~24.Bölüm~

56 3 3
                                    

Sabah olunca yoğun bir baş ağrısı ile uyandım. Ne kadar bünyem alışkın olsa da ne zaman içsem ertesi sabah yinede başım ağrırdı. Yataktan zar zor kalktığımda banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Soğuk su beni kendime getirmeye yetmişti. Odama geri dönüp üzerime kırmızı mini bir elbise seçtim. Gözüm takı kutusuna takıldığında aklıma halamın geçen sene doğum günümde bana hediye olarak ismimin yazılı olduğu inci detaylı aldığı kolye aklıma geldi. Kutuya detaylı şekilde göz gezdirdiğimde orada olmadığını fark ettim. Büyük ihtimalle bir yerde düşürmüş olmalıydım. Üzüntüyle pes ettiğimde çantamı alıp odadan çıktım. Bu gün çok yoğun olacaktı ama alışık olduğum için sorun etmiyordum. Mutfağa girdiğimde Emy ile Clara yı birlikte kahvaltı hazırlarken gördüm. Clara çok dalgın duruyordu Emy elindeki yumurtaları tavaya kırarken clara'ya dönüp "pandaların nesli tükeniyormuş biliyor musun?"dedi. Clara yine düşünceli bir şekilde "omlet olur."dedi. Emy gülmemeye çalışarak "küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?"dedi. Clara "portakal suyu varsa olur."dedi. Emy daha fazla dayanamayarak gülmeye başladığında bende kendimi tutamayarak gülmeye başladım ve böylelikle kendimi belli etmiş oldum. Clara şaşkınlıkla ikimize bakarken Emy in yanına yürüdüm ve beraber gülmeye başladık. Aslında komik bir şey yoktu Clara nın düşünceli halleri ve saçma cevapları Emy e komik gelince bende Emy'in gülüşüne güldüm. Clara bozguna uğramış şekilde masaya oturunca zorlukla gülmeyi durdurduk. Clara kaşlarını çatarak "hey şunu yapmayı kesin!"dedi. Masaya dönüp claranın yanına oturdum ve "neyin var bakalım güzellik?"dedim. Clara dudaklarını büzerek "ben dün galiba fazla kaçırdım içkiyi. Böylelikle mert Bey'e kötü bir izlenim bıraktım dimi?"dedi. Clara ya göz devirerek "onunda senden bir farkı yoktu zaten takılma bu kadar."dedim. Clara her şeyi en ince detayına kadar düşünen bir kızdı ve herkese iyi bir izlenim bırakmak istiyordu. Clara söylediklerimden sonra kendini biraz daha toparlamış gözüküyordu heycenla "o zaman sorun yok demektir. Ya kızım sen varya süpersin ya!"dedi. Bana sıkıca sarıldıktan sonra tabağını doldurmaya başladı. Hep beraber kahvaltımızı ettikten sonra clarayı üstünü değiştirmesi için evine bırakıp şirkete geçtim. Kimseye görünmeden ofisime girdim ve birkaç dosyaya göz atmaya başladım. Kimseden kastım kesinlikle oydu. Dün iyice sızmıştı zaten. Bu gün de onunla uğraşamazdım. Kapı çalınınca çalan kişinin o olmaması için çok dua etmiştim ki gelen Samet idi. Samet telaşla "Raif Bey geldi ve çok sinirli görünüyor bir yanına gitmelisin. Daha da sinirlenmesin."dedi. Nefesimi bıkkınlıkla bıraktım ve oturduğum yerden kalktım. Elbisemi düzeltip odamdan çıktığımda koridorun sonunda onu görünce asansöre binmekten vazgeçip merdivenlere yöneldim bir sonraki katta başka bir asansöre binebilirdim sonuçta. Alt kata asansörlerin önüne geldiğimde özellikle onun binmediği asansörü seçtim asansör durduğunda içeriye girdim arkada birkaç kişi daha vardı bana selam verdiklerinden sonra ineceğim kata geldiğimde asansörden indim hızla dedemin odasına yürüdüm ve kapıyı çalıp odasına girdim. Dedem resmen burnundan soluyordu. Benim peşimden mert de dahil bütün ortaklar odaya girdiğinde hepimiz ayaktaydık. Dedem sinirle hepimizi tek tek süzerken bakışları beni bulduğunda konuşmaya başladı. "Daha akıllıca davranmanı beklerdim özün. Ödül almış olmanız eğlenebileceğiniz anlamına gelmiyor!" diye kükredi. Bu bağırışı altında yerimde sendelerken bir adım geriledim. Dedemle bir çok konuda kavga ederdik ama bu konuda oldukça ciddi gözüküyordu. Dedem hâlâ bana bakarken sözlerine devam etti." Eğer erkenden haberleri internetten kaldırmasaydık büyük rezil olmuştuk. İşimizin öneminin farkındasın değil mi? Kendine çeki düzen ver. Bir sonraki sefere bu kadar yumuşak olmam ona göre özün hanım."dedi ve sözünü tamamlamış oldu. Sevdiğim birisi bana sesini yükselttiğinde her zaman gözlerim dolardı ve yine öyle olmuştu. Kafamı kaldırmadan odadan hızlı adımlarla çıktım ve kendi odama gittim. Bir çırpıda çantamı aldığımda odadan çıktım ve otoparka gitmek için asansöre bindim. Neyse ki kimse olmadığı için şanslıydım. Asansörden inip arabama bindiğimde en sonunda göz yaşlarım daha fazla kendini tutamadan dökülmeye başladı.

 Zorba AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin