Gözlerimi açtığımda havanın daha kararmamış olduğunu gördüm. Dedem akşam yemeğinde herkesi masada beklediğini açıkca ifade etmişti. Kendimi toparlayıp banyoya girdim. Banyoda dikkatimi çeken ilk şey, yeni cilt bakım ürünleri olmuştu. Banyo yapmak için girdiğimde bunlar yoktu aslında. Ne yani ben uyurken birisi odama mı girmişti? Buna daha fazla kafa yormamaya karar vererek yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Dolaba yönelip kapısını açtığımda yine aynı manzarayla karşılaştım. Ben bunlara alışık değildim. Yani renkli giyinmek bana göre değildi. Sıkıntıyla derin nefes vererek hoşuma giden bir pudra rengi elbiseyi üzerime geçirdim. Daha fazla dedemleri bekletmek istemediğim için yatağın kenarına geldim ve uyumadan önce çıkardığım spor ayakkabıma bakmaya başladım. Sonunda pes ederek dolabımın kenarında duran kocaman bir ayakkabı dolabına yürüdüm. Dolabı açtığımda dolabın neredeyse hepsi babet idi sadece dolabın altında bir adet spor ayakkabı vardı. Onun da spor için olduğu çok belliydi. Kızsal dürtülerime yenik düşerek elbiseme yakışan bir babeti seçip ayağıma giydim. Babet ayağıma tam uyuyordu, elbiseler desen tam bedenime uygundu. Halam biz gelmeden önce detaylıca alışveriş yapmış olmalıydı. Son kez aynadan kendime bakıp aşşağıya indim. Salona indiğimde gözüme çarpan ilk şey salonun ortasında duran kocaman bir yemek masası oldu. Zenginlerin dilinde 'hizmetçi' diye tabir edilen zavallı insanlar hızlıca yemek sunumlarını hazırlamaya çalışıyorlardı. Daha sonra gözüm, her halükarda pahalı gözüken koltuklara takıldı. Samet ile göz göze geldiğimizde samet kocaman gülümsedi. Bende ona gülümseyerek yanlarına gittim. Sametin yanına oturdum. Dedem boğazını temizleyerek bana doğru "yakışmış elbisen. " dedi. Şaşırmıştım açıkcası. Hafifçe gülümsemeye çalışarak "teşekkürler." dedim. Dedem kaşlarını kaldırarak "dede demek yokmu? " dedi. Sanki az önce geldiğimizde halamla nerdeyse cumhuriyet toplantısında konuşuyormuş gibi konuşan bendim. Sesimi hafif kısarak "siz yani az önce geldiğimizde halam ile ciddi bir şekilde konuştuğunuz için bizimde öyle konuşmamız gerektiğini düşünmüştüm. " dedim. Dedem hafifçe sırıtarak "tamam ciddi ve asil bir insan olabilirim ama torunumu kendimden soğutmak istemem. Bundan sonra bana dede diyorsun ama evimizde bir misafirimiz geldiğinde kesinlikle dedeciğim olacak ona göre küçük hanım. " dedi. Başımı utanç ile yere indirdim ve yine sessizce "tabi dede. " dedim. Dedem boğazını tekrardan temizleyerek sıkıntıyla nefes verdi ve "malesef bizi bu yola getiren bir takım kurallarımız oldu gençler. Bunlar benim uyulmasını istediğim kurallar. Zoru var kolayı var. Ama ileride işinize çok yarıyacak bana güvenin, " dedi. Samet başını yana doğru yatırarak şüpheyle "ne gibi kurallar? " dedi. Dedem bana bakarak konuşmaya başladı "öncelikle bir bayan her zaman dik oturmalıdır ve şık olmalıdır. Spor giyimi sevmem her zaman şık olacaksınız. Samet dolabında zaten görmüşsündür gömlek lerini artık full onları giyeceksin. Özün aynı şey senin için de geçerli ne yazıkki. Dolabında ne varsa onu giyeceksin. Takılar ile kendini şımart. Konuşma konusunda edepli olursak sevinirim. Ayrıca ben konuşurken konuşmak yasak. Onun dışında evde bazı özel dersler alacaksınız. Buna dans eğitimi, silah eğitimi, araba eğitimi, yemek eğitimi gibi örnekler verebiliriz. Artık ikinizde reşit gençsiniz burada birbirinize abi kardeş gibi sahip çıkacağınıza eminim. Birbirinizi sahiplenecek siniz. Ayrıca samet bey dövüş gibi dersler alacaksın bu dersler bir hayli katı olacak ona göre. Özün hanım sanada ayrıcalık yok ona göre. Sende her türlü eğitime hazırlıklı olacaksın. Şimdilik ayağındakiler ile rahat et diye aldık ama topuklu ayakkabı giyeceksin sende ve birkaç kıyafet provası. Kendinizi her anlamda geliştirin istiyorum çocuklar ben gittikten sonra koca şirket size kalacak orayı siz yöneteceksiniz. Yarın şirkete ziyarete benimle geliyorsunuz. Özün sen de döpiyes giy. Onun dışında diyecek birşey kalmadı. Haydi masaya geçelim. "Dedi ve koltuktan kalktı. Ben ise hala dediklerini sindiriyordum. Ne çok şey sıralamıştı öyle. Şaşırarak yerimden kalktım ve masaya oturduk. Yemek boyunca dedem ile halam sıradan şeyler hakkında konuştular. Yemek bittikten sonra odama çıktım yatağıma uzandım ve düşünmeye başladım. Kaşlarımı çattım ve kendi kendime söylenmeye başladım.
" ne gerek var bu kadar kurala?"
"Çok saçma, aşırı derecede saçma hemde. "
"Ayrıca benim valizim nerede? "
"Ne oluyor bu evde? Kim benim eşyalarımı izinsiz almaya cürret eder? "
"Samete de yazık oldu ya. "
Daha sonra derin bir nefes alarak sesizce ;
"Acaba şuanda ne yapıyor? "
"Neyse o defter artık kapandı. Ne yapıyorsa yapsın. Şimdi uyuma vakiti. Yarın uzunca bir gün beni bekliyor. " dedim. Karanlıktan korktuğum için gece lambasını açtım ve uyumaya çalıştım.
🍁🍁🍁🍁🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba Aşk
RomanceZorbalıkla başlayan kötü bir başlangıç onları birbirlerine bağlayacak. Hayat onları ayırırken zaman tekrardan onları bir araya getirecek Peki bu savaşın sonunda hayat mı kazanacak yoksa zaman mı? 🍁Bizim aşkımız zorba aşktı. O siyah ise ben beyazdım...