Mert ile birlikte şüheda ile kuzeyi beklemek için gölgelik bir yer bulduk ve oturup beklemeye başladık.
Biraz sonra şüheda ile kuzey güle güle konuşarak yanımıza geldiler. Onlar gelince hemen kumun üzerine getirdikleri örtüyü yazdık. Şüheda ile ikimiz öğlen yemeği için getirdikleri şeylerden birşeyler hazırlamaya çalıştık. Kuzeye dönerek "cips, çikolata dan öğle yemeği mi olur ya? " dedim kuzey sadece kocaman sırıttı ve mertle uğraşmaya devam etti. Birşeyler atıştırdık ve daha fazla sıcağa dayanamayarak sahilden çıktık ve mahalleye doğru yürümeye başladık. Bütün gün aylak aylak dolaştıktan sonra şühedaların evinin önüne geldik.
Dış kapıyı açınca karşımızda babamı gördük. Babam sahte bir şekilde gülümseyerek "Özün acil gitmemiz gerekiyor. " dedi. Şüheda hemen yüzünü düşürerek "ama babam sabah izin istemişti ve siz izin vermiştiniz. " dedi. Babam sinirden dişlerini sıkarak "dedim ya kızım acil iş. " dedi. Şüheda yla sadece göz teması kurduk ve babamın peşinden gitmeye başladım. Evde beni neyin beklediğini biliyordum. Babama karşı çıkamazdım. Defalarca karşı çıktığımda sonuçlarını ağır bir şekilde ödemiştim. Tekrardan aynı şeyleri yaşamaya hiç niyetim yoktu.
Eve vardığımızda babam önden ben arkadan içeri girdik. Annem belliki ağlamıştı. Gözleri şiş gözüküyordu. Babam bana bakarak gözleriyle herşeyi anlatmıştı zaten. Babama belki bir umut dinler diye anlatmaya çalıştım "baba bak gerçekten benim hiç bir şeyden haberim yoktu. Şüheda öyle diyince ben-hatira" cümlemi tamamlamadan babam yanağıma sert bir darbe indirdi. Annem oturduğu yerden kalkarak yalvarırcasına babama bakarak "yapma selim. Bak kızın haberi yokmuş." dedi. Şaşırmıştım annem beni koruyordu ilk defa. Babam anneme dönerek onu duvara ittirdi ve ona doğru giderek "Hayırdır kübra sesin fazla çıkmaya başlamış bakıyorumda. Ne o öğle yemeğinde yürek falan mı yedin? " dedi annem düştüğü yerden ayağa kalkarak "evet yedim. Artık yeter. Sana boyun eğmek zorunda değil! " dedi. Babam annemin üzerine yürüdü ve az önce bana yaptığı gibi yüzüne sert bir şekilde tokatı indirdi. Daha fazla buna dayanamayarak ayağa kalktım ve sehbanın üzerinde duran bibloyu elime aldım . Babam anneme tam bir daha vuracağı sırada elimdeki bibloyu daha sıkı kavradım ve tüm gücümü toplayarak babamın kafasına bir darbe indirdim. Babam anı bir şekilde bana döndü ve dönmesi ile yere yığılması bir oldu. Babamın yere düşmesiyle ne yaptığımın farkına vardım. Annem bir bana bir de babama bakarak şok geçiriyordu. Korkuyla yutkundum ve ağlamaya başladım. Annem olduğu yerden çıkıp yanıma geldi ve beni koltuğa oturttu. Birşeyler söylüyordu ama benim kulaklarım duymuyordu. Babama bakarak ağlamaya devam ettim. Ancak annem beni bir anda sarstığında kendime gelebildim. Artık annemin sesini daha rahat duyabiliyorum annem derin nefes alarak "Bak özün hızlı olmamız lazım. Kendine gel. Bunların hiçbiri olmadı tamam mı? Hiç kimseye bundan bahsetmeyeceksin özün tamam mı ? " dedi . Başımı iki yana sallıyarak "Hayır ben onu öldürmedim. Sadece seni korumak istedim. Ben onu öldürmedim. " dedim sayıklayarak. Annem beni tekrar sarstı ve "hayır hayır hadi özün kendine gel hadi.Şimdi kendine gelmen gerekiyor. " dedi ve beni orada bırakarak odama girdi.
Biraz sonra yanıma geldiğinde elinde kocaman bir valiz vardı. Beni kolumdan tutup kaldırdı ve beraber evden çıktık. Annem beni şühedaşarın sokağına getirdiğini anladım hemen anneme fısıldayarak "hayır kimseyi görmek istemiyorum. " dedim . Annem bir evin önünde durdu ve kapıyı çaldı. Burasının şühedanın evi olmadığını biliyordum. Kapı açılınca kapıya doğru döndüm. Kapıda bize merakla ama bir o kadar da endişeyle bakan halamı gördüm. Halam hemen bizi içeriye aldı annem beni oturt'turduktan sonra ayağa kalktı ve olanları kısaca özetleyip eve geri dönmek için gitti. Tam ayağa kalkıp annemin peşinden gidecektim ki halam beni tuttu ve benimle beraber koltuğa oturdu. Halam beni kolları arasına aldığında ağlamaya başladım ve halama kocaman sarıldım. Halam saçımı okşayarak "sakin ol güzelim. Tamam ben buradayım korkma artık , "dedi ve ekleyerek " hadi bütün olanları bana detaylıca anlat. "Dedi. Sakin kalmaya çalışarak anlatmaya başladım.
Halamın her bir cümlemde gözleri faltaşı gibi açılıyordu. Ama biliyordum ki bu hayatta bana en çok güvenen kişi hep halam olmuştur. Biraz sonra yolun başında annem göründü hızla halamın evine geldi ve konuşmaya başladı "hazal, özün artık sende kalıyor tamammı? Bir daha o eve geri dönmeyecek. Ben zaten bütün eşyalarını o valize topladım. Ama yine birşey olursa beni ara. " dedi. Biraz daha kendimi toplayarak "o nasıl kendine geldimi?" dedim annem bana ilk defa merhametle bakarak "yatağa yatırdım. Biraz sonra kendine gelir. Sen merak etme ve halanın sözünden çıkma. Emin ol burada daha fazla güvendesin. " dedi. Halama dönerek "Onu kendi başına asla evden dışarıya çıkarma ve tam kendine gelene kadar kimseyle görüştürme. Güvenliği için burda kalsın hazal lütfen. " dedi. Halam anneme acı ile bakarak "özün benim herşeyim kübra emin ol ona sizden bin kat daha iyi bakarım. " dedi. Annem kabul edercesine baş salladı ve eve geri gitti. Halam bir süre bana baktıktan sonra ayağa kalktı ve yanıma gelip "hadi gel seni odana götüreyim güzelim. Bu gün yeterince çok yoruldun." dedi. Halama şaşırarak baktım ve "odama mı? " dedim halam, "evet artık benim evimde sana ait her zaman bir oda olacak. " dedi ve beni yeni odamın önüne getirdi.
Kapıyı açtığında çok şaşırmıştım. Oda gerçekten çok güzel duruyordu. Halama kocaman sarıldım ve odaya girdim. Valizimden pijamalarımı çıkartıp giyindim ve uyumaya çalıştım. Ama nafile ydi. Yataktan kalktım ve halamın yanına gittim. Halam beni görünce merhametle gülümseyerek beni yanına çağırdı. Oda biliyordu şu an birisiyle uyumam gerektiğini yoksa uyuyamayacağımı. Hemen halamın yanına gidip yanına kıvrıldım ve uyumaya başladım. Halam beni hayatta herkesten daha gerçek ve içten seven bir insandı. Onu kaybetmek istemezdim.
Sabah olduğunda büyük bir baş ağrısı ile uyandım. Dilim damağım kurumuştu. Halam yanımda yoktu, belliki bir yere gitmişti. Hemen kalktım ve günlük rahat birşeyler giydim. Telefonu elime aldığımda şühedanın dün gece birsürü mesaj attığını gördüm ama cevap vermedim. Dün annemin dedikleri aklıma gelince telefonu komple kapattım ve dolaba kaldırdım. Biraz sonra kapı açıldığında halamın geldiğini anladım ve odamdan çıktım. Halam neşeyle "günaydın prensesim. İyi uyuya bildin mi dün gece? " dedi şakıyarak . Bende gülümseyerek "günaydın halaların birtanesi. Senin kollarında kötü uyumam mümkün müdür ki? " dedim. Halam kocaman gülümsedi ve beraber kahvaltı hazırladık. Az sonra tekrardan kapı çaldı halam bana bir bakış attıktan sonra kapıya gitti ve içeriye samet ile birlikte geri döndü. İkisinin de yüzünde güller açıyordu. Şaşırarak bir Halama bir samete bakıyordum. Samet bana doğru gülümseyerek geldi ve beni kolları arasına aldı. Bende ona sarıldım ve "nerdeydin sen ya? Bir kaybolup bir geri geliyorsun sende. " dedim sitemle samet "ee güzelim bizim de işlerimiz var dimi yani. " dedi ve yanımdaki sandalyeye kuruldu. Bir yandan kahvaltı ediyor diğer yandan samete laf yetiştirmeye çalışıyordum. Gerçekten onu çok özlemiştim. O benim şühedadan bile öte olan kardeşim gibi olan tek dostum sayılırdı. Yani şüheda da kardeşimdir ama ssametle aynı yere koyamazdım. Sametle az zaman geçirip yararlı vakit geçiriyorduk. Herkes susunca halam lafa başladı "şimdi ikiniz de beni dikkatlice dinliyorsunuz. Ben buraya taşındım ama şuan elimde olan para miktarı bayağı az ve evde neredeyse yemeklik hiç birşey yok. Yani benim çalışmam zorunluluk ve evde ben kocaman bir bebekten sorumluyum, " o kocaman bebek ben oluyordum sanırım halam duraksadıktan sonra devam etti "samete sabah ayak üstü dün olanları anlattım özüncüğüm. Ve o sen kendine gelene kadar burada seninle kalacak. Rica ettim ve kendisi gönüllülükle kabul etti. " hemen başımı samete çevirdim. Samet bana bakıyordu ve tepkilerimi ölçmeye çalışıyordu. Halam derin bir nefes alarak devam etti "bak özün istediğin kadar arkadaşın olabilir. Ama kimseye samet kadar yakın değilsin unutma. Bu kişi şüheda bile olsa. " dedi. İkisinin de gözleri bendeydi ben ise hala halamı dinliyordum. Bıkkınlıkla "Ee hala yani bana bakıcı olarak sameti mi seçtin? " dedim halam olumlu anlamda başını salladı ve devam etti "ben bu gün öğleden sonra üniversite de okuduğum bölüm ile ilgili bir iş görüşmesine gideceğim. Ve büyük ihtimalle beni kabul edecekler ve ben her gün oraya gideceğim ama sen kendine gelene kadar burada samet ile kalmalısın. " dedi. Sakince omuz silktim ve başımı olumlu anlamda salladım. Halamla sametin yüzü gülüyordu bu habere.
Kahvaltı bittikten sonra halam evden çıkınca samet ile evde tek kaldık. Samet salona geçip koltuğa kuruldu ve telefonunu oynamaya başladı.
🍁🍁🍁🍁🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba Aşk
RomanceZorbalıkla başlayan kötü bir başlangıç onları birbirlerine bağlayacak. Hayat onları ayırırken zaman tekrardan onları bir araya getirecek Peki bu savaşın sonunda hayat mı kazanacak yoksa zaman mı? 🍁Bizim aşkımız zorba aşktı. O siyah ise ben beyazdım...