29/ "Gücü hak etmiyorsun."

102 18 35
                                    


"Sasuke-" Gaara'nın endişeli sesini Sasuke böldü. "Eminim."

"Bu çok tehlikeli. Ölebilirsin."

"Planımın olası yan etkilerinden birisi." Sasuke omuz silkti ve kendi kanıyla pentagramı çizmeye devam etti. Naruto'nun Güvenli Evinin arka bahçesindeydiler. O katliamdan beri üç yılı aşkın süre geçmişti. Sasuke tüm benliğini Nekromansi'ye adamıştı. Bu uğurda öyle bir çalışıyordu ki haftanın altı günü hiç uyumuyor ve ilaçlar sayesinde cumartesi akşamı yatıp pazartesi sabahı güneşin doğuşu ile kalkıyordu. Pazar günü topladığı çakrayı da haftanın altı günü harcıyordu. Yemeden içmeden kesildi denilirse kimse yalan söyleyemezdi.

"Öleceğinden şüphelenirsem pentagramı bozarım."

"Ve yaptığım her şeyi, tüm emeklerimi berbat edersin!" Sasuke sukunetini korumak için bıçağı eline daha çok bastırdı ve kanın daha çok akmasına sebep oldu.

"Senin canından önemli değil! Onlar zaten ölü!"

"Onlar ölü falan değil!" Sasuke hep yaptığı gibi inkar etti. "Onlar kurtarılmayı bekliyor! Ve ben ilk onları, sonra da oğlumu kurtaracağım!"

Sasuke her zaman yaptığı gibi inkar ediyordu. Hep savunduğu şey şuydu; O gün kimse ölmemişti. Aynı oğlu gibi onlar da tutsaktı ve onları da sadece Sasuke kurtarabilirdi.

"Tehlikeleri biliyorsun," diye hatırlattı Gaara. "Bir daha ölürlerse onları geri getiremezsin."

"Bir daha ölmeyecekler." Gaara'nın şüphesinin aksine Sasuke netti.

Pentagram tamamlandığında Sasuke beş köşeli yıldızın her bir ucuna şeytani bir mühür çizdi. Kollarını kaldırarak yıldıza doğru uzattı, bir ilahi söylemeye başladı ve bileklerindeki yarıklardan yıldızın ortasına kan döküldü. Kan yere çarpıp ürkütücü bir altın rengi ışıkla parlamaya başlayınca Gaara gerildi ve geri çekildi. Elinde uzun bir kılıç ile her ihtimale karşı bekliyordu.

Sasuke'nin söylediği ilahi devam ederken -antik yunanlardan kalma bir dildi- toprak Sasuke'nin ayaklarının altında çamurlaşarak Sasuke'yi içine çekmeye başladı. Çamur beline kadar geldiğinde bile düzgünce ilahiye devam ediyordu.

Gaara toprağın Sasuke'yi yutacağını ve ayin sonrasında geri çıkaracağını bilse bile endişesini engelleyemedi. Nasıl engellerdi ki?

Sasuke aldığı son nefes ile tamamen toprağa gömüldü. Pentagram ve mühürler de kan ile birlikte toprağa gömülürken, Gaara hiçbir şey yapamadı.

------------------------

Sasuke tanıdık bir yerdeydi ama tanıdık bir yüz yoktu. O beyaz yerdeydi. Önünde portakal ağacı vardı.

Ağaca yaklaştı ve ilk portakalı tuttu. Gözlerinin önünden o portakaldaki ruhun son yaşamı geçerken, zavallı kızın haline üzülerek bir diğer portakala geçti. Aradığı on beş portakal vardı. Aradığı yerde ise milyarlarca portakal vardı.

Çabaladı. Bulacağını biliyordu.

------------------------

Aradan sekiz gün geçti. Gaara tuvalet dışında bahçeden ayrılmamıştı. Arka bahçedeki şezlongta bir kaç saatliğine kestirmiş ve sanki her an belirebilirmiş gibi toprağa bakmayı sürdürmüştü. Ayinib bu kısmının uzun olacağını biliyordu ama bu kadar uzun olmasını da tahmin etmemişti.

--------------------------

Her portakal birbirine bağlıydı. O yüzden Sasuke'nin bulacağı tek bir portakal işini oldukça kolaylaştırırdı. Sonra soy ağacından diğer sevdiklerini de bulabilir ve hepsini hayata döndürebilirdi.

The First Uchimaki / NaruSasu-HarcoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin