Aradan dört gün daha geçmişti ve Sasuke ayini yapalı tam on iki gün olmuştu. Gaara artık endişelenmeye başlıyordu. Zaman kavramı aynı olmayabilirdi ama bu kadar uzun sürmesi normal miydi hiçbir fikri yoktu.Tam gündüz vakti uykuya dalıyordu ki çatırtı duydu. Yattığı şezlongtan fırlarken eli direkt olarak belindeki tabancaya gitmişti. Hastaneden bir tabanca sayesinde kaçtıktan sonra bu silahlar onun bir numaralı dostu olmuştu.
Deprem yaşandığını belli edercesine yer sallanmaya başlarken bahçede de toprak ikiye ayrılmaya başlamıştı. İlk olarak topraktan İzumi'nin kafası çıktı. Gaara hemen kızı kumu ile tutarak topraktan çıkardı.
Peşinden tanımadığı bir kız daha çıktı. Sorgulamadan onu da çıkardı ve peşi sıra insanlar gelmeye devam etti. Sarışın bir adam ve siyah saçlı bir kadın. Draco ve Harry. Üç yaşlarında bir bebek. Shisui. İtachi. Aiko. Sarada. Kızıl bir kadın ve sarışın bir adam. Siyah saçlı bir kadın ve adam. Lily. Tsunade. Beyaz saçlı bir adam. Jihuun. Ru. Kawaki. Sakura. Hinata, ve son olarak kardeşi Naruto.
Hepsini verandaya bırakmıştı ve telaşla toprağı kum ile kazmaya başlamıştı. Sasuke hala yoktu! İlk olarak onun çıkması gerekiyordu!
Toprağın altından bir çığlık duyduğunda artık tırnaklarıyla toprağı kazmaya başlamıştı. Diğerlerinin ne durumda olduğuna bakmıyordu bile.
"Sasuke!" Diye bağırdı çocuğun elini gördüğünde. "Yardım edin!" Dedi verandada kendine gelmeye çalışanlara bağırarak ama hiçbir şekilde yardıma gelecek kadar güçleri olmadığını biliyordu. Kendi başınaydı.
Sonunda kafasını gördüğünde kum Sasuke'nin altına süzüldü ve çocuğu yukarı kaldırdı. Gaara hemen Sasuke'yi kucakladı ve yere yatırdı. Bir kaç saniye sonra Sasuke acı ile çığlık atarak uyanmıştı.
Krizdeymiş gibi acıyla titrerken gözünden ilk olarak altın kan aktı ve gözü mora dönmeye başladı. Altın kan son bulduğunda ise mor bir kan akmaya başladı. Gaara bu sırada Sasuke'yi sakinleştirmeye çalışıyordu ama hissettiği acıyı anlayamazdı.
Mor kan da durduğunda gözündeki mor rinnegan da gitmişti. Eternal Mangekyou Sharingan gözü kalmıştı sadece. Sasuke canının acısının gitmesi için derin nefesler alırken çığlıkları da durmuştu.
"Başardım mı?" Diye sordu gözünden kırmızı bir kan akarken.
Gaara gülümsedi ve koluyla çocuğun göz altlarındaki kanı sildi. "Başardın lanet olasıca."
Sasuke doğrulup oturdu ama ayağa kalkması için Gaara'nın koluna girmesi gerekmişti. Zorlanarak da olsa yürüyerek verandaya varmış ve yavaş yavaş kendilerine gelen sevdiklerinin yanına ulaşmıştı.
"Sasuke," dedi ona en yakın olan abisi.
"Abi," dedi Sasuke ağlamaya başlarken ve kendini abisinin kucağına atarak sarılıp ağlamaya başladı.
İtachi kardeşine sımsıkı sarıldığında Sasuke kendini zorlayarak konuşmuştu. "Geç kaldım. Özür dilerim abiciğim."
"Her şeyi mükemmel yaptın, Sasuke. Seninle gurur duyuyorum."
"Bizi... Dirilttin?" Dedi Draco Karşısındayken.
"Zor oldu," dedi Sasuke. "Ama yaptım."
Hala kendine gelemeyen aşık olduğu adamın yanına gitti ve saçlarını kokladı. Dudağına bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. "Başardım sevgilim," dedi yanındaki Sarada ve Kawaki'nin alnını öperken. "Başardım."
Tekrar ayağa kalktığında herkes yavaş yavaş özledikleri sevdikleriyle konuşmaya başlamışlardı. Shisui ve Draco aileleriyle konuşuyordu. İtachi ise oğluyla ilgilenirken uzaktan aşık olduğu adamı izliyordu. İzumi, Hanagaki ile özlem gideriyordu ama gözü ara sıra Shisui'ye kaymıyor değildi. Kawaki ve Sarada hala kendilerine gelememişti. Ru babasıyla sarılıyor, Tsunade ve Jiraiya birbirlerine sokuluyordu. Lily ise Tsunade'nin yanına gidemediğinden Harry ile vakit geçiriyordu. Sakura eşiyle ilgileniyor ve onu bebekleri konusunda teselli ediyordu. Sasuke ise anne ve babasının önüne gelmişti.
"Bizi öldüren oğlumuz dayanamayıp canlandırdı mı?" Dedi Mikoto nefretle.
"Beni dünyaya getirdiniz. Size borçluyum." Sasuke yere oturdu ve hiçbir duygu belirtisi olmayan yüzü ile ailesine baktı. "Artık size karşı borçlu değilim. İstediğinizi yapın. Size ihtiyacım yok."
"Beni öldürdün sen! Bana bir yaşam borçlusun! Ne dersin bende seni mi öldürmeliyim!" Mikoto bunu yapabilecek ruh halindeydi ama eşi onu durdurdu. "Sen ve abin hayalini kurduğum birer evlatsınız. Sizinle gurur duyuyorum."
Bu laf Sasuke'nin direncini yıktı. "Öldürdük seni! Nasıl gurur duyabilirsin!?"
"Gözlerimiz neden kırmızıdır bilir misin? Döktüğümüz kanlar yüzünden. Ben de kendi babamı öldürdüm ama onu diriltmedim. Tam arzuladığım gibi güçlü bir çift kardeş oldunuz. Annenizin aksine sizinle gurur duyuyorum."
Mikoto şaşkınlıkla kalırken Fugaku Sasuke'ye sarıldı. "İtachi, dediklerim senin için de geçerli." Dedi Fugaku arkasına doğru.
İtachi kolonun arkasından çıktı ve babasına sarıldı. Annesi ise ayağa kalkarak onlardan uzaklamıştı.
"Sen benim dedem misin?" Diye sordu minik Aiko.
"Aiko... Canım torunum." Dedi Fugaku torununa da sarılırken. Sasuke'nin aklına çocukları geldiğinde Sarada ve Kawaki'nin de uyandığını ve Naruto ile konuştuğunu görünce hemen ayağa kalkarak yanlarına gitti.
"Sarada, Kawaki... Çocuklarım..." Dedi eğilip kollarını iki yana açarken. İki çocuk gülümseyerek kolları arasına girmek için yöneldi ama Naruto onları durdurdu. "Burada durun."
Sasuke de çocuklar kadar şaşkındı. "Ne?" Dedi ilk tepki olarak.
"Sen de kimsin?" Dedi Naruto.
Ve o an dünya Sasuke'nin başına yıkıldı.
Yaratıcı'nın ne yaptığını anlamıştı.
Naruto'nun zihninden Sasuke'yi silmişti.
Zort zart neseli toto got pirt pat
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The First Uchimaki / NaruSasu-Harco
Fanfiction(OmegaVerse!)+(Smut!)+(NaruSasu!)+(Harco!)+(Mpreg!)+(AlfaNaruto!)+(OmegaSasuke!)+(AlfaHarry!)+(OmegaDraco!)+(Alfaİzumi!)+(OmegaShisui!)+(AlfaSakura!)+(OmegaHinata!) Tamamlandı" -ChakraVerse Serisi 2. Kitap- Beklenmeyen bir kötü, bozulacak ilişkiler...