Esneyerek giyinme odasına girdim. Büyük dolabın kapağını açarken ne giymem gerektiğini düşündüm.
Tek tek raflara bakarken siyah, bol bir pantolonu çekip omzuma attım. Diģer taraftanda renkli bir kazak alıp üstümü değiştirdim.
Saçımı rastgele topuz yapıp yanlarından birer tutamı dışarı çıkarttım. Dudağıma renksiz bir parlatıcı sürüp telefonumu arka cebime koydum.
Kararsız bir şekilde aynanın karşısına geçip kendime bakmaya başladım. Bunlar olmadı sanki ya.
Güzel oldun. Aşağı in artık.
Neresi güzel oldu seyfi? Bokuma benzemişim.
Yankı için mi bu hazırlık?
İçine Ediz mi kaçtı senin? Alaz ne alaka seyfi, Alaz ne alaka yani? Olmadı dedim diye Alaz için mi demiş oldum?
İki dakika boyunca yerde tepinip sonunda odadan çıktım.
Hızlı hızlı aşağı inip mutfağa girdim. Ulaş masaya tabakları koyuyor, bir yandan da Baran abimin dolaptan çıkarttığı kahvaltılıkları masaya diziyordu.
Araf abim, Polat abim ve Ediz ise tezgahta bir şeyler hazırlıyorlardı. Üçünün de kaşları çatıktı.
"Yardım edeceğim bir şey var mı?"
"Yok!"
Yüzümü buruşturup kaşlarımı çatarak Ediz'e baktım. Yüzüne bir tane indireceğim o olacak yani.
Akşamdan beri söylemediği sey kalmamıştı.Polat abim ensesine bir tane geçirdi. "Kıza niye bağrıyorsun salak."
Ediz hafif yan dönüp "Özür dilerim. Öyle bir anda oldu." Dedi.
"Kabul etmedim. "
Yavaş adımlarla onların yanına ilerleyip ne yaptıklarına baktım. Araf abim, hala çatık olan kaşlarıyla dimdik duruyor ve patatesleri kızartıyordu. Polat, domates ve salatalıkları kesiyordu.
Ediz ise anladığım kadarıyla ben gelmeden önce yapmaya başladığı şeyi bitirmiş, eserini inceliyordu.
Kafamı eğip baktığımda gözlerimi büyüttüm.
Haşlanmış olan yumurtaları ortadan kesip geniş bir tabağa yerleştirmişti.
Yerleştirmişti yerleştirmesine ama yumurtalarla tabağa, 'Bok ye marul' yazmıştı. Şaka değil bildiğiniz bunu yazmıştı."Ediz sen ne yaptığını zannediyorsun? Bu ne?"
Diğerleri de tabağa bakınca başta şaşırdılar ama sonrasında hepsi gülmelerini tutmaya çalıştılar.
Araf abimde daldığı düşüncelerden çıkarak tabağa baktı. Daha sonra ters ters Ediz'e bakıp yumurtaları düzeleltti.
"Çocuk abisiyle geliyor. Salak salak şeyler yapıp benim sinirimi bozmayın."
Kollarımı göğsümde bağlayıp abimi başımla onayladım. "Mümkünse benimkini de bozmayın."
Ediz ve çekmeceden çatal çıkartan Baran abim gözlerini devirdiler.
"Sırf bunu yazmak için o kadar yumurta haşladım ben."
Gözlerimi deviridim.
Şimdi böyleysen aşık olduğunu kabul ettiğinde nasıl olacaksın acaba?
Onu da o zaman düşünürüz.
Zilin çalmasıyla kapıyı açmak için mutfaktan çıktım. Alazgilin gelmesine daha vardı. Poyraz abim gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ailem mi?
Teen FictionGeçmişin yanlışı geleceğin doğrusunu etkiliyordu. Bir gün yanlışıyla,doğrusuyla senin olduğunu bildiğin hayatın gerçek olmaması, canları için her şeyini vereceğin kişilerin aslında hayatında bir yabancı olduğunu öğrendiğinde yaşadığın acı. Ve hayatı...