Karşımdaki pembe binaya bakarken kaşlarımı çattım pembe renkli korku evi mi olurdu amına koyayım.
Hayır hayır normal bir pembe değil bildiğimiz cırtlak renkli olan pembeden.
Abimin en önden ilerlemesiyle kapıya ulaştık. Hayır yani korku evinin kapısı mı çalınırdı.
Kapıyı iri yapılı,ultra uzun sakalları olan ve gözüne siyah kalem çekmiş bir adam açtı.
Haydi bismillah.
Baran abim arabaya bindiğimizden beri huysuzdu.
Ondan farklı olduğumu söyleyemeyecektim.
Abim adamla kısa bir görüşme yapıp elindeki kağıtları okudu.
Ücreti ödeyip bir kapının önüne geldik. Şuanlık bir sıkıntı yoktu.
Adam hepimizde gözlerini gezdirdi.
"İçeride olanlar değişebilir,her gelen farklı olaylar yaşıyor daha önce gelen biri varsa onunla aynı şeyleri yaşamazsınız bunu bilin. Ona göre içeri girin."Onu onaylar anlamda mırıltılar çıkardık.
Adam kapıyı açtığında bomboş siyah bir yer ile karşılaştık.
Elimize bir fener verip içeri girmemizi bekledi.
Allah'ım bismillah.
Kapı arkamızdan kapanırken etrafı aydınlatan tek şey elimizdeki fenerdi.
Boş boş birbirimize bakarken Araf abim sinirli bir nefes aldı. "Uğraştığım şeylere bak."
Abime katıldığımı belli edip geri dönelim diyecekken gelen sesle hiç korkmadım çünkü böyle birşey olacağını biliyordum.
"Girdikten sonra çıkmak gibi bir düşüncen olmasın Taşkın."
Abimin alnının gerildiğini hissettim.
"Sana mı sorucam amına koyayım istersem çıkarım!"Sesi cızırtılı gelen adam abimi takmadı.
Puf.
"EŞYALARINIZI ARKANIZDAKİ MASAYA KOYUN!"
Masa olduğunu yeni fark ederken hemen telefonumu üstüne bıraktım.
Herkes sinirle bırakırken ne yapmamız gerektiğini anlamaya çalışıyordum.
Ulaş sakince yanıma doğru geldi.
"Sakin olun,sayın abilerim ve canım ablam.Şurda şekiller var. Onları aklımızda tutalım lazım olur."He amına koyayaım kaçarken şekiller büyülenip yol gösterecek.
Şekillere baktığımda kaşlarımı çattım. "Terbiyesizler bok resmi koymuşlar."
Ediz'de sindiği yerden yanıma gelip şekillere baktı."Cık cık cık gençlik ölmüş."
Baran abim bizi kenara itip gözlerini devirdi.
"Ne alaka gerizekalılar kalem o."
Kalemi boka benzettiğim için önce senden sonra üstün zekamdan özür dilerim seyfi.
Yavaşlığımızdan sıkılmış olan Polat'da bize katıldı.
"Kar tanesi,kalem,üçgen ve kutu.Bunları aklınızda tutamayacak kadar salaksanız çıkalım."
Gözlerimi devirdim bunun da ödü patlıyordu da söyleyemiyordu.
Araf abim kollarını birleştirmiş kaşlarını çatarak ona buradan çıkamayacağını söyleyen adamın sesinin geldiği yere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek ailem mi?
Novela JuvenilGeçmişin yanlışı geleceğin doğrusunu etkiliyordu. Bir gün yanlışıyla,doğrusuyla senin olduğunu bildiğin hayatın gerçek olmaması, canları için her şeyini vereceğin kişilerin aslında hayatında bir yabancı olduğunu öğrendiğinde yaşadığın acı. Ve hayatı...