憑 3

227 25 12
                                    


░░░░░░░░░░░░Αɱҽ░░░░░░░░░░░░░

Kapıyı tıklattım. Ses yok. Tekrar tıklattım. Küçük, hızlı ayak sesleri...
"Hoşgeldin Ame-chan!"

Sandaletlerimi kapının kenarına koyup içeri girdim.
"Hoşbulduk. Gittiler mi?"
"Evet, az önce çıktılar. Ben de seni bekliyordum."
"Shisui'yi daha fazla bekletme o zaman."
"Tamam."

İtachi girişe koyduğu maskesini alıp çıktı. Ben de salona doğru-

"SASUKE KAZANDIIIĞĞĞYH!"

İçeri adım atar atmaz üstüme atlayan küçük Uchiha elindeki oyuncak-yani ben öyle umuyordum şahsen-shinkeni boğazıma dayadı.
"Korkunç düşmanı yendiiğğmm."

Onu indirip doğrulurken gülüyordum.
"Evet, beni hakladın Sasuke."
"Ama bilerek yenilmedin di'mi?"

Tabi ki bilerek yenildim!
"Hayır, seni fark etmemiştim. Birden üstüme atlayınca seni gerçekten düşman sandım hatta."

Sasuke sırıttı.
"Büyüyünce tüm düşmanlarımı böyle yeneceğim! Ama merak etme Ame-san, sana zarar vermem."

Ne demem gerekiyordu? Karşı konulamaz derecede sevimliydi, ona katılmaktan başka bir fikrim yoktu.
"Teşekkür edeyim o zaman... Peki, büyük shinobi Sasuke, kahvaltı yaptın mı?"

"...Hayır. Nii-san'a seninle yiyeceğimi söyledim."

"....Öyle olsun bari."

_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-

"Çok sağol, Ame-kun. Sana da zahmet verdim... Sasuke, Ame ablanı üzmesin değil mi?"

"Hayır! Ninjacılık oynadık!"

Mikoto-san bana baktı. Sasuke'ye katıldım.
"Evet, hiç problem değildi, Mikoto-san."

"Ha... Öyle olsun bari. Ame, akşam için bir planın yoksa bizimle ye, olmaz mı? İtachi de birazdan gelir hem."

"Üzgünüm, Hokage-sama'yla bir kaç formalite işim var... Ama eğer çok uzun sürmezse gelirim."

"Peki. Dikkatli ol, olur mu? Şu aralar casus shinobiler çok arttı."

"Tamam. İyi günler."

"Sana da canım."
"Hoşçakal Ame-san!"

Saat öğleden sonra beşti. Kıyafetlerimde Sasuke'yle oynadığımız azıcık manyakça oyundan kalmış yırtıklar ve tokamdan kurtulmuş at kuyruğumla Hiruzen-san'ın yanına gitmeye niyetim yoktu. Önce jounin yurduna uğramam gerekiyordu.

"Ame-chaaaann bi baksanaaa"
"Ha?"
"Akşama Ichiraku ramene gidiyoruz, sen de gelecek misin?"
"Bir yere gitmem lazım, Gai. Belki başka zaman, olur mu?"
"Ooo...."

Gai suratında pis bir sırıtışla kolumu dürttü.
"Randevun mu var?"
"N-ne randevusu be. Hokage-sama'yla birkaç evrak işi sadece."
"E bir kaç evrak işi saat dokuza kadar sürmez ki... Utanma da söyle hadi, şanslı kişi kim?"

"Hangi şanslı kişi?"

                             ⋇⋆✦⋆⋇

Kakashi bir elinde mangası onlara bakıyordu. Gai kolunu Ame'nin omzuna attı.
"Ame-chan'ın randevusu varmış da..."
"SANA YOK DEDİM YA!"

Kakashi'nin gözleri büyüdü.

R...Randevu?

Gai sırıtışını büyüterek devam etti.
"Hadi amaaaa, biz arkadaşız di'mi? Çok merak ettim, kim kim?"

Ame derin bir nefes verdi.
"Kimse değil Gai. Ortada randevu falan yok. Akşam için Mikoto-san'a söz verdim. O yüzden gelemem."

Gai çenesini tutup gözlerini kıstı.
"Uchiha Mikoto demek.... Anlıyorum. Az anasının gözü değilmiş o da."
"Ha?"
"Seni İtachi'ye alacak!"

Kakashi'yle aynı anda bağırdılar
"NE!!?"
"Evet evet. Artık tüm taşlar yerine oturdu..."
"Ne diyosun ya? Öyle bir şey mümkün değil! Hem İtachi benden küçük!"
"Amaaan, üç dört yaşı kim umursar? Şimdiden benim boyuma geliyor zaten, bi beş yıl sonra ohoooo."
"Saçmalama!Öyle bir şey olmaz!"
"Niye olmasın ki? İtachi iyi çocuk, hem..."

Gai büyük bir sır veriyormuş gibi sesini alçalttı.
"Bence senden hoşlanıyor."
"?"

Ame Gai'yi göğsünden hafifçe itti.
"Aman be, sana laf anlatmaya çalışanda suç. Randevu falan yok."

Yurda girip kaybolan Ame'yi izlediler.
"Kakashi, bence harbi var böyle bir şey."
"Saçmalıyorsun."
"Ne dersen de."

Gai sallanarak uzaklaşırken, Kakashi anlayamadığı bir şekilde hızlanan kalp atışıyla baş başa kaldı.

𝕽𝖆𝖎𝖓❃𝔎𝔞𝔨𝔞𝔰𝔥𝔦 𝔉𝔞𝔫𝔣𝔦𝔠𝔱𝔦𝔬𝔫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin