看 1

531 48 12
                                    

"Çok üzgünüm Minato-san. Ben... Gerçekten bilmiyordum."

Minato-san hafifçe gülümsedi:
"Biliyorum, bu senin hatan değil. Sadece... Kakashi'nin desteğe ihtiyacı var. Geldiğinden beri pek görüşmediniz. Sana  soğuk davranırsa en azından ona karşı biraz..."
"Anlayışlı olmam için anlattınız, değil mi?"
"Zeki kız."

İzin isteyip dışarı çıktım.
Kakashi...
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
Jounin yurduna doğru koşuyordum. Çantamda manganın son çıkan sayısıyla... Kakashi yurdun önündeki sokakta yürüyordu. Yurttan yeni çıkmıştı sanırım. Yolun ortasında karşı karşıya geldik.
"A... Ame?"
"Kakashi. Müsait misin?"
"Evet de... Niye ki?"
Kolundan tutup onu sokağın iskele yoluyla kesiştiği tarafa doğru çektim.
Gülümsedi. Eskiden... Yani ben Konoha'dan ayrılmadan önce sık sık yaptığım bir şeydi bu.İtiraz etmeden peşimden gelmeye başladı.
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
"Ben yeni öğrendim... Aslında yanında olmalıydım... Ama neden bilmiyorum, senden uzak durmaya çalıştım. Özür dilerim."

Kakashi tepkisiz bir şekilde dinliyordu. Bir kaç saniyelik bir boşluktan sonra mırıldandı:
"Benimle arkadaş kalmak istemeyeceğini düşündüm... Bu yüzden senden uzak durmaya çalıştım... Ama... Yapamadım. Ben... Rin'i öldürdüm. Obito'yu kurtaramadım. Sahip olduğum herkes, Bir şekilde kayboldu. Tek sen varsın. Ben hala... Arkadaşın mıyım?"

Kakashi çok üzgün... Sakumo-san'ın ölümünde bile onu böyle görmemiştim.
"Tabi ki. Unuttun mu? Önce,sonra, daima."
FLASHBACK

"Eğer çok uzun bir zaman dönemezsem, beni unutur musun?"
"Saçmalama. Neden seni unutayım?"
"Ama ya unutursan?"

Kakashi atkısının ucunu yırttı. Aosa sembolünü tişörtüme tutturan iğnelerden birini alıp parmağına batırdı.
"Ne yapıyorsun?"

Parmağındaki kan damlasını yırttığı parçaya sürüp kumaşı ve iğneyi bana uzattı.
"Benim gibi yap."

Sebebini anlayamasam da dediğini yaptım.
"Bunu iskelenin oraya gömeceğim. Bak, üstünde ikimizin de kanı var. Önce, sonra, daima arkadaşız. Tamam mı?"
FLASHBACK END

Hızlıca yatağımdan çıkıp Kushina-san'ın odasına koştum.
"Kushina-san? İyi misin? Beni çağırdığını duydum da..."
"Gel gel."

Yatağa tırmanıp Kushina-san'ın yanına oturdum. Elimi tutup karnının üstüne koydu.
"Naruto, Ame ablana merhaba de."
Ame abla? Yok art-
"Aaa!"
Kushina-san güldü.
"Hissettin, değil mi?"
Az önce elime şiddetli bir tekme yemiştim.
"O... Neden vurdu?"
"Bu onun bizimle konuşma şekli. Bak, sana merhaba diyor."

'Merhaba'dan çok 'Defol git be' dediğinden şüpheliydim. Ama Kushina-san benden daha iyi bilirdi sonuçta.
"Mmh... Merhaba Naruto. Nasılsın?"

Kushina-san gülmeye başladı. Sesini inceltti:
"İyiyim Ame abla, sizi görmek için sabırsızlanıyorum."
"Kushina-san?"
"Ne bekliyordun ki Ame? O henüz doğmadı bile, cevap veremez ki."

Kushina-san hala gülüyordu, ama ben anlayamamıştım. Bir şey merhaba diyebiliyorsa pekala nasıl olduğunu da söyleyebilirdi bence.

Bir tıkırtı duydum. Minato-san gelmişti.
"Bensiz sıkılırsınız diye erken gelmeye çalışıyorum ama galiba siz üçünüz ben olmadan eğlenebiliyorsunuz. Tamam gelmem bi daha."
"Yo yo, seni özlüyoruz sonra. Naruto Ame'yle konuşuyordu en son. Seninle de konuşur belki."

Minato-san gülümseyerek yanımıza oturdu.

𝕽𝖆𝖎𝖓❃𝔎𝔞𝔨𝔞𝔰𝔥𝔦 𝔉𝔞𝔫𝔣𝔦𝔠𝔱𝔦𝔬𝔫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin