𝕽𝖆𝖎𝖓❃𝔎𝔞𝔨𝔞𝔰𝔥𝔦 𝔉𝔞𝔫𝔣𝔦𝔠𝔱𝔦𝔬𝔫

次 2

                            ⋇⋆✦⋆⋇　
İtachi saklandığı çalıların arasından baktı. Tuhaf, ahtapot gibi bir yaratık havada süzülüyordu.
Parşömen şeytanı o olmalı... Rüzgar temelli bir teknik kullanıyor sanırım. Öyleyse...

Hızla en yakın ağaca tırmandı.
"𝙺𝚊𝚝𝚘𝚗, 𝚁𝚢𝚞𝚞𝚔𝚊 𝚗𝚘 𝚓𝚞𝚝𝚜𝚞!"

Aniden ateş topunun içinde kalan şeytan haykırarak yere düştü. İtachi şeytanın bir süre kıvrandıktan sonra hareketsiz kalmasını izlerken mırıldandı.
"Cidden de rüzgar temelli şeytanlar ateş temelli jutsulara karşılık veremiyormuş"

FLASHBACK

Ame kemerinden bir parşömen rulosu çıkarıp ortaya açtı.
"Dinleyin, parşömen şeytanları dört element temellidir ve hiç biri yıldırım temelli değildir. Bu yüzden yıldırım jutsularıyla yenmek kolay... Ama sadece Kakashi ve bende yıldırım temelli Jutsu var, bu yüzden en mantıklısı zayıf noktalarından saldırmak olacaktır. Rüzgar temelli şeytanlar ateş jutsularıyla yenilir. İtachi, Ryuuka no Jutsu da buna dahil. Su temelli olanları toprakla, toprak temelli olanları da rüzgarla yenebilirsiniz. Bu sırayı aklınızda tutabilir misiniz?"
"Tabi!"
"Yapabiliriz, Ame-kun."
"Bence de!"

Kakashi elini ensesine koydu:
"Deneyelim."
FLASHBACK END

Gai kayayla şeytanın başını ezdikten sonra eserine bakmak için biraz geriledi.
Peh! Ame-chan haklıymış. Sadece bir kaya bile su temelli şeytanı öldürdü!

Asuma'da da durum pek farklı değildi. İki ateş temelli şeytanı indirdikten sonra parmaklarını çıtlattı.
Kolaydı. Cidden de karşıt elementle saldırmak işe yarıyormuş.

Ame yıldırım temelli jutsusunu kullanıp üç şeytanı da aynı anda öldürmeyi başarmıştı. Çetinceviz toprak şeytanlarıydı rakipleri. Yine de yere değmediği sürece güvendeydi. Hızlıca tekniğini yapıp ağaca tutunmuştu.
Pekala, zemin hala zehirli büyük ihtimal. Bir kaç metre ağaçtan ağaca ilerlemeliyim... Acaba diğerleri ne durumda?

Yarım saat sonra, ilk oturdukları yerde buluştular. Kimsede ciddi bir yara yoktu.
"Ehi ehi, gayet kolay bir görevdi Ame-chan! O heriflerle aramıza bir şey giremez artık. Ne tarafa gidiyoruz?"

Ame elini gözlerine siper edip etrafı taradı.
"Parşömenleri yaktılar, eğer yakmasaydılar onları kolayca bulabilirdik. Çünkü Aosa parşömenleri ayrı bir kokuya sahip, o kokuyu takip ederdik. Ama şimdi hiç parşömen yok. Yani eski yöntemle onları bulacağız."

"Şey... Eski yöntem, ne oluyor acaba?"
"Yüksek bir yere çıkıp etrafı izleyeceğiz, İtachi. Ama hep birlikte çıkmaya gerek yok, senle ben çıksak yeter... Geliyor musun?"

İtachi'nin gözleri büyüdü.
"Ha? B-benimle birlikte mi?"
"Evet. İstemiyor musun?"
"İstiyorum!"

░░░░░░░░░░░░Αɱҽ░░░░░░░░░░░░░

İtachi'yle birlikte ağaca tırmanmaya başladık. Her tarafından fışkıran dikenler ve küçük dallar yüzünden çakra kullanarak çıkamıyorduk. Bu da bizi yavaşlatıyordu. Dev kafur ağacı civardaki en yüksek ağaçtı ve her yeri kolaylıkla görmemizi sağlayabilirdi... Tabi çıkmayı başarırsak.

"Ame-chan, sen bu ormanı biliyor musun?"
"Evet. Ben senden bile küçükken bu ormanda bir kaç hafta kaldım. O yüzden adamların buraya geldiğini duyar duymaz görevi kabul ettim. Ama umarım fazla uzaklaşmamışlardır."

İtachi gülümsedi ve kendini bir dala çekti.
"Umarım."

Aşağıdan Kakashi seslendi:
"Hey, işinizi çabuk bitirin ve gelin!"

Kıkırdadım.
"İstersen sen de gel!"
"Hayır, siz acele edin!"

Ağacın en üst dallarına kadar tırmandık. Tüm orman önümüze serilmişti resmen. Tüm o yeşiller arasında bir kaç karaltı arıyorduk.

"İtachi ben hiç bir şey göremiyorum."
"Ben de. Kamuflaj mı giydiler ki acaba?"
"Büyük ihtimal... Pekala, izci tekniğimi kullanacağım."
"İzci teknik? Ne ki o?"
"Görmek ister misin?"
"Evet!"

"𝙸𝚗𝚞
𝚃𝚘𝚛𝚊
𝙽𝚎
𝚄𝚖𝚊
𝙼𝚒
𝙷𝚒𝚓𝚞𝚝𝚜𝚞, 𝙸𝚔𝚒 𝚗𝚘 𝚝𝚊𝚝𝚜𝚞"

İtachi parmaklarımın arasında süzülen minik ejderhaya hayranlıkla bakıyordu:
"Bu çok güzeell! Ne işe yarıyor?"
"Bir dizi ejder tekniği arasında tek izci teknik bu. Canlıların geçtikleri her yerde bıraktığı hayat izlerini takip ederek hızlıca hedefi bulmayı sağlar."
"Mükemmel!"

Ejderhayı yukarı doğru saldım. Minik şimşekler çıkararak kayboldu.
"Ee? Nasıl göreceğiz onu?"
"Hedefi bulunca, gelip bize yolu gösterecek."

İtachi cevap verecekken aşağıdan-kim olduğunu anladınız bence-biri bağırdı:
"Yağmur geliyor, inin aşağı!"