Gerçek ailem mi?

18.Bölüm

Hzlıca arabadan inerken benimle birlikte abimde inmişti.

Sıkıca sarıldık. "Böyle olmadı. Yakın zamanda tekrar gel olur mu?"

"Tabi ki geleceğim abi. İstersen sende bize gelirsin?"

"Biliyorsun misafirlik işlerini pek sevmiyorum."

İstemiyorsa onu asla zorlamazdım. Nasıl rahat ediyorsa o olurdu.

Son bir kez yanağından öpüp bahçeye girdim.

İlk olarak kantine girip iki tane süt aldım. Pipeti deliğine sokarken kantinde göz gezdirdim.

Bana doğru el sallayan bir ayı gördüğümde gözlerimi devirdim.

Salak çocuk.

Oraya doğru ilerlerken Can hala elini sallıyordu.

Özenle seçilmiş gibi tek boş yer Alaz'ın yanıydı. Sandalyeyi çekip oturdum.

"Benim kuzenim olduğuna emin miyiz?"

Can gözlerini devirip elindeki ayranı içmeye devam etti.

Sabahın köründe ayran mı içilirdi?

Sende süt içiyorsun.

Farklı şeyler.

Hı-hı.

"99,98 oranla evet."

"0,01'i nereden kırdın?"

"Dün beni korku evine çağırmadığın için 0,01 oranla seni kuzenlikten reddettim."

"Çağırmam mı gerekiyordu?"

"Evet!"

Tam ona karşı atılacakken yanımda hissettiğim hareketlilikle oraya döndüm.

Alaz sarışını, gamzelisi, gerizekalısı, malı, öküzü, dünyanın en gereksiz insan evladı masaya koyduğum sütümü açmış içiyordu.

BENİM ÇİLEKLİ SÜTÜMÜ. DÜNYANIN 3. HARİKASINI!

"Lan! Senin kafanı ısırırım. O sarı sarı saçlarını yolarım kel kalırsın. Sen benim bebeğimi bir tanemi nasıl içersin ya!"

Beni tınlamadan sütü içmeye devam ederken diğerleri bizimle ilgilenmiyordu.

"Alaz!"

Gözleri hızla bana dönerken içtiği süt boğazında kaldı.

O öksürürken hızlıca sırtına vurdum. Diğerleri kısa bir süre bize bakmış benim hallettiğimi görünce önlerine dönmüşlerdi.

Şezlongta keyif yapıp yangını izleyen adama döndüler aq.

"İyi misin?"

Sakince arkasına yaslanıp yüzünü bana çevirdi. "Alaz mı dedin?"

"Çünkü ismin Alaz. Sen harbi kafayı sıyırmışsın."

"Genelde Yankı'yı kullanırlar."

Klişeye gitmişiz seyfi. Bizde Yankı diyelim.

"O zaman bende Yankı derim."

"Hayır! Yani Alaz diyebilirsin sıkıntı yok."

"Keyfimin kahyası mısın? İkisini de derim."

"İyi. De ne diyorsan."

"Lan sen bana trip mi atıyorsun?"

"Salak mısın kızım? Ne tribi."

Mal ya.

"Geliyor musunuz?"

Umut'un sorduğu soruyla aynı anda oraya döndük.