önce sevdiğim bir kız vardı ilişkimiz gayet güzel gidiyordu fakat herşey o güne kadar" gözümden bir damla yaş düştü. İrem bana sorar gözlerle bakmaya devam ederken anlatmayı sürdürdüm.

"Trafik kazasında vefat etti" dedim daha fazla kendimi tutamayarak. Gözyaşlarım gözlerimden yavaş yavaş düşerken İrem bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu.

"Çok kötü olmuş.. Senin adına çok üzüldüm." dedi elini omuzuma koyarak.

Yüzüme buruk bi gülümseme yerleştirdim.

"Ondan sonra bütün aşk hayatım bitti. Kimseye aşık olmadım sadece geçici heveslerim oldu ama kendime söz verdim ondan sonra hayatımda kimse olmayacak.." Ona tekrar döndüm. "Peki senin aşk hayatın nasıl? Sende benim gibi mutsuz musun?" Gülümsedi.

"Birisinden hoşlanıyorum." Hemen gözyaşlarımı sildim. "Kim?" diye sordum. "O da bana kalsın." dedi. "Yaa hadi amaa" dedim dudağımı büzerek. "Cenk ısrar etme zamanı gelince açılacağım zaten" dedi emince. "Of tamam ya. Bari bi ipucu ver" sorar gözlerle bana döndü.

"Neden bu kadar merak ediyorsun?" Bi an ne diyeceğimi bilemeyip afallamıştım. "Şey merak ettim sadece. Neyse ben gideyim en iyisi" diyerek yanından kalktım.

Ardadan

"Bu mal Cenk neden ağlıyor lan? Yoksa oyununun bir parçasımı?" Onları izlemeye devam ettiğinde İrem elini Cenkin omzuna koydu. "Ah Cenk ne yapıyorsun Allah bilir" Biraz daha yaklaşmam gerekiyordu tam yeltenirken Cenk yerinden kalktı şimdi sıçmıştım. Sol taraftan gittiğini gördüğümde içimden oh çektim ve hemen İrem'in yanına gittim.

"Selaamm" diyerek yanına oturdum. "Selam?" dedi sorar gözlerle. "Niye geldin?" Ona döndüm. "Ayıp oluyor gelemez miyim?" dedim. "Gelirsin gelirsin de ne bilim yani" Söyleyip söylememek arasında kaldığım cümleyi söyledim.

"Cenkle gördüm de seni, ağlıyordu. Ne konuştunuz?" Şaşkınca bana baktı. "Sen bizi mi dinledin?" Hemen savunuşa geçerek "Yok canım ne münasebet buradan geçerken gördüm konuşmanızı bölmeyeyim dedim."

"Canım?" dediğinde ne diyeceğini bilemedim. "Şey ağız alışkanlığı yaa" İnanmayan gözlerle bana bakmayı sürdürdü. "Olmasın o ağız alışkanlığı. Ayrıca Cenkle ne konuştuğum seni hiç ama hiç alakadar etmez." diyerek yanımdan kalktı. "Nereye?" diye sordum. "Senin olmadığın bir yere."

Obstacle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin