Yavaş yavaş kapanmaya başlayan gözlerimi kaşıyıp kaplumbağayla yarışacak hızımla emniyet kemerini açtım.
Baran abim çoktan arabadan inmiş, benim tarafıma gelmişti. Kapıyı açıp yukarı kalkan kaşlarıyla bana baktı. "Normalde olsa bu saatte gülerek yatağında film izliyor olurdun. Bu uyku nereden geliyor?"
"Kaç kutu çilekli süt içtim abi. İnsan der ki, güzel kardeşim gece geri döneceğiz çok içme de uykun gelmesin. Ama sen ne yaptın?"
"Ne yaptım?"
"Beni durdurmak yerine benimle birlikte içip uyudun sonra da gecenin köründe uykumdan uyandırdın."
"Sanki alkol içtik lan. O nasıl anlatış öyle."
Sırıtarak omuzlarımı silktim. Abim elimden tutarak inmeme yardımcı oldu. Çantamı da aldıktan sonra kapıyı kapattım. "Ben de kalırız diye düşünmüştüm ama hava baya soğudu, orayı gece ısıtmak için odun toplamaktansa evde rahatça yatarız diye düşündüm. Bir de evden çıkarken sana pijama almayı unutmuşum. Eşofmanla rahat yatamadığını biliyorum."
Dudaklarımı büzüp ona öpücük attım. O ise yanağını bana doğru eğdi. "Yanındayken uzaktan öpmeye ne gerek var?"
Gülüp dudaklarımı yanağına bastırdım. Elini omzuma atıp yürümeye başladı. Kapıya geldiğimizde cebinden aldığı anahtarla kapıyı yavaşça açtı. Bende sessizce içeri girip ayakkabılarımı çıkartıp montumu astım.
Abim de aynılarını yaptıktan sonra merdivene doğru ilerleyeceğimiz sırada salonun ışığının açık olduğunu fark ettim.
Bu saatte niye açıktı ki? Abimde anlamsızca oraya baktı. Birlikte salonun kapısından içeri girdiğimizde gözüm tekli koltuğa kaydı.
Araf abim, dirseklerini dizlerine koymuş, başını ellerinin üstüne yerleştirmiş bir şekilde koltukta oturuyordu. Bir ayağını ritmik bir şekilde yere vururken. Geldiğimizi fark edince başını kaldırıp bize baktı.
Kaşları çoktan çatılmıştı. Hızlıca yerinden kalkıp ikimizi de baştan aşağı süzdü. "Niye bu kadar geciktiniz?"
"Biraz fazla içmişiz abi, uyuya kaldık."
Ben rahatça konuşurken Araf abim şaşkınlıkla bana baktı. Ardından o bakışları sertleşip Baran abime döndü.
"İçip uyuya kaldınız?!"
Baran abim bana ters bir bakış atıp abime döndü. "İçtik derken çilekli sütten bahsediyor abi. Fazla içmek de kardeşimizde biraz kafa yaptı sanırım."
Araf abim gözlerini kapatıp açınca şirin bir gülümsemeyle ona baktım. Baran abim "Sen niye yatmadın abi?" Dedi.
"Telefonlarınızı açsaydınız yatardım Baran. Geleceğinizi söylemenin üzerinden kaç saat geçti. Saat gecenin üçü."
Ellerimle ceplerimi yokladım. Telefonum cebimde değildi. Telefon kaybetmeyen de ne bileyim.
Çantana attın ya salak.
Hee, tamam.
Çantamın fermuarını açıp telefonumu çıkarttım. Ekranı açtığımda abimden gelen cevapsız aramaları gördüm. "Benimki sessizde kalmış abi."
Baran abim de cebinden çıkartıp ekrana baktı. "Benimkinin de şarjı bitmiş."
Araf abimin derin bir nefes aldığını işittim. Açmayınca endişelenmişti sanırım. Ona doğru ilerleyip kollarımı boynuna doladım. "Endişelendirmek istemezdik."
O da sarılışıma karşılık verip saçlarıma ufak bir öpücük kondurdu. Kollarımı boynundan ayırdığımda geri çekildi.
"Bir daha o telefonları açmazsanız sizin tek başınıza dışarı çıkmanızı yasaklarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ailem mi?
Teen FictionGeçmişin yanlışı geleceğin doğrusunu etkiliyordu. Bir gün yanlışıyla,doğrusuyla senin olduğunu bildiğin hayatın gerçek olmaması, canları için her şeyini vereceğin kişilerin aslında hayatında bir yabancı olduğunu öğrendiğinde yaşadığın acı. Ve hayatı...