23.Bölüm

10.9K 585 103
                                    

Ediz Taşkın'ın Ağzından:

Hayatım boyunca her şeyi dalgaya alan bir insan olmuştum. Aslında bu huyum İrem bize zarar vermeye başladığında oluşmuştu. Ağlamamı gerektiren her durumda hep güldüm. Normalde güldüğümden daha çok güldüm ki acılarımı görmesinler,zayıf noktamdan vurmasınlar.

Ama bugün, hayatımın belki de en büyük acısını yaşarken gülmedim, kimsenin acısını dindirmeye çalışmadım.

Ağladım. İçim dışıma çıkana kadar ağladım.

Asya yere yığıldığında ne yapacağımı bilememiştim. Ama daha sonrasında bir farkındalık yaşamıştım. Kardeşim vurulmuştu. Kardeşim gözümün önünde vurulmuştu ve ben hiçbir şey yapamamıştım.

Ben yerde Asya'nın kalbinin bir,belki iki parmak altındaki yaraya tişörtümü bastırırken ambulansı kimin aradığını bilmiyordum.

Hastaneye geldiğimizde Asya'yı ameliyathaneye almışlardı.

Karşımda gözleri yaşlı ameliyathanenin kapısına bakan iki kuzenime baktım. O sırada Aras'la bakışlarımız kesişti. Gülümsemeye çalıştı ama olmadı.

Yerinden kalktı ve destek olmak istemiş gibi elini omzuma koydu.

Telefonum çaldı. Ambulanstayken duymazlıktan gelmiştim. Asya'nın elini bırakmamak,ona güzel güzel hikayeler anlatmayı kesmemek için açmamıştım.

Cebimdeki telefonu çıkarttım. Çıkartmamla eş zamanlı çalan telefon sustu. Ekrana baktım. Tonlarca arama vardı. Çoğu Araf abimdendi.

Tekrar çalmaya başladı. Durmadan akan göz yaşlarımla Aras'a baktım. Açamayacağımı anlamış olacak ki telefonu elimden aldı ve yutkunup telefonu açtı.

Açmasıyla yüksek bir bağırma sesi duydum. Araf abimin sesiydi.

Daha sonra Aras boğuk sesiyle. "Asya." Dedi.

Ses kesildi. Abim devamını getirmesini bekledi biliyordum. Kötü bir şey olmaması için dualar ettiğini biliyordum. Aras'dan iyi kelimesini duymak için beklediğini biliyordum.

Olanları duyduktan sonra sessizliğinin felakete yol açacak bir sessizlik olacağını biliyordum.

"Asya vuruldu abi."

O küçücük telefondan çıkan bir ses hastaneyi inletti. Yankı yaptı ve kulaklarıma ulaştı.

Ardından başkalarının sesini işittim. Ama sanırım telefon kapanmıştı çünkü sonrası derin bir sessizlikti.

Dün odama çıkmak için çıktığım merdivenleri su içmek için tekrar inerken mutfakta görmüştüm onları.

Abim mutluydu. Korkusunun üstüne gitmişti.

Uzun uzun izlemiştim ikisini. Daha sonrasında ikisine de içten içe minnetlerimi sunmuştum.

Abime davet gecesinden sonra Asya'nın yanında olduğu, sebep olduğum acılarına ortak olduğu için.
Asya'ya ise abimi tekrar hayata döndürdüğü için.

Dakikalar geçti. Bana saat gibi geldi. Bulunduğumuz sessiz katta bir gürültü oluştu.

Tek tek bütün ailem içeri girdi. Hepsi yıkılmış görünüyordu.

Gözleri kıpkırmızı korkuyla annesine bakan kardeşime baktım önce. Bu durumlardan hep korkardı. Hep de korkacaktı.

Sonra yüzü bembeyaz olmuş, herzamanki ifadesiz yüzünde sayamadığım kadar çok ifade olan Polat abime,hemen yanında ki yıkılmış bir diğer kişiye, Baran abime baktım.

Gerçek ailem mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin