Obito, Kırmızı Rinneganı ile ikiliye yaklaştı ve dizlerinin üstüne çökerek aralarında durdu. "Sizi bekliyordum. Ne de olsa seyirci olmadan efsanevi anlar yaşamanın hiçbir anlamı yoktur. Ah, hadi izleyicileri arttıralım. Ne dersiniz?"Sakura, Harry ve İzumi baygın bir şekilde topraktan adeta süzülerek çıktılar ve kemardaki sandalyelere oturtuldular. Elleri siyah bir çakra ipi ile bağlanırken Naruto ve Sasuke de boğazlarına kadar battıkları bataklıktan çıkmışlardı. Bellerine kadar hala çamurdaydılar ve hala hareket edemiyorlardı.
"Sizce de o sürtük ölmeyi hak etmemiş miydi? Benim emretmiş olduğum halde bana ihanet etti ve size bülbül gibi öttü. Artık işime yaramayacak zaten. Kehanete ihtiyacım falan kalmadı."
"Haklısın, çünkü bilmen gereken tek şey bu gün öleceğin." Naruto bir çeşit el jutsuları yaptı. Obito ise umursamazca arkasını döndü. "Çamur çakra kullanmanızı engelliyor, ekleyeyim istedim."
"Shisui'yi geri ver seni lanet olasıca!" Sasuke doğrudan en istediği şeyi istemişti.
"Neyi?" Obito kendi kendine güldü. "Cesedini mi? O öldü, Sasuke! Abinin bu hayatta sana bıraktığı üç şey vardı! Akatsuki, Shisui ve oğlu! Kaç tanesine sahip çıktın? Üçü de artık bana ait!"
"Üçü de sana falan ait değil ruh hastası!" Sasuke elinde olsa Obito'nun üstüne atlardı ama çoğu zaman olduğu gibi şimdi de bir şey yapamıyordu.
"Emin misin? Hepiniz çok cesursunuz. Çocuklarınız elimdeyken de cesur olabilir misiniz?"
"Onlara elini bile sürersen-" Galiba Obito işte şimdi Naruto'nun damarına basmıştı.
"Hiç bir şey yapamazsın!" Kafasını sağa çevirdi ve seslendi. "Çocuklar! Gelin buraya!"
Sasuke ve Naruto neler olacağını korkuyla beklerken en görmek istemediği şeyleri gördüler.
Menma, Kawaki, Sarada, Ru ve Aiko. Hepsi genjutsu etkisi altındaydı.
Obito parmaklarını şıklattığında sandalyeye çakra ipi ile bağlanmış Sakura, Harry ve İzumi'de uyandı. Ve bir kaç saniye sonra o çığlık duyuldu.
"AİKO!"
"Baba!" Aiko babasına doğru koşmaya çalıştı ama Obito tarafından ensesinden yakalandı. "Nereye gidiyorsun, Aiko?"
Aiko korkuyla hıçkırdığında Obito çocuğu saçlarından tutarak havaya kaldırdı ve İzumi'ye bakması için zorladı. "Bunu iyi izle."
Sonrası çok trajikti. İzumi'nin oturduğu koltuğun arkasından Shisui geldi. Elinde uzun bir kılıç vardı. Gözlerinden akan kurumuş kanlar vardı, gözlerinin olması gereken yerde ise iki koca kanlı delik. Kıyafetleri kirli ve yırtık, saçları keçeleşmiş haldeydi. Bu işkence görmüş bir Shisui'ydi.
İzumi, Shisui'nin karşısına geçti. Elleri sabitti ama tüm vücudu titriyordu.
"Shisui," diye fısıldadı İzumi, ve bu İzumi'nin son sözleri oldu. Onu kalbinden yaralayan kılıcın acısını tüm hücrelerinde hissetti. Ağzından son bir titrek nefes verirken dudaklarından bir damla kan süzülmüştü.
Shisui kılıcı kendine çevirdi ve kalbine sapladı. Dizlerinin üstüne çökerken, tek bir kelime etmeden yere düşüp can verdi. Toprak sandalye ve kılıçla birlikte ikiliyi içine çekti.
Aiko çığlık atıp ağlarken Obito çocuğu kendine çevirdi. "Tsukuyomi!" Ve Aiko'nun ıstırabı başlarken Obito onu bir çöpmüşçesine kenara fırlattı. Çocuk çığlık çığlığa bağırıp ağlarken annesinin babasını öldürüşünü ve ardından da kendisini öldürüşünü tekrar tekrar izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The First Uchimaki / NaruSasu-Harco
Fanfiction(OmegaVerse!)+(Smut!)+(NaruSasu!)+(Harco!)+(Mpreg!)+(AlfaNaruto!)+(OmegaSasuke!)+(AlfaHarry!)+(OmegaDraco!)+(Alfaİzumi!)+(OmegaShisui!)+(AlfaSakura!)+(OmegaHinata!) Tamamlandı" -ChakraVerse Serisi 2. Kitap- Beklenmeyen bir kötü, bozulacak ilişkiler...