~25.Bölüm~

47 4 0
                                    

Gelmişti. Herşeye inat beni orada yalnız başıma bırakmamıştı. İnanması ne kadar güç değil mi? Daha birkaç yıl önce beni terk eden adam bu gün kendime zarar veririm diye yanıma gelmişti. Ama bu kadar pes etmezdim ben. Onun yokluğunda daha büyük kavgalarda bulunmuştum. Ne yazık ki sinir genim babamdan geçmişti. Babam demişken onu o günden sonra görmemiştim. Hele anneme olan özlemimi anlatamam bile. Buraya geldikten sonra annemle herhangi bir irtibat kuramamıştım maleseff. İnşallah o adam anneme herhangi bir zarar vermiyordur.

Gözümden bir damla yaş süzülürken direksiyonu daha sıkı kavradım ve gaza yüklenerek arabayı daha hızlı sürmeye başladım. Mert'in arabası görünürde yoktu. Orman yolundan çıktıktan sonra hızımı düşürerek arabayı daha yavaş kullanmaya başladım. Ofise gitme niyetim yoktu ondan dolayı arabayı eve doğru sürmeye başladım.

Eve geldiğimde üstümü değiştirip zamanımın çoğunu geçirdiğim o karanlık odaya gittim. Bu oda sadece bana özeldi. Bu zamana kadar kimseyi sokmamıştım bu odaya. Karanlık derken gerçekten karanlıktı,çünkü bu oda evin bodrum katındaydı. Hiçbir zaman yanımdan ayırmadığım anahtahı kapının deliğine soktum ve anahtarı üçüncü çevirişimde kapı açıldı. İçeriye girdiğimde kapıyı yine arkadan kilitledim ve ışığı açarak kendimi ortadaki tek kişilik koltuğa bıraktım. Gözlerim her bir fotoğrafın üzerinde gezinirken gözlerim dolmaya başladı. Duvarlarda ve kısacası her yerde fotoğraflar vardı. Ne çok anı biriktirmiştim böyle. Uzun zaman önce bu odayı böyle değerlendirme kararı almıştım ve kimseye söylememiştim. Yani kimsenin böyle bir oda olduğuna dair bir bilgisi yoktu.

Her fotoğraf bu cılız ışıkta aydınlanırken tek bir fotoğraf karanlıkta kalıyordu ve o fotoğrafın üstü siyah bir bez ile örtmüştüm. Ben o fotoğrafı açmaya bile korkarken o bir adım uzağımdaydı şuan. Ayağa kalktım ve fotoğrafın yanına gittim. Neden ellerim titriyordu ki? Yavaşça siyah kumaşı çektim ve fotoğraf açığa çıktı.

Hâlâ aynıydı. Hiç değişmemişti... Bu fotoğrafı çektiğimde daha on sekiz yaşındaydık. O gün o kadar güzel gülmüştü ki anlatamam. Fotoğrafın üzerinde parmaklarımı gezdirdim sanki ona dokunuyormuşum gibi. Bu bile bana farklı duygular hissettiriyordu. Ellerimi saçlarının üstünde gezdirdim. Bir an için o yumuşak saçlarını parmaklarımda hissetmiştim sanki. Fotoğraflarına bakarken bile içimdeki duygulara sahip olamıyorken. O her bana temas ettiğinde, her bana baktığında irademe nasıl sahip çıkacaktım ki?

Odadaki çoğu fotoğrafı bir tablo üzerine çizdiğim için burasını bir nevi resim odası da diyebilirdik. Resime yeteneğimin olduğunu ilk onu özlediğimde keşfetmiştim. 3 yıl önceydi. O zamanlar işlerimiz daha rahattı ve evde çalışıyorduk. Bahçedeki çardakta dosyaları kontrol ederken birden aklım yine ona gitmişti. Bu sık oluyordu. Her aklıma gelişinde bu lanet kalbime yine kıpır kıpır olduğu için lanetler yağdırıyordum. Dosyaları bir kenara bırakarak önüme boş bir sayfa çekerek birşeyler karalamaya başladım. Evet doğru tahmin! Onu çizmiştim. Onu en son gördüğüm halini. Aslında onu en son bana veda ettiği gün değil çarşıda göz göze geldiğimiz gün görmüştüm ama benim aklıma kazınan tek görüntüsü bana veda ettiği yada beni terk ettiği gün olmuştu. Daha sonrasında onu bu kadar ayrıntılı ve güzel çizdiğimi fark ettim ve onu her özlediğimde on sekiz yaşında kullandığım telefondan fotoğraflarına bakıp her bir fotoğraf karesini tablolara aktardım. Sadece onu da değil annemi,kuzeyi, şüheda'yı, halamı,emy'i,clarayı,sameti ve hatta o adamı yani babamı bile çizmiştim. Evet belki Samet,Clara ve Emy yanımdaydı ama insan bazen yanındaki bir kişiyi bile özlüyebilirdi. Türkiyeden ayrıldığımdan beri şüheda ve kuzeyle konuşmamıştım. İçimdeki üzüntü ve pişmanlıktan dolayı onlara ulaşmaya hiç çalışmamıştım da zaten.

Göz yaşlarımı peçete ile silip peçeteyi resim masasının yanında duran çöpün içine fırlattım ve kapıyı açıp odadan çıktım. Kapıyı kilitleyip yukarıya çıktığımda Emy elindeki telefon ile priz başında telefona sırıtıyordu. İyi bilirdim bu sırıtışı. Ne yazık ki. Evet,filmimizin masum kızı da bu aşk çukuruna düştüğüne göre geçmiş olsun. Yavaşça Emy'in yanına doğru yürüdüm ve geldiğimi görmüş olacak ki bir anda irkilerek telefonu arkasına sakladı. Bir adım geri atarken Emy korku dolu bir nefes bıraktı."oh ne zaman geldin fark etmemişim?"dedi. Duvara yaslanarak "telefona o kadar çok sırıtıyordun ki neye bu kadar sırıttığını merak ettim diyelim."dedim. Emy pes etmişcesise ellerini havaya kaldırdı ve "gözünden de birşey kaçmıyor ya."dedi. Dökül dercesine ona baktığımda pes ederek nefesini verdi ve anlatmaya başladı. Büyük bir heyecanla"Galiba ben aşık oldum özün."dedi. Ah be güzelim aşk bu kadar toz pembe birşey değildi ki. Ona göz devirerek "iyi halt yedin."dedim ve sırıttım. Neden böyle dediğimi o da en az benim kadar iyi biliyordu. Umutsuz bir vakaymışım gibi bana bakarken "o öyle değil. O başka. Ciddi düşünüyormuş. Biliyormusun bana balım diyor." dedi. Yüzümü buruşturarak "ıyy o ne be öyle sen bal mısın."dedim. Emy bana göz devirip "peki bayan bilmiş ben kaçar. Daha masa kuracağım."dedi ve mutfağa kaçtı. Hızla onun peşinden koştum ve "benden kaçamazsın 'balım'"diye bir imada bulundum. Emy mutfağa girince onu köşeye sıkıştırmış oldum. Emy tezgaha pes edercesine yaslandı ve kollarını birbirine bağladı "ne anlatayım?"diye sordu. Hızla bende bir sandalye kaptım ve oturarak "her şeyi!"dedim. Emy gözlerini halıya sabitleyerek konuşmaya başladı "ya aslında öyle pek birşey yok. Onun duygularından emin olamıyorum. Bana karşı bir soğuk bir sıcak davranıyor. Onu anlamak çok zor ama onu seviyorum. Her şeye rağmen seviyorum onu bunca imkansızlığa rağmen. O iyi biri. Ayrıca çok yakışıklı. Esmer ve uzun boylu. En azından benden uzun olduğu kesin. Böyle dalgalı saçları var. Gözleri filan çok güzel. Bana bir bakıyor ve benim aklım gidiyor. Yani bizden olsaydı güzel olurduk ya. Öyle işte."dedi sıkıntıyla. Çok güzel seviyordu Emy ve onun üzülmesini istemiyordum. Emy yerinde haraketlendi ve bana dönüp gülümsemeye çalışarak "az önce Clara arayıp akşam buraya geleceklerini söylediler ben tatlı falan yapayım. Hazırlıklı olalım."dedi. Yanına geçip sessizce akşam yemeğimizi hazırladık. Yine aynı sessizliğimizi koruyarak akşam yemeğimizi yedik. Etrafı topladıktan sonra salona geçtik ve ikimizde farklı şeylerle ilgilenmeye başladık.

Biraz sonra kapı çalınınca Emy ayaklandı ve kapıyı açmaya gitti. Emy'in peşinden bende gittim ve kapıyı açtık. Clara ve Samet gülümseyerek içeriye girdiler. Hep beraber salona geçtiğimizde Mert'in yokluğu dikkatimi çekti. Hadi ama onu umursamamalıydım. Onu neden umursamalıyım ki?

Herkes yerine kurulunca Samet Emy'e dönüp "ee türkçe çalışmaları nasıl gidiyor bakalım? Çalışıyorsun değilmi?" Bu konuda çok kararlıydı. Emy yüzünde kocaman bir sırıtışla "tabiki çalışıyorum. Yani olabildiğince. Ama ben kararlıyım özün öğretmiyor ama ben öğreneceğim."dedi. Kaşlarımı çatarak "hadi ama konu yine bana nasıl geldi ki?"dedim. Emy tam ağzını açtığı sırada kapı çaldı. Emy'in ağzından kurtulmak için hızlıca ayağa kalktım ve "ben açarım."dedim. Kapıya geldim ve açtım. Karşımda tüm şahveti ile mert Boysan duruyordu. Üzerinde siyah pantolon ve yine aynı şekilde siyah bir gömlek vardı. Saçları her zamankinden biraz daha düzenli taranmıştı. Kapıda beni görünce dudakları hafif yukarıya kalktı. Hala bakışırken "Ee beni içeriye almayacak mısın?"dedi. Sonunda bakışlarımı ondan çekerek iki adım geriledim ve ona geçmesi için yer verdim. Onun peşinden bende içeriye girdim ve kapıyı kapatıp salona girdim. Mert tam olarak az önce kalktığım koltuğa oturmuştu neyseki koltuk iki kişilik olduğu için koltuğun diğer ucuna da ben oturdum.

Akşamın ilerleyen saatlerinde sohbet baya koyulaşmıştı. Herkes sohbet ederken mert ile biz sürekli göz göze geliyorduk. Ona bakmasam bile ara sıra onun bakışlarını üzerimde hissediyordum. Yavaş yavaş herkes uykuyla savaşırken Samet ile Clara gitmek için ayaklandılar. Onların peşinden de mert ayaklanınca geceye son vermiş bulunduk.

Beni sevmediğini bilmesem bakışlarından herşeyi yanlış anlayacaktım. Bunu kabul ediyorum ki Mert Boysan iyi bir oyuncuydu.

                         🍁🍁🍁🍁

 Zorba AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin