~15.Bölüm~

83 3 0
                                    

                          ~Şüheda~

Özün ile konuşmayalı kaç gün olmuştu hiç saymamıştım. Ama onun yokluğunu hissediyordum. Kuzey dışında dertleşecek kimsem yoktu. Belkide kuzeye kendimi o kadar kaptırmıştım ki özünün varlığını unutmuştum. Kuzeyle tam bir ilişkimiz olabilirdi onunla herşeyi konuşabilirdim ama özünün yanında olduğu gibi rahat anlatamazdım. Özün benim kardeşim sayılırdı ve ben bir erkek uğruna kardeşimi satmıştım. İstediğim erkeğe sahip olmuştum ama kardeşimi kaybetmiştim. Mert onu çok bozmuştu aynı zamanda kuzey de beni. Ama özünün hiçbir suçu yoktu. Kuzey neredeyse iki gündür özün ve mert hakkında sorduğum soruları geçiştiriyordu. Ama eğer o cevap vermeyecekse ben her şekilde öğrenirdim zaten.

Az sonra kapı çaldığında hemen kapıya koştum. Gelen annemdi. Hemen annemden para alıp çıkacağımı söyledim. Annem beni durdurarak "senin özün ler gidiyormuş. " dedi. Bir an giderken duraksadım ve anneme döndüm. Şaşırarak "nereye? " dedim. Annem omuz silerek "yurt dışında bir yere gideceklermiş. Hatta özünün halası spotcu arıyor eşyalarını satmak için. Komple taşınıyorlarmış buradan. Az önce onların evinin önünde karşılaştık özün ile sameti bekliyormuş. Özün bu gün hastanelik olmuş. Bir geçmiş olsuna git. Öyle ayak üstü bahsetti. Hem Londra'ya gitmeden önce arkadaşınla vedalaş. Seni çok seviyordu." dedi. Bende onu seviyordum ama farkında olmadan onu çok yanlız bırakmıştım. Hemen hazırlanıp evden çıktım.

Merte hesap soracaktım. Kuzeyden cevaplarını alamadığım soruları Mert'in yüzüne acımasızca vuracaktım. Yolda giderken mert ile kuzeye kısa ve net bir mesaj attım.

-acil seninle görüşmem gerekiyor mert. Lütfen konumunu gönderdiğim kafeye gel. Seni orada bekliyor olacağım.

-ne oldu şüheda. Önemli birşey değilse gelemeyeceğim işlerim var.

-önemli olmasa yazmazdım herhalde mert! Bekliyorum seni . Olabildiğince hızlı gel.

-peki ama önemli dediğin için yoksa gelmezdim.

Bana erkeklik taslıyordu birde. Kuzeye de aynı şekilde mesaj attım. Ama o hiç diretmeden kabul etti. Hızlı adımlarla hemen bahsettiğim mekana  giriş yapıp cam kenarında bir masaya oturup onları beklemeye başladım. Biraz sonra hızla içeriye kuzey girdi ve yanıma oturdu. Kuzeye dönerek "karşı çaprazıma oturur musun lütfen? " dedim . Kuzey karşı çıkmadan oturdu açıklama gereği duyarak "ikinizi de karşımda görmek istiyorum. " dedim. Kuzey her zamanki masum yüzüyle "birisi daha gelecek sanırım peki. " dedi. Fazla geçmeden mert de mekana giriş yaptı ve yanımıza gelip tam karşıma oturdu. İkiside meraklı gözlerle bana bakıyordu. Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

-Amacınız neydi gerçekten? Özellikle sen mert ne oldu da özünden ayrıldın? Kuzey beye soruyorum ama kuzey bey sürekli geçiştirme modunda.

-Bak şüheda açık konuşacağım. Hiç birşey umrumda değil. Biz bu kuzey bey ile bir iddaya girdik. İdda da hangimiz sizden hanginizi tavlar sevgili yapar koluna takarsa o kazanmış olacaktı. Ve bu kuzey bey iddayı kazandı ve seni koluna taktı. Ee bir idda da tek bir kazanan olur değilmi ve kazananımız da kuzey bey olduğuna göre ben de bu iddaya devam etmedim ve geçen özünü bir yere çağırıp herşeyi anlattım.

-Öncelikle mert bey kimsenin kimseyi koluna taktığı falan yok. Ayrıca farkındamısınız? Özün gidiyor. Günlerdir hiçbirimiz özüne birşey yazıp iki çift sohbet etmedik. Başlatma iddana şimdi. Sizin yüzünüzden ben özünü kaybedemem tamammı.

Mert umursamaz tavırla;

-Ona gerçekten çok ağır sözler söyledim. Birazcık tatili o da hak ediyor bence.

Git gide merte olan nefretim artıyordu.

-Ya sen gerçekten malsın tamammı mert? Kız bizim yüzümüze artık komple buradan gidiyor. Kız ülkeyi terk ediyor. Sizin laney, boktan bir iddanız yüzünden ben özünü kaybedemem. Hemen şimdi gidiyoruz özür diliyoruz!

Mert yerinde yayılarak ;

-sence senin özürünü kabul edermi?kız senin de bu iddanın içinde olduğunu düşünüyor. Ayrıca beni engellemiş.

Bu sabırımı taşıran son damla olmuştu. Sakın kalmaya çalışarak;

-O pis oyunlarınızın içine birde beni mi alet ettiniz bravo ya size!

Mert sıkkınlıkla kuzeye dönerek;

-yakında bende gideceğim zaten. Bizim babalık o kadar da kötü değilmiş ya. Erzurum'da bir holding ceo'suymuş. İşleri falan gösterecek öğretecek. Öyle yani.

Sinirle burnumdan soludum ve ;

-inanamıyorum ya. Gerçekten inanamıyorum!

Son sözlerimi de söyledikten sonra mekanı hızla terk ettim. İçimde kocaman bir hiçlik duygusu vardı. Onların bu pis oyununa haberim yokken dahil edilmiştim ve sırf bu yüzden kardeşim dediğim en yakın arkadaşım beni terk etmişti. Acil bir şekilde onu bu karardan vazgeçirmem gerekiyordu.

Sokaklardan resmen insanları ittirerek ilerliyordum. Açık alana gelince biraz dinlenmek için durdum. O sırada koşarak yanıma nefes,nefese kalmış kuzey geldi. Nefes almaya çalışarak yanıma yığıldı. Konuşmaya çalışarak "ben-ben özür dilerim şüheda. Ben bu olaya seni dahil etmek istemedim. Ayrıca merak etme Özün seni bu oyunun içinde olduğunu bilmiyor. Ona bir kitap heye ettim. Hani okulun ilk açıldığı dönem kantinde özünün hep istediği bir kitap hakkında konuşuyordunuz ya oradan duydum ve özüne o kitabı hediye ettim." dedi. Yutkunarak sinirle "zaten pis ve aşşağılık oyununuzun içinde değilim! Ama yinede teşekkürler. " dedim. Kuzey başını hafif yana büktü ve "barıştıkmı? " dedi. Gözümü kuzeyden çekerek ileriye doğru bakıp "eğer idda için benle olduysan bu beni sevmediğin anlamına geliyor. İstenmediğim bir insanın yanında durmam. " dedim tam kalktığım sırada kuzey bileğimi tuttu ve ayağa kalkıp bana yaklaştı ve belime sarılarak "seni istemediğimi kim söyledi? " dedi. Kaşlarımı kaldırarak "gerçekten mi? " dedim. Kuzey olumlu anlamda başını salladı ve "sana aşık oldum diyorum kızım! " dedi. Bana kocaman sarıldı ve bende karşılık verdim. Kuzey gülümseyerek "hadi gel çok iyi bildiğim bir mekan var oraya gidelim. " dedi. Dudağımı büzerek "ama özün-" lafımı bölerek "ya güzelim bana bırak ben halledeceğim." dedi. Olumlu anlamda başımı salladım ve kuzeyin bahsettiği mekana gittik

                                ...

                               🍁🍁🍁🍁

 Zorba AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin