~28.Bölüm~

37 3 2
                                    

Sabah düne göre daha dinç uyanınca hızlıca üzerimi değiştirdim ve aşağıya indim. Emy her zamanki gibi kahvaltı hazırlıyordu. Beni görünce kocaman gülümseyerek masaya geçmemi söyledi. İkimiz beraber kahvaltımızı yaptık ve ben ofise geçmek için evden çıktım. Mert'in evinin önünde arabasını görmediğim'de benden önce çıkmış olduğunu fark ettim. İçimde sebepsiz bir hayal kırıklığı oluşmuştu. Arabaya binip ofise giderken telefonum çalınca telefonu açtım. Arayan halamdı. Uzun bir süre görüşememiştik.

"Alo özün?"

"Hala'ların bir tanesi buyrun efendim sonunda teşrif ede bildiniz bakıyorum da?"

"Deme öyle ama işler çok yoğun burada. Öyle bir aklıma düştün arayayım dedim bende. Hem de dün ofise hasta olduğun için  gelmeyeceğini söyleyince merak ettim."

"Anladım. İyiyim ya en azından düne göre biraz daha iyiyim. Burada işler normal herhangi bir yoğunluk yok."

"Ne güzel. Bak sana söz buradaki işler biraz hafifleşsin yanına geleceğim."

"Ha evet ne zaman geliyorsun. Bak işler hafifleyince değil bana gün belirt lütfen özlettin kendini iyice. Kavuşamayan çiftler gibiyiz. Sıkıldım bu durumdan."

"Bende seni özledim. Ayrıca o samet'e söyle oraya gelince onun kulağını çekeceğim. "

"Hahah tamam iletirim halacığım."

"Ee dedenle durumlar nasıl?"

"Vallahi inanır mısın hala uzun zamandır konuşmuyoruz. Kafam rahat yani."

"Deme öyle özün o senin deden!"

"Tamam tamam demem bir daha."

"Neyse özünüm ben şimdi kapatıyorum kendine iyi bak görüşürüz."

"Sende halacığım."

Telefonu kapattıktan sonra çoktan ofise gelmiştim. Arabamı park ettim ve ofise giriş yaptım. Ofise girince beni karşılamaya sekreterim wendy geldi. "Hoşgeldiniz özün hanım. Nasıl oldunuz iyimisiniz?"dedi. Gülümseyerek "iyiyim canım sağ ol. Ee ofiste durumlar nasıl?"diye sordum. "Mert bey de dün gelmedi. Ve bazı toplantılar ertelendi. Onun dışında herhangi bir sorun yok."dedi. Acaba neden gelmemişti dün mert?
"Dün dedem geldi mi peki ofise?"dedim. Wendy "yok özün hanım. Herhangi bir arama da yapmadı dün ofise."dedi. Bak buna şaşırırım işte. Normalde dedem ofise gelmediği günlerde -ki çoğu zaman gelmez- ofisi sık sık arardı. Odamın önüne geldiğinde wendy e teşekkür edip odama girdim. Eşyalarımı yerleştirip koltuğuma kuruldum ve bilgisayar ı açtım. Dünden yapılmayan işleri bu gün yapacaktım. Telefonun çalmasıyla irkildim. Ekranda kocaman "Raif Efendi" yazıyordu. Ops aramadı aramadı derken pat diye aramıştı işte. Daha fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Alo dedeciğim?"

"Özün!"

"Efendim dede?"

"Nerdesin sen?"

"Ofisteyim dede. Bu saatte nerde olabilirim ki?"

"Dün neredeydin peki?"

"Dün biraz rahatsızım gelemedim ofise. Özür dilerim."

"Senden özür isteyen yok. Bir daha haber vermezsen olacakları sen düşün. Ben senin hakkında olan bilgiyi bir başkasından duymak istemiyorum."

Telefonun suratıma kapanma sesini işittim. Bulmuştuk yine belayı başımıza. Neyse bu zaten günlük olayımız olmuştu. Telefonumu geri yerine bırakıp ofis telefonundan wendy i aradım.

"Alo wendy bana mert beyi çağırır mısın?"

"Alo özün hanım Mert bey az önce bu gün ofise gelemeyeceğini bildirdi."

 Zorba AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin