Kalmak mı daha zor gitmek mi senden? Yoksa beklemek mi sonunun nereye varacağını bilmeden.
Ben geldim!! Haftası dolmadan yeni bölüm getirdim.. Meşguliyet artınca vakit, diğer zamanlarda da konu bulamıyor bazen insan. Gerçi bende konu da var ama bu aralar biraz üşeniyorum.. Umarım kitabı tamamlamak nasip olur. Aklımdaki gibi giderse eğlenceli bir kitap olacak.
Kitabın adını lanetli eşyalar : Ayna olarak değiştireyim mi? lanetli eşyalar serisi falan yaparım belki kfwkwkdkg bilemedim bana fikir verinnnn! Seviliyorsunuz muah 💋 😘
Seo Mo Yeon:
"Aa.. şey.." konuşmaya çalıştığım zaman gürültüden beni duyan olmamıştı. Kendi aralarında o kadar derin konuşuyorlardı ki kendimi duyurmak çok zordu.
Sadece yüksek sesle konuş Mo Yeon!
Derin bir nefes alıp kafamı bedenimin yanından öne doğru uzattım.
"Şey..Bir şey sormam gerek!" Gürültü azaldığı sırada herkes bana doğru bir bakış attı. Bu sırada hemen kucağımda oturan Jin de kafasını çevirerek bana bakmıştı.
"Ne sormak istiyorsun?"
"Babam... Onu merak ediyorum.. O nasıl?" Aklımdan geçen soruyu üzüntüyle sorduğumda, Seokjin kıpırdandı.
"Bey amca mı? İkimizden de iyi merak etme! Hemen arkamızdan geliyor! Bizi takip ediyor." Söylediği üzerine kafamı çevirip arkaya bakmaya çalıştım. Benimle birlikte Jimin ve Taehyung da arkaya doğru bir bakış atmıştı.
Babamın beni tanıyacağını zaten düşünmüştüm ama Kim Seokjin'le beraber geleceği aklıma gelmemişti. Onu özlemiştim. Günlerdir gelmesini beklerken geldiği gün başka bir şehirde, başka bir bedende uyanmam kaderin bir oyunu olmalıydı.
Ben sessizce beklerken çocuklar yeniden kendi aralarında konuşmaya ve yaşanan komik şeyleri anlatıp hunharca gülmeye başlamıştı.. Biraz sonra sessizlik baş gösterince Bedenim bana döndü ve Kim Seokjin konuştu.
"Sormak istemedim ama yeniden karşıma çıkarsa bilmem gerekir diye soruyorum. Ajansın önünde karşılaştığımız kız kimdi?"
Uzun cümle kurmak çok zordu ama kendi bedenime bakarken kendime itiraf edecekmiş gibi hissediyordum, bu durum işimi biraz kolaylaştırıyordu. İç çektim.
"O.. Liseden bir kız. Eskiden arkadaşımdı. İsmi Choi In Ha."
"Arkadaş? Hiç de öyle görünmüyordu. Derdi ne?"
"Hyung! Özeline giriyorsun!" Jungkook onu durdurmaya çalıştığı zaman göz devirdi.
"Saçmalama, bedeni de özel değil mi? Artık aramızda özel falan kaldığını düşünmüyorum." Dediği şeyle gözlerim büyürken oturduğum yerde doğruldum.
"Ne?? Bedenime baktın mı?" Kafasını hayır anlamında sallarken kulağa anlayışlı gelen bir sesle konuşmuştu.
"Hissetmem için bakmam mı gerek?"
"Bırakın tartışmayı!" Uzunca süre sessizliğini koruyan Namjoon konuştuğunda sustum hemen. Ama Seokjin susmak istemiyor gibiydi.
"Sen anlatmazsan o kızın anlattığı şeylere inanmak zorunda kalırım. Kendini savunma hakkın varken susmayı seçersen seni kimse savunamaz!" Fısıldadığı şeyden sonra bana arkasını dönmüş ve eve gidene kadar da tek kelime konuşmamıştı benimle.
Sonunda araba durduğu ve boşaldığında ben de yavaşça indim. Diğer herkes gibi benim de bakışlarım iner inmez hemen arkamızda duran mavi pickup'a yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love You The Way You Are ☣ KSJ
FantasySeni olduğun gibi...Seviyorum!! " Kalbi kırık bir insanın kanatları da kırık olurdu. Çoktan kırılmış kanatlarımı yıllar sonra kullanmaya çalışmak aptallık gibi geliyordu ama yine de ona inaniyordum, güveniyordum. Kırık kanatlarla uçmayı deneyecek ka...