"Bak kızım bu soğan kebabı. Kendi ellerimle senin için yaptım."
Babaannem tanıttığı bininci şeyi tabağıma koyarken itiraz etmiyordum. Çünkü hepsi o kadar güzel duruyordu ki patlayacak raddeye de gelsem hepsini yerdim.
Biraz oturmuş daha sonra duş almak için odalarımıza çıkmıştık. O sırada babaannem acıktığımızı düşünerek masayı hazırlatmıştı.
Daha sabah olmadan biz gelene kadar herşeyi yaptırmıştı. Bazılarını da kendi yapmıştı. Sanırım şuan önümde duran masada Mardin'in bütün lezzetleri vardı.
"Annen içli köfteyi çok sevdiğini söyledi. Mardin'in içli köftesi bir ayrı güzeldir. Dün yaptım senin için."
Can kafasını tabağından kaldırıp alayla babaanneme baktı. "Maşallah babaanne biz yemeyelim istersen. Her şeyi şu yelloz için mi yaptın? Aşk olsun. Darıldım. Yemiyorum ben." Yalnız bunu derken ağzını sincap gibi doldurmasan acitasyonun işe yarardı yavrum.
Babaannem tabağıma içli köfte koyarken Can'a bir bakış attı. "Sus eşek sıpası. Sana yapmadım mı hiç?"
Onlara gülerken tabağıma baktım normal bir tabağın iki katı büyüklüğünde olan tabak dolup taşmıştı.
"Babaanne daha fazla koymasan mı? Hepsini yiyemem."
Babaannem bir doldurduğu tabağa bir bana baktı.
"Tamam. Yemediklerini de diğer günler yersin."
Gülüp içli köfteden bir ısırık aldım. Gözlerim büyüdü. Bu çok güzeldi. "Oha. Bu çok güzel."
"Ay anne bundan sen de yap."
Ben her yediğim şeyi yorumlarken onlar bana gülüyorlardı.
Eglenceli bir yemeğin ardından kamelyalara geçip oturmuştuk.
Akşam saatlerinde dedem yorgun olduğumuzu söyleyerek hepimizi odalara göndermişti.
Pijamamı giymiş yatağının tam üstünde püfür püfür esen klimaya yüzümü dönmüştüm.
Seyfi!
Yine ne oldu?
Bizim bilmem kaç katlı evimiz var. Bilmem kaç tane arabamız da var. Şirketlerimiz de var.
Evet.
En önemlisi uçağımız bile var.
Eee.
AMA EVİMİZDE KLİMA YOK!?
Doğru.
Sana hiçbir şey söylenmiyor seyfi. Hiçbir şey. Yat zıbar.
Tamam.
**
"Yorgunluktan ölmenin sebepleri enter. Sabahtan beri gezdirmediğiniz yer kalmadı yeter bu kadar. Enayi gibi bütün Mardin'i yürüdük amına koyayım ya. "
Sandalyeye iyice yerleşirken karnımı ovdum.
Sabah erken saatlerde kahvaltımızı yapıp kuzen tayfası olarak topluca dışarı çıkmıştık. Araba sürmek yerine beni yürümeye zorlayarak Mardin'nin bütün meşhur yerlerini gezdirmişlerdi.
Ohoo daha Mardin'in yarısı gezilmedi salak kız.
Of off offf offfff.
Kes ya.
Gezimiz bitince Mardin'de fazlasıyla meşhur olduğunu söyledikleri bir kebapçıda kebap gömmüştük.
"Anladık güzelim anladık. Çok yoruldun.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ailem mi?
Novela JuvenilGeçmişin yanlışı geleceğin doğrusunu etkiliyordu. Bir gün yanlışıyla,doğrusuyla senin olduğunu bildiğin hayatın gerçek olmaması, canları için her şeyini vereceğin kişilerin aslında hayatında bir yabancı olduğunu öğrendiğinde yaşadığın acı. Ve hayatı...