25

66 8 40
                                    

Kim Seok Jin:

Karanlığın içinde deli gibi koşmaya başlayan adam ormanın derinliklerinde kaybolurken kocaman gözlerle onun kaçışını izledim. Arkasından gelen karanlık ruhun varlığını derinden hissediyor gibi görünmüyordu ama bir şeyden korktuğu da açıktı.

Pür dikkat ekrana odaklandığım sırada içinde olduğumuz odadan yükselen tuhaf sesle beraber ufak (!) bir çığlık atarak yerimde sıçradım.. Benimle beraber sol tarafımda oturan Hoseok da yerinden fırladığında birbirimize çarparak yere düşmüştük. Hoseok'un bana sarıldığını hemen sağımda oturan Jungkook'un kahkahası olmasa fark edemeyecek kadar korkmuştum. Kendime gelince kollarını bana sarmış olan Hoseok'u var gücümle iteledim.. ikimiz de tiksinen bir ifadeyle birbirimize baktıktan sonra kalkıp yerine oturan ilk kişi ben olmuştum.

Kafamı çevirip hala gülen Jk'e baktım. Onun diğer yanında oturan Taehyung kolunun içini ağzına doğru kapatmış mahcup bir ifadeyle bana bakıyordu. Az evvel korkudan titrememe sebep olan sesin onun hapşırığı olduğunu fark ederek göz devirdim.

"Ne gülüyorsun! Taehyung'un içindeki kaplanın bir anda çıkmasını hangimiz bekliyordu ki?" Son hızla konuştuğum da artık gülen tek kişi Jk değildi. Diğerlerine de göz devirerek arkama yaslandım.

"Ah!" İkimizi de yerinden sıçratan şeyin basit bir hapşırık olduğunu yeni fark eden Hoseok küfredip az evvel fırladığı yerine oturdu. Bir yandan da düştüğü hale kahkaha atmakla meşguldü. Yüzündeki gülümsemesinin solmasına sebep olan şey ise ekrana döndüğü anda gördüğü korkunç görüntüydü. Rengi bir anda kaçan Hoseok bayıldığını düşünmeme sebep olacak bir şekilde omzuma yıkılarak beni korkuttu. Neyse ki bir saniye sonra sadece ekrandaki sahneden kaçmak için numara yaptığını fark edebilmiştim. Biraz sonra korkunç sahneler artınca gerçekten uyumaya karar verdiğinde kafasını koltuğun başına doğru iterek omzumu kurtardım. Film boyunca kimseyi omzumda taşıyamazdım.

Asıl sorun kıpırdamadan durmaktı. Kim saatlerce nefes bile almadan durabilirdi ki değil mi?

"Hyung!" Jungkook kadife sesiyle dikkatimi çekmeye çalışınca gözlerimi çevirerek diyeceği şeyi bekledim. Doğrudan söylemek yerine kulağıma eğilince yeniden ekrana dönmek zorunda kalmıştım. "Sence de oyunculukları çok yapmacık değil mi?" Üzerime yüklenen bedenini hafifçe iterek kendimi kurtarmaya çalıştım. Yaptığım şeyi anlayınca kendisi geriye çekilmiş, ceylan gözlerindeki kırgınlıkla bana bakmıştı. Kolumu kaldırıp omzuna atarak bu kez ben ona yüklendim.

"Eh işte!" Dizide arka karakterlerden biri de bendim ve çekimlerde neler olduğunu az çok biliyordum. Arkada dönen komediye göre fazla iyi bir oyunculuk sunmuştu oyuncu ama kimse arkayı bilemezdi ve ister istemez biraz yapmacık görünüyordu. "Bir ben olamaz tabi ama elimizde olan seçeneklerin en iyisiydi."

Omzuna attığım elimi yakalayarak güldü.

"Seni oynatmaları gerekiyordu."

Film biterken arkadaşlarım her zaman olduğu gibi benim oyunculuğumu övmeye başlamıştı. Bütün filmin kritiği bittiğinde, en iyi oyuncu seçilme gururuna da nail olmuştum. Gülümseyerek, mütevazı bir şekilde övgülerini kabul ettim.

"Ben de en iyinin kendim olduğunu biliyorum ama işte başrol tipim değildi."

Mütevazı sözlerime Yoongi'nin yanakları kızarmıştı.

Love You The Way You Are ☣ KSJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin