Bölüm 60: İsyan

93 21 2
                                    

Berat, Lavin gittikten sonra yemekhanenin önünde düşünceli bir şekilde bekliyordu. Kızın söylediklerini yapabilecek güveni kendinde bulamıyordu. Stresli bir şekilde alnını kaşıdı. Buraya geldikleri ilk heyecanlarını düşündü istemsizce. Hastaları iyileştirme umuduyla girmişleri Baykal'ın inine. Nereden bileceklerdi ki böyle bir düzenle karşılaşacaklarını? Diğer doktorlar gibi onlar da düşmüştü bu zalim adamın eline.

Düşünceleriyle zaman kaybetmeyi bırakıp aşağı kata indi. Bodrum girişindeki iki doktora selam verdikten sonra açılan kapıdan içeriye girdi. Koridor temizlenmiş ve aydınlatılmıştı ancak boğuk hava içeriye hakimdi. Uzun koridorda yürürken sona asla ulaşamayacağını düşündü. Korku filmlerinden farksız gelmişti bu ona. Aydınlık girişi gördüğünde hemen içeriye girdi. Meslektaşları ona bir göz attı ve sonrasında işlerine devam ettiler. Birkaç oda daha geçtiğinde arkasında kalan doktorların sesleri kesilmişti. Önünde görünen ilk odaya adım attığında hastasını gördü.

Çocuk iki elinden de zincirlenmişti ve vücudunun açık olan yerlerinde henüz yeni olan yara izleri belirgin bir şekilde görülüyordu. Oğlan doktoru gördüğünde başını kaldırdı ve tiksintiyle adama baktı.

"Yine ne var?" dedi öfke dolu bir tonla. Berat, hiçbir tepki vermeden çocuğun bileklerindeki zincirleri açmaya başladı. Hasta hiçbir şey söylemeden şaşkınca adamın yaptığına baktı. Bunun bir tuzak olup olmadığını düşünmeye başladı. İki zincirde açıldığında çocuk ellerini kendin doğru çekti ve kızarmış yerleri ovmaya başladı. Doktor vakit kaybetmeden cebinden çıkardığı yiyecek ve suyu zemine bıraktı. Bir yandan da arkasını kontrol ediyordu.

"Neden yardım ediyorsun?" diye sordu oğlan merakla. Berat hiç tereddüt etmeden cevapladı.

"Ben bir doktorum. Ne olursa olsun görevimi yapacağım. Bunlar sana yeterli olacaktır. Yakalanmak istemiyorsan yukarı kata çıkma. Aşağı katlarda saklanmaya devam et. Ve Lavin'e yaptığın gibi beni ispiyonlama." dedi hafifçe gülümseyerek. Sonra ayağa kalktı ve gözlüklerini düzeltti. Önündeki hasta da aynı şekilde ayaklandı ve geriye doğru yürümeye başladı. Berat, hastası gözden kaybolana kadar bekledi ve sonra Baykal'ın ona verdiği oda düzenleme görevi için oradan uzaklaştı. Lavin ona buraya gelme amacını tekrar hatırlatmıştı. Artık gözünü karartmıştı. Başkasının yolunda korkakça yürümek yerine kendi yolunda cesurca yürüyecekti.

Bir süre sonra odadaki kesici aletleri düzenlerken koridordan geçen Müdürünü gördü. İddialı yürüyüşü bir süre sonra durdu ve sinirli bir gürleme duyuldu. Hızlı adımlarla geri döndüğünde sinsi gülümsemesi yerini öfkeden kıpkırmızı olan bir surata bırakmıştı. Doktorlar da merakla onun etrafına gelmişti. Berat dışında kimse ne olduğunu bilmiyordu.

"Hasta kaçmış! Nasıl olur bu hemen açıklama yapın!" Doktorlar tedirgince birbirlerine baktılar sonra biri ortaya bir fikir attı.

"Zincirleri çözebilecek kadar yetenekliyse yapabilecek bir şeyimiz olmaz." dedi gergin bir şekilde. Baykal çatık kaşlarını kaldırdı. Giray gibi biriyle daha önce karşılaşmamıştı ama bu hastanın potansiyelini de tam olarak bilmiyordu. Rastgele ortaya atılan bu düşünce ona çok mantıklı gelmişti. Düşünceli bir şekilde başını yukarı aşağı salladı.

"Bulun onu." diyerek doktorlara emir verdi. Berat ve meslektaşları başlarını salladı. Müdür gittiğinde hastalar da etrafa dağıldı. Tüm bunlar yaşanırken her geçen gün hastalar büyük ya da küçük sorunlar çıkarıyordu ve hepsini teker teker bodruma götürüyorlardı.

Yine o günlerden biriydi kahvaltılarını koridorda sürüklenen hastaların bağırış sesleriyle bitirmeye çalışıyorlardı. Lavin seslere kulak asmadan tabağındakileri yiyordu ama Hüma onu durdurdu.

Dahiler HastanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin