İremden
Arda gittikten sonra bende öbürlerinin yanına gitmeye karar verdim. Yanlarına yaklaştığımda Ülkü konusundan bahsediyorlardı. Yine Ülkünün eski anıları aklımda dönmeye başladı. Sonra Tuana "Ne bilelim biz neden intihar ettiğini" dediğinde anlık bir cesaretle "Ben biliyorum.." demiştim. Tüm gözler bana dönmüş Özgürde esneyerek uyanmıştı.
"Ne diyorsun İrem sen?" diye sordu meraklı gözlerle Yağız. "Harbiden. Sen nereden biliyorsun?" diyerek Yağıza katıldı Çağan. Deniz ve Bora ağızları açık bir şekilde beni izliyorlardı. Artık bir açıklama yapmam gerektiğini farkedip "Oturayım anlatacağım." diyerek Ardanın yanına oturdum tek boş yer orasıydı. Özgüre ufak bi bakış attım. Onayladı. Büyük ihtimalle Ülküyle aramızda geçen diyaloğu biliyordu.
"Ülkünün geçmişi ile alakalı birkaç şey biliyorum." dediğimde herkes bana bakmayı sürdürdü. "Nasıl yani?" diye sordu Leya.
...
"İşte böyle.." dedim. "Ne yani Ülkü babasından şiddet mi görüyordu?" diye sordu Deniz. Özgür ile birlikte kafamı salladım. "Aynen öyle. Bu süreçte ona destek olmaya çalıştım, ama yeterli olmamış.." dedi iç çekerek Özgür. "Çok kötü olmuş ya çok üzüldüm" dedi Tuana. Herkes Tuanaya katıldı.
"Bu arada Ülküyü ne yapacağız" diye sorduğumda kimseden çıt çıkmadı. Sessizliği en sonunda Cenk böldü. "Onu bizde bilmiyoruz İremcim" dedi. "Oğlum benim uykum geldi zıbaralım artık." dedi Çağan esneyerek. "Mal saat daha on buçuk" dedi Yağız Çağana bakarak. "Banane abi enkaz altında olduğumuzdan beri kim uyku düzenine dikkat ediyor?" dediğinde Çağan, herkes susmuştu. "Bende öyle düşünmüştüm, iyi geceler" diyerek gitti.
...
Herkes uyumuştu ama ben uyuyamamıştım. Kafam çok karışıktı. Ülkü olayları bana annemi hatırlatmıştı. Telefonumdan "Bir derdim var" şarkısını açtım.
Bir derdim var artık, tutamam içimde
Gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?
Hiç anlatamadım, hiç anlamadılarHerkes neden düşman, herkes neden düşman?
Unuttuk hepsini, Nuh'un nefesini
Gelme yanıma, sen başkasın, ben başkaBir derdim var artık, tutamam içimde
Gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?
Hiç anlatamadım, hiç anlamadılarBak bu son perde, oyun yok bundan sonra
Işık yok, hiçbir şey yok, yok, yok, yok,Bir derdim var
(Bir derdim var) Bir derdim var
(Bir derdim var) Bir derdim var
(Tutamam) içimdeBir derdim var artık, tutamam içimde
...
Bir süre sonra esnemeye başladım ve bende yattım.
Tuanadan
Sabah uyandığımda tam uykumu alamamış olduğumu hissedip esnedim. Dün geceden beri aklıma takılan birşey vardı. Sanırım Yağız'dan hoşlanıyordum ve bunu artık saklamayacaktım. Çünkü sakladıkça içimde büyüyordu. Ama bir sorun vardı. Geçen gün Leyanın bana anlattıkları..
Flashback dün.
"Tuana benim sana birşey söylemem lazım" dedi Leya. "Söyle tabi kanka" dediğimde ellerini birleştirdi. "Tuana sanırım ben Yağız'dan hoşlanıyorum" dedi eliyle ağzını kapatarak. Şok olmuştum. "NE!" diye bağırdığımda eliyle ağzımı kapadı.
"Kızım napıyorsun bağırmasana!" dediğinde sustum. "Ne zaman oldu bu?" diye sorduğumda "Dün oldu" dedi. "Üstüne düştüğünde oldu kesin dimi" dediğim hala inanamayarak. Bir insan nasıl bu kadar kolay aşık olabilirdi ki? "Sanırım" dedi.
Flashback son.
Leya'ya da ihanet etmek istemiyordum ama Yağıza aşıktım ve Leyaya Yağızı kaptıramazdım. Ondan önce benim açılmam gerekiyor.
O sırada Leya esneyerek yanıma geldi.
"Günaydın Tunim" dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldığımda kendimden nefret ediyordum. "Ben nasıl yapacağım ya?" dedim fısıldayarak. Leya benden ayrılarak "Ne dedin?" dedi. "Yok birşey ya önemli değil" dedim o da fazla üstelemedi.
Boradan
Bu sefer Denizden önce uyanmıştım. Aslında niyetim ondan intikam almaktı çünkü beni iğrenç bir şekilde uyandırmıştı şimdi sıra ondaydı. Ama ben bu beyinsiz gibi tabikide üstümüze sınırlı olan yemeklerimizi dökmeyecektim. Sessizce kulağına yaklaştım.
"DENİZ ÇİKOLATALI SÜTLERİN YOOKK" diye kulağına bağırdım. Yerinden sıçradı. "NE NASIL NE ZAMAN!" dedi endişeyle. Büyük bi kahkaha attım.
"NE GÜLÜYORSUN LAN NERDE ÇİKOLATALI SÜTLERİM BENİM" dedi ağlayarak. "Lan tamam dur ağlama şaka yaptım" dedim gülmekten zar zor konuşarak. "Böyle şaka mı olur lan!" dediğinde "İntikam canım birdaha bana bulaşma" diyerek öpücük attım. "SENDEN NEFRET EDİYORUM BORA!" diyerek bağırdı kulağımın dibinde Deniz. "Napıyosun kulağım gitti mal" diyerek kulağımı ovuşturdum. "Al sana intikam. Karmanı yaşa ben seni yanlız bırakıyorum öptüm baayy" diyerek yanımdan ayrıldı.
Ardadan
Sabah uyandığımda Cenk bu sefer bana ahtapot gibi yapışmamıştı. Bu işte bi bokluk vardı ama neyse. Hele şükür diyerek içimden dualar ettim. Ayağı kalktığımda yere kapaklanmam bir oldu. "AHH!" diyerek başımı ovuşturduğumda Cenkin gülme sesleri geliyordu. Bu uyumuyor muydu ya? Lan ne uyuması bu bana eşşek şakası yapmış.
Bir hışımla yerden kalkıp Cenke yöneldim. "SEN NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN CENK BİR YERİM KIRILABİLİRDİ" dediğimde hala gülmesini sürdürdü. İyice sinirlenmiştim. "KES SESİNİ LAN!" diye bağırdığımda sustu. "Sınırlı olan suyumuzu da yere döktüğüne inanamıyorum! Malsın cidden." diye eklendiğimde sonunda konuştu.
"Ya nereden bileyim ben sana şaka yapmak istemiştim" diyerek savunmaya geçince hemen karşılık verdim. "Ne güzel bir şaka olmuş ayakta alkışlıyorum seni. Pardon yerde."
Denizden
Boranın yanından ayrıldığımda ilerde bir çift gördüm öpüşüyorlardı.
"LAN O YAĞIZ VE TUANA DEĞİL Mİ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obstacle
JugendliteraturBir metro kazası. Yaşamak isteyen 12 kişi. Bu 12 gençten bakalım kim veya kimler kurtulacak? Yere Yakın Yıldızlara Uzak kurgusundan esinlenilmiştir.