Bütün gün akşam şüheda ile buluşmak için evde temizlik yaptım. En sonunda annem ile babamdan izin kopara bilmiştim. Ara sıra ailemi gerçekten seviyordum. Hemen kararlarını değiştirmeden üzerime sweatshirt ve eşofman geçirdim ve saçımı topuz yapıp evden çıktım. Saçım kıvırcık olduğu için çoğu zaman topuz yapıyordum.
Dün geldiğimiz parka geldim ve şühedayı gördüm. Hemen koşar adımlarla karşısına oturdum. "Selam matmazel naber? " dedim heycanla. Şüheda "Selam çavuş iyi senden naber ? " dedi gülümseyerek. Bende gülümsemesine karşılık vererek "Benden de iyilik. " dedim. Şüheda yüzünü olabildiğince masum yapmaya çalışarak "Dün için çok özür dilerim tekrardan. Affet beni kanka ya. " gülümseyerek "neyse önemli değil. Hadi başlayalım. Biliyor sun vaktim çok az. " dedim ve eşyalarımızı çıkarıp çalışmaya başladık.
Derse başlayalı fazla olmadan yanıma biri oturdu. Kafamı kaldırdığımda aynı dün olduğu gibi mert ile göz göze geldik. Hemen celal'lenerek "Yine ne işin var senin burada. Sende iyice bize alıştın ha. " dedim. Mert rahatlıkla "Ee bende senin gibi koca bir hafta okula gitmedim. Konu tekrarı için birisi lazımdı şüheda da bize yardımcı oldu. " tek kaşımı havaya kaldırarak "bize derken? " dedim mert de kafasıyla parkın kapısını işaret etti. Kafamı çevirdiğimde elinde poşetle gelen kuzeyi gördüm. Merte dönerek "Ya siz gerçekten şaka olmalısınız. " dedim mert de umursamaz bir tavırla "ee ne zaman başlıyoruz. Daha bekleyecek miyiz? " dedi. Kuzeyde oturduktan sonra derse başladık. Açıkcası kuzey ile Mert'in bu kadar zeki olduğuna şaşırmıştım.
Vakit nasıl geçmişti anlamamıştım. Telefonumu çıkarıp saate baktım ve şaşırarak "Oo neyse bu günlük bu kadar yetsin benim gitmem gerekiyor. Görüşürüz. " dedim ve parktan hızlı adımlarla uzaklaştım ve onları tek başlarına bıraktım.
Eve geldiğimde ev çok sakindi anneme sofrayı kurmasına yardım ettim. Annem elime para tutuşturup "Hadi bakalım git ekmek al gel. Hızlı ol babanı bekletme. " dedi. Hemen ayakkabımı giydim ve evden çıktım. Hava kararmaya başlamıştı. Fırın bize aslında uzak sayılırdı ve çoğu zaman mahallede tek fırın olduğu için sıra olurdu. Fırına giderken çok ara sokaklar oluyordu. Her zaman ara sokaklar çok tehlikeli olmuştur bizim mahallede.
Ara sokaklardan geçerken tam da korktuğum şey oldu. Karanlığın içinden bir el uzandı ve kolumdan tutup beni kendine çekti. Büyük bir gövdeye çarptığımda tam vuracakken kulaklarımda mertin fısıldayan sesi geldi "sadece bana güven ve korkma. " dedi. Nefes nefese kalmıştı. Çok koşmuş olmalıydı. Merte o zaman gerçekten'de güvenmek istedim. Olumlu anlamda başımı salladım. Mert tek bir hareketiyle saçımdaki tokayı çıkardı ve saçımı elleriyle karıştırıp sweatshirt"in kapşonunu kapattı ve ellerini belime dolayıp beni kendine çekti. Göğüs kafesi çok hızlı inip kalkıyordu ve mert nefesini düzene sokmaya çalışıyor gibiydi. Yakından birisinin hızlı adım sesleri gelmeye başladı. Mert kafasını kulağıma yaklaştırıp "ştt korkma. " dedi . Adım sesleri yaklaştıkça mert beni kendine daha çok çekiyordu. Belimdeki eli sert bir hal almıştı. Mert hala nefes nefeseydi ve emindim ki o benden daha fazla korkuyordu. Merte ayak uydurmaya çalışarak bende elimi Mert'in boynuna doladım. Yakın temastan nefret ederdim normalde ve birisinin bana dokunmasından da. Ama Mert'in dokunuşundan nefret etmemiştim. Sanki dokunuşu huzur veriyor gibiydi.
Bu sırada adım sesleri yavaşladı ve bizim olduğumuz duvarın biraz ilerisinde durdu. Bizim mahallenin ara sokaklarında çok farklı tipler olurdu ve mahalle buna alışıktı. Sonra duran kişi tekrardan hızlı adımlarla ara sokaklara dolaşmaya başladı ve bizden uzaklaştı. Adamın uzaklaşmasına rağmen mert beni bırakmıyordu. Bırakmadığı gibi birde kafasını boynuma koydu. Biraz bu vaziyette kaldıktan sonra Mert'in boynundaki elimi çektim. Mert de belimdeki elini çekti ve karşı karşıya durduk. Hala olayın etkisinde kalarak merte "Noluyor? Kimdi o?kimden kaçıyorsun yada saklanıyorsun? " dedim. Mert de benim gibi fısıldayarak "Eve giderken şerefsiz ler aniden üzerime doğru koşmaya başladılar bende en son kendimi burda buldum. Dün dövdüğüm çocuğun abisi. " dedi bende şaşırarak "her gün çocuk mu dövüyorsun sen ya? " dedim. Mert "bu seferki çok kaşınmıştı bende kaşıdım. " dedi. Bende yüzümü buruşturdum ve "beni kendin için kullandın pisliksin gerçekten. O koca adam ikimizi de döve bilirdi. " dedim. Mert "asla buna izin vermezdim bende. " dedi o koca egosunu tatmin ederek. Kafamı inanmıyormuş gibi salladım ve ben tam giderken mert kolumu tuttu ve ciddi yüz ifadesiyle "kimseye söylemek yok tamammı. " dedi bende bilmem manasında dudağımı düktüm. Mert bana daha fazla yaklaşarak bakmaya devam etti. Aklıma neden evden çıktığım gelince merte korkuyla "ya tamam kimseye söylemeyeceğim. Şimdi beni bırak da gideyim. Annemler evde ekmek bekliyor. " dedim ve mert geri adım atıp beni serbest bıraktı. Mert beni bırakınca koşmaya başladım. Mert arkamdan bağırarak "Yarın akşam annem sizi yemeğe çağırıyor. " dedi. Bende koşarken "Tamam" dedim ve yoluma devam ettim.
Fırından ekmeği aldığım gibi koşmaya devam ettim ve kısa sürede eve vardım. Annem beni görünce "nerde kaldın kız? Baban ekmek bekliyor. " dedi. Hemen aklıma gelen ilk yalana başvurarak "fırında sıra çoktu. Ayrıca yolda Mert'in annesiyle karşılaştım. Yarın bizi yemeğe çağırıyor. " dedim. Annem onayla başını salladı ve kaşlarını çatarak "senin evden çıkarken şaçın bağlı değilmiydi? " diye sordu. Yine yalana başvurarak "koşarken tokam kopmuş herhalde fark etmemişim. " dedim. Babamlarla olaysız bir yemek yedikten sonra odama çekildim ve bu gün yaşadığım birbirinden saçma şeyleri düşünmeye başladım. Aklım direkt merte gitti. Acaba ben gittikten sonra ne yapmıştı. Bu düşüncelerle uykuya daldım.
Sabah uyanınca hemen hazırlanıp evden çıktım ve okula gittim. Zil çalınca içeriye uykulu uykulu şüheda girdi. Ne olacaktı bu kızın uyku sorunu. Şüheda uykulu gözlerle bana bakarak "günaydın çavuş " dedi bende gülümseyerek "günaydın matmazel. " dedim ve ders başladı.
İkinci dersde şüheda beni yanıltarak uyandı ve derse katıldı. Tenefüs olunca şüheda ile kantine indik ve bir masaya oturduk. Merakla şüheda "mete ile tuğrayı gördünmü bu gün gelmemişler herhalde. " dedi bende "bilmem gelmemişler. Bende görmedim bu gün onları. " dedim şüheda "şimdiki ders ne? " dedi göz devirerek "matematik malesef. Off şu hocayı hiç sevmiyorum ya. Gıcık adam. " dedim. Şüheda gülerek "bence okula gelmeyecek bu gün. " dedi bende inanmayarak "saçmalama kızım. Adam geçen kaza yapıp ayağını kırdı o halde o baston larla okula geldi. Gıcık adam ya. " dedim ve şüheda "idda sına varmısın peki? " dedi. Çapkınca gülümseyerek "nesine? Dedim. Şüheda biraz düşünerek " İki günlüğüne hayatlarımızı değiştireceğiz. Yani sen ben olacaksın ben sen olacağım. "Dedi.aslında bu fikir hoşuma gitmişti hemen serçe parmağımı uzatarak şühedanın serçe parmağını tuttum ve " tamam. Ama sıkılırsan karışmam. "Dedim.şüheda kahkaha atarak " anlamadın herhalde benim çavuşum. Şimdi yarın sen etek giyeceksin ve benim gibi olacaksın. Falan yani. "Dedi. Bende kaşlarımı çatarak " Ee bunda benim kâr'ım ne olacak?" Dedim. Şüheda yine gülerek "bende eşofman giyeceğim. " dedi. Gülümseyerek "ama ben evden etekle çıkarsam babam benim bacaklarımı kırar biliyorsun değilmi? " dedim şüheda her şeyi planlamış gibi "zaten okulda giyeceksin erken gel okula yarın daha üstümüzü değiştireceğiz. " dedi. Tamam manasında kafamı salladım ve etrafa bakarken mert ile göz göze geldik kuzey ile bize doğru bakıyorlardı. Şüheda ya dönerek "bunlar neden sürekli bize bakıyor ya? " dedim şüheda "bilmem ki. " dedi ve zil çaldı. Hemen sınıfa çıktık. Hoca hala derse gelmemişti başkan sınıfa girip "arkadaşlar hoca bu gün okulda değilmiş. sınıftayız ama . " dedi hemen şüheda ya döndüm şüheda galibiyet gülümsemesini yüzüne takarak "kaybettin hanımefendi. " dedi. Şühedaya göz devirerek masaya yattım ve uyumaya başladım.
Çıkış zili çalınca toparlandım ve okuldan çıktım. Tam eve giderken telefonum çaldı. Arayan annemdi. Çok şaşırmıştım açıkcası annem beni nadiren arardı. Hemen açtım annem "özün sen bu gün bir arkadaşında kal gelme eve baban çok sinirli. " dedi . Şaşırarak "ama anne-"diyebildim annem hızla " iyi özün yine suçsuz yere dayak yemek istiyorsan eve gel ne diyim. "Dedi ve telefonu suratıma kapattı. Hemen yolumu değiştirerek şüheda nın evine doğru ilerlemeye başladım.
Tam ben kapının önüne geldiğimde şüheda eve yeni giriyordu. Şüheda ya seslendim ve şüheda şaşırarak " özün senin ne işin var burda? "Diye sordu suratımı asarak " annem bir arkadaşımda kalmama izin verdi diyelim. Kalabilirmiyim sizde? "Dedim şüheda heycanla başını aşşağı yukarı salladı ve eve girdik .
Aklıma merte verdiğim söz geldi ve şüheda ya dönüp " şüheda sende Mert'in numarası varmı? "Dedim şüheda " evet var neden sordun? "Dedi . Göz devirerek "bu akşam onlara yemeğe gidecektik funda teyze söylemişti ama gidemeyeceğiz . " dedim kısaca. Şüheda telefonunu bana uzattı. Hemen kişilerde mert ismini buldum ve ona kısaca ;
-Merhaba mert. Ben özün kusura bakmayın biz bu akşam gelemeyeceğiz başka bir zamana belki.
Diye yazdım ve çok geçmeden Mert'ten yanıt geldi.
-Peki. Ama annem başka zamana kesin istiyor. İyi akşamlar.
Yazdı bende hiçbir yanıt vermeyerek telefonu şüheda ya geri verdim. Şühedanın ailesi beni çok güzel karşılamıştı gerçekten. Daha fazla dayanamayarak şühedanın verdiği pijamayı giydim ve çok yorgun hissettiğim için uyumaya başladım.
🍁🍁🍁🍁🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba Aşk
RomanceZorbalıkla başlayan kötü bir başlangıç onları birbirlerine bağlayacak. Hayat onları ayırırken zaman tekrardan onları bir araya getirecek Peki bu savaşın sonunda hayat mı kazanacak yoksa zaman mı? 🍁Bizim aşkımız zorba aşktı. O siyah ise ben beyazdım...