"Ediz, kimse sinirimi bozamaz demedim. Kimse moralimi bozamaz dedim kardeşim. Kafanı kırdırtma bana. "
"Senin moralini bozamazlar ama benimkini de kırk yıl uğraşsalar düzeltemezler. Bundan sonra depresyona giriyorum. Kimse bana dokunmasın."
Başımı tabağıma eğmiş makarnamı yerken masadaki kaosu izliyordum.
Bundan sonra kavgaları çekirdekle değil makarnayla izleyeceğim seyfi. Daha zevkli.
"Zaten sana dokunan yok, siktir git odana. Güle güle."
Makarnaları tek tek çatala batırırken kaçıncı olduğunu aklımda tutmaya çalışıyordum.
En son taktığım kırk altıncıydı.
"Abi, yok abi değil. Belli bir süreliğine sana abi demeyi de bırakıyorum. İsmi lazım değil birileri benim yerime de abi der sana."
Bana dediğini anladığımda kambur duruşumu düzeltip sandalyeye yaslandım. "Tabi ki derim Ediz. Sen ağzını yorma. Polat abi şu tuzu uzatabilir misin?"
Polat abim sırıtarak tuzluğa uzandı. "Tabi ki uzatırım canım kardeşim."
Başından beri sesini çıkartmadan keyifle ikisinin kavgasını izleyen Araf abim tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Tamam anladık o da senin abin ama her dakika bunu gözüme sokmayın isterseniz. Yoksa seni kuleye kapatmak zorunda kalacağım."
"Saçlarım Rapunzel'inki kadar uzayınca bu fikri düşünebilirim."
Ediz ağlamaklı sesiyle "Eğer biraz daha karşımda böyle konuşursanız hepinizi uykunuzda boğarım." Dedi. Aynı anda da uzanıp hepimizin önündeki makarna tabaklarını kendi önüne çekti. "Ben yaptım hiçbiriniz yemeyin."
Ulaş masumca gülümseyip tabağını eline aldı. "Sanırım bu konuda öldürmeye çalışmana gerek olmayan tek kişiyim o yüzden izninle makarnamı yemeye devam edeceğim."
Ediz ona yandan bir bakış attı. "Eğer bu konuda ağzını açtığını duyarsam babamı kendimi öldürmekle tehtit edip seni evlatlıktan reddetmesini isterim."
"Abi ben senden korkmaya başladım."
"Bence de benden korkun. Bundan sonra benden korkun çünkü ben artık psikolojisi bozuk delirmiş bir insanım. Tamam mı?"
Gözlerimi devirip makarnamı tekrardan önüme çektim. "Çalış senin de olur Ediz."
"Ben calıştım ekmeğini bu yedi." Diyerek Polat abimi işaret etti.
Polat abi demek çok uzun geliyor lan.
Polat abim önüme koyduğu tuzluğu alıp eline biraz döktü ve Ediz'e fırlattı.
Delirmek bedava.
"Sıçıcam ağzına şimdi. Abinim lan ben senin. Düzgün konuş."
Ediz yüzünü ekşitip kollarını göğsünde bağladı. "Sen yanındaki yer cücesinin abisinin Polatcığım. Ben bir süre izne ayrıldım."
Kaşlarımı çattım. "O yer cücesi sana nah abi der bundan sonra."
Yan yan bana baktı. "Zamanı geldiğinde bu sözlerini sana hatırlatırım. Bu anın ekran resmini alın lan."
"Aynen. Bak aldım şimdi."
Herkesin tabağı bittiğinde Baran abim hepsini üst üste koyup lavabonun içine koydu.
Araf abim de hemen arkasından kalkıp bardakları götürdü. İkisi de dönüp bize baktığında biz de onlara baktık.
Baran abim gözleriyle makarna yapmak için kullandığımız ultra gereksiz bulaşık yığınını işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ailem mi?
Teen FictionGeçmişin yanlışı geleceğin doğrusunu etkiliyordu. Bir gün yanlışıyla,doğrusuyla senin olduğunu bildiğin hayatın gerçek olmaması, canları için her şeyini vereceğin kişilerin aslında hayatında bir yabancı olduğunu öğrendiğinde yaşadığın acı. Ve hayatı...