Hayat tesadüflerle doluydu. Aşk uğruna yapmam dediklerimizi yapar olmuştuk. Aşkta gurur olmazdı gerçekten.
Özünün hali berbat gözüküyordu. Uçağa bindiğimizden beri tek kelime etmemişti ama o halde ağlamayı de ihmal etmemişti. Özün tam karşımda oturduğu için onu çok rahat görebiliyordum. Daha fazla onun ağlamasına dayanamayarak yerimden kalktım ve özünün yanına oturdum. Onun ağlaması benim içimi acıtıyordu. Omzunu sıvazlayarak "Ağlama özün. Kurban olayım ağlama artık. Bak böyle yaparak kendine eziyet ediyorsun. Lütfen yapma böyle."dedim. Özün yavaşca bana döndü. Ağlamaktan bakmaya kıyamadığım gözleri kıpkırmızı olmuştu. Burnunu çekerek "yapamıyorum mert. Olmuyor. İçimden bir parça koptu. Ve o parça benim hayati parçam. O olmadan yaşayamam. " dedi. Gözlerine bakarak konuşmaya devam ettim. "Ya seni sevenler? Onları bu halinle üzmemelisin. Belki senin ağlamanla onların da içinde can parçaları ölüyordur?"dedim. Özün ağlamanın arasında alayla gülümseyerek "bu dediklerin bana çok saçma geldi. Beni seven varmı sence?"dedi. Sesi ağlamaktan çok ince çıkıyordu. "Tabii ki var özün. Samet, Clara, Hazal abla, deden ve ben, biz varız özün. Bizi hiçe sayamazsın."dedim. Özün bana baktı ama öyle sıradan bir bakış değildi sanki. Bakışlarında bir çok duygu söz sahibiydi. Acıyla gülümsedi bana. Teşekkür edermiş gibi gülümsedi. Ve ben yine onun gülümsemesine öldüm.
Özün yavaşca burnunu çekerek arkasına yaslandı ve kafasını omzuma koydu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu işte şuan. Kafamı kafasının üstüne koydum ve derince saçlarının kokusunu içime çektim. Sanırım ben asla bu kadına doymayacaktım.
Uçağın inmesine az kalmıştı. Özün ile ikimizin kemerlerini bağladım ve iniş için hazırlandık. Özünü anlayabiliyordum kim olsa sevdiğini kaybettiğinde böyle davranırdı. Emindim ki şuan içinde fırtınalar kopuyordu. Bu çok çok kötü bir durumdu.
Uçak inince ikimizde uçaktan aynı yavaşlık ile indik. Havalimanı çok kalabalık gözüküyordu. Birlikte havalimanı'nın içine girdik. Kafamı özüne çevirdim gözleri dolu doluydu. Kafasını yerden kaldırmıyor du bile.
Havalimanından çıkış yaptığımızda arabayı beklemeye gerek bile duymadan taksiye bindik ve herşeyin başladığı o mahalleye geri dönmeye başladık.
Taksiye binince hızlıca bir arkadaşımı aradım ve mahallede bizim için iyi bir ev ayarlamasını rica ettim. Özün yine camdan dışarıya izlemeye başladı. Beni duymuyor gibiydi zaten.
Taksi mahallenin önünde durunca parayı ödedim. Özün hareketsiz yerinde oturuyordu. Yavaşça özünün koluna dokundum. "Özün?" Cevap vermemişti. Bu sefer biraz daha hızlı sarstığımda korkarak bana döndü. "Şey geldik. Seslendim ama duymayınca-"beni bölerek. "Önemli değil dalmışım. Bir an sarsınca irkildim sadece."dedi. "Özür dilerim seni irkmek istememiştim."dedim. "Önemli değil mert. Gerçekten şuan tek hissettiğim duygu irkilmek olsa buna bile sevinebilirdim."dedi. Yavaşça kolunu sıvazladım ve dışarıya gözümle gösterdim ve taksiden indim. Özün de benimle birlikte indiğinde birlikte adımlamaya başladık. Tanıdık sokaklardan geçiyorduk. Gerçekten özlemiştim burayı. Annemi o adamdan korumak icin yaklaşık üç sene önce bu mahalleden annemi aldırmıştım.
Yavaş yavaş yürürken müstakil beyaz bir evin önünde durduk. Sanırım burası onun çocukluğunun geçtiği evdi. Gözlerine baktım yine dolu doluydu. Yaşadığı şey gerçekten kolay değildi. Özüne destek olmak amacıyla koluna girdim ve yavaş yavaş eve doğru yürümeye başladık. Evin bahçesinde bir kaç insan oturuyordu. Sanırım annesi içerde olmalıydı. Son kez evine getirmiş olmalıydılar. Bahçe kapısını açtık ve eve doğru adımlamaya başladık. Herkesin bakışları bize dönmüştü. Hepsi özüne acır gibi bakıyordu. Evin kapısının önüne geldik ve ayakkabılarımızı çıkarıp içeriye girdik. Evin holünde şüheda'nın annesi bizi karşıladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba Aşk
RomanceZorbalıkla başlayan kötü bir başlangıç onları birbirlerine bağlayacak. Hayat onları ayırırken zaman tekrardan onları bir araya getirecek Peki bu savaşın sonunda hayat mı kazanacak yoksa zaman mı? 🍁Bizim aşkımız zorba aşktı. O siyah ise ben beyazdım...