Oy sayılarım çok azaldı oy atıp okumaya başlarsanız çok sevinirimm :)
Ve bu bölüm +18 sahneler barındırır, rahatsız olanlar lütfen okumasın. İyi okumalar.
"Leya tamam ağlama artık onlara günlerini göstereceğiz söz veriyorum sana" Çenesini tutup yüzünü yüzüme hizaladım. "Hemen plan yapmalıyız" Gözyaşlarını sildi.
"Üzgün olduğum kadar da sinirliyim İrem. Hemen yapalım şu planı" dedi. Gülümsedim.
"Hah şöyle ya. Bu arada" Çenemi kaşıdım. "Bir sorunumuz var" Leya bana anlamayan gözlerle baktığında onu daha fazla bekletmedim. "Ben Arda'nın kalbini çok kırdım onun gönlünü almalıyım." dedim.
"Nasıl yani? Baştan anlat bakayım sen şunu bana"
Her şeyi -uyuşturucu dışında- baştan anlattım.
"Arda'ya çok büyük haksızlık etmişsin İrem. Kim bilir ne kadar kırılmıştır çocuk" Ofladım. "Biliyorum lanet olsun ki. Ne yapmalıyım" güldü. "Arda sana çok aşık iki lafina bakmaz hemen affeder bence sadece konuşman yeterli" dedi.
"Öyle mi diyosun" Başını salladığında ondan aldığım özgüvenle Arda'yı bulmaya koyuldum.
Görüş açıma girdiğinde Tuana ile konuşuyordu. Saklanıp onları dinlemeye başladım.
"Ya Tuana sen bunu nasıl yaparsın neden Alisanin ölümünün nedenini sakladın?" Arda sinirden dört dönüyordu.
"Arda çok pardonda bundan sanane. Sakladıysam İremden sakladım Allah Allah" dedi anlamayan gözlerle Tuana. "İremi ilgilendiren herşey benide ilgilendirir." tek düze bir sesle konuşmuştu ve yüzümde istemsizce bi gülümseme belirmişti.
"Pardon? Nasıl oluyor o" dedi Tuana kahkahaya karışık sesi ile. "Tuanacım böyle senin anlamayacağın şeylerle ilgilenme sen birazdan diyeceğim şeyle ilgilen" kolunu tuttu.
"Bana bak bir daha İremi üzersen seni çok fena yaparım duydun mu beni? Bunu İrem kendini savunamadığı için söylemiyorum. O kendini savunabilen bi kız ama bende böyle oturup seyirci kalamam buna. Öyle birisi değilim. Umarım o küçücük beynine girmiştir bu söylediklerim." dedi ve Tuana'nın yanından ayrıldı. O da sinirle gittiğinde hemen Ardanın peşinden gittim.
"Arda!" Seslenmemi duyduğunda hemen arkasını döndü. "Efendim İrem bir şey mi oldu?" diye sordu. "Şey benim seninle bir şey konuşmam lazım" Anlamayan gözlerle bana baktı "Tabi konuşalım" Derin bi nefes aldım.
"Ben sana çok fevri davrandım pişman oldum kusura bakma" dedim hemen tekdüze bi sesle. Suratıma aval aval bakmaya başladı.
"Sen ve pişman olmak?" kahkaha atmaya başladı. "ARDA!" koluna sertçe vurduğumda bağırdı. "Ahh kızım napıyorsun ya!" Dudağının kenarını ısırıp gülmesini bastırdı.
"Sen böyle mal mal hareketler yapmaya başladığına göre benide affettin gidiyorum ben" Tam giderken kolumdan tutup beni kendine çekti.
"Sence de zamanı gelmedi mi İrem? Benden etkileniyosun kabul et" dedi suratındaki pis sırıtışıyla. "Asıl sen benden etkileniyosun bariz belli değil mi Arda?" dedim hemen üste çıkarak.
"Ben inkar etmiyorum zaten" ellerini kollarımdan çekitti ve yüksek sesle konuşmaya başladı. "Evet senden hoşlanıyorum evet senden etkileniyorum İremcim varmı başka soru?" Hemen ağzını kapattım. "NE YAPIYORSUN LAN SEN REZİL EDİCEN BİZİ!" yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Hiç umrumda değil biliyor musun?" ve ekledi. "Ben cevabımı hala alamadım sende benden etkileniyorsun demiştim en son" yüzümü yüzüne daha çok yaklaştırdım. "Evet Arda senden hoşlanıyorum oldu mu! Aldın mı cevabını" Gülümsedi.
"Aldım tatlım aldım o zaman şimdi ki yapacağım şeyde hiç bir sakınca yok."
Arda yüzünü iyice bana yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. Az sonra yaşayacaklarımızı deli gibi istiyordum. Artık buna itiraz etmeme bi engel yoktu.
Dudaklarımda ki sıcaklık ile nedense ilk düşme hissine kapılmıştım. İlk defa öpüşüyordum, garipti. Belimdeki elleri hissettiğimde bende kollarımı Arda'nın boynuna dolayıp karşılık vermeye başladım. Şuanda tek istediğim birisinin gelip bu anı bozmamasıydı fakat Arda bozdu. Dudaklarımı ondan ayırdığımda sinirle yüzüne baktım.
"Neden ayrıldın Arda" kahkaha attı. "İremcim biliyorum şuan beni deli gibi istiyorsun ama burda olmaz tatlım muhteşem bir fikrim var!" dedi ellerini çırparak. "Neymiş dahiyane fikrin" Ellerimi tutup "Gel benimle" dedi. Şuan beni nereye götürdüğü hakkında en ufak fikrim bile yoktu.
Bir süre sonra şoför kapısının önüne gelmiştik. Arda'nın suratına pis bi sırıtış yayılmıştı. "Yoksa düşündüğüm şey mi Arda" dedim ona bakarak. "Tam da düşündüğün şey tatlım" kapıyı açtı. "Kızlar önden" diyerek elini içeriye doğru uzattı. İçeriye geçtim. O da arkamdan gelip kapıyı kilitledi ve belimden tutup beni kendine çevirdi.
"İrem" Gözlerimi gözlerine sabitledim. "Efendim" Sırıttı. "Çok güzelsin" Ellerimi boynuna doladım. "Biliyorum"
Belimden tutup beni kucağına aldı ve sırtımı duvarla buluşturdu. Dudaklarıma kapandığında bir elimi saçlarına bir elimide boynuna yerleştirdim. Dudaklarımı yavaşca ve sakin öpüyordu. Bu beni sinirlendirdiği için dudağını ısırdım ve daha sert öpmeye başladım. Mesajımı anlamış olacak ki bana sert bi şekilde karşılık vermeye başladı.
Sessiz ve kimsenin olmadığı odayı sadece ikimizin nefes ve öpücük sesleri dolduruyordu. Sanki şuana kadar ki zamanın acısını çıkartırcasına sert ve tutkuluyduk.
Nefes almak için geri çekildiğimde Arda elleriyle dudaklarımın üzerinde yavaşça gezinmeye başladı ve sonrada hırkamı çıkarıp bir kenara attı ve boynumu öpmeye başladı. Bende altta kalmayıp onun hırkasını kenara attım ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladım.
Ellerimi gömleğinin düğmelerinden çekitip kendisi bir çırpıda çıkarttı. Bu hareketiyle gülümseyip dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Bana sert bi şekilde karşılık verdiğinde hafifçe inledim ve tırnaklarımı sırtına geçirdim. Benden ayrıldı.
"Tatlım biraz daha sessiz olmalıyız birisi duyacak" göz kırpıp tekrar dudaklarımızı birleştirdiğinde bu sefer ben ona kendimi bastırdığımda o inledi. Bu sefer ben ondan ayrıldım.
"Biraz daha sessiz olmalıyız birisi duyacak, tatlım." dedim gülerek. "Her seferinde üste çıkabilmen beni kendine daha fazla hayran ediyor, İrem." diyerek belimden tutup beni kendine çekti ve alt dudağımı dudaklarının arasına aldı.
Şuan da zaman ve mekan doğru muydu bilmiyorduk. Sadece tek bildiğimiz, birbirimizi deli gibi istediğimizdi.
Dışardan sesler geldiği zaman birbirimizden ayrıldık. "Of siktir ya" dedi Arda dudağını hafifçe yalayarak bende hırkamı geri giydim.
"Bi çıkayım şuradan her parçasını ayrı ayrı sikeceğim ben onun!" dedi sinirle Arda. "Arda tamam sakin ol burdayım ben bir yere gitmiyorum" dediğimde gülümseyerek bana döndü.
"Yani bu birdaha yapacağız mı demek oluyor?" diye sordu. "Bilmem nasıl anladıysan artık" gitmeye yeltenirken kolumdan tutup beni kendime çevirdi ve dudağımı son kez öptü.
"Bu da son olsun güzelim" dediği şeyle gülümseyip yerdeki anahtarı aldım. Ardada o sırada gömleğini giydi. Kapıyı açtım ve gizlice dışarı çıktık.
"Güzelim anahtarı versene" dedi gömleğinin düğmelerini ilikleyerek. "Hayırdır nedenmiş o" diye sorduğumda sırıttı. "Bidaha geliriz belki diye ver sen ver" Anahtarı ona verdim. "Sen iyice sapıklaşmaya başladın"
Kahkaha attı. "İçerde beni kendine bastırırken öyle demiyordun tatlım ama" dediği şeyle sinirle gitmeye yöneldim fakat tek adımla yanıma geldi ve elini omzuma attı. "Tamam tamam hemen surat asma."
Seslerin geldiği tarafa gittiğimizde Tuananın saçını başını yolan bir Leya görmeyi beklemiyorduk tabi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle
Teen FictionBir metro kazası. Yaşamak isteyen 12 kişi. Bu 12 gençten bakalım kim veya kimler kurtulacak? Yere Yakın Yıldızlara Uzak kurgusundan esinlenilmiştir.