27

43 7 38
                                    

Kim Seokjin:

Delirmiş olmalıyım delirmiş olmalıyım. DELİRMİŞ OLMALIYIM.

Derin bir nefes alarak karşımda donup kalmış olan kadına baktım. Aptal Jong Suk bana, daha doğrusu Mo Yeon'a beslediği duygulardan bahsedince onu kıskanmam yüzünden başlamıştı her şey. Onun Jong Suk'a olan bakışlarını görmüştüm. Hala onu seviyordu ve bu beni deli etmeye yetmişti. Neden deli oluyordum? Neden bu kadar kıskanıyordum? Ben ne ara bu kadından bu kadar hoşlanmaya başlamıştım?

Senin için sabahlara kadar çalışırken olabilir mi?

Bilmiyordum. Hiçbir şeyi bilmiyordum. Bildiğim tek şey onu şoka sokmuş olduğumdu.

Jong Suk'u reddetmek üzereyken birden yağan yağmur yüzünden kendi bedenime dönünce her şey sarpa sarmıştı. Mo Yeon'a her şeyi anlatmak için vaktim yoktu ama onun hislerini söylemesine de engel olmalıydım. Sevgilisi olduğumu da bu yüzden söylemiştim.. Ama bunu Mo Yeon'a bu şekilde ifade edebilir miydim? Kıskandığım için oldu diyebilir miydim?

Onu sevdiğimi söyleyebilirdim ama kalbi hala Jong suk için atıyorken bu durumu kabul etmeyeceğinden neredeyse emindim. Kim sevdiği insan kendisini severken başkası kıskandığı için başkasının sevgilisi gibi yapardı ki?

"Sarımsak mı?" Dakikalar sonra ağzından çıkan ilk sorunun bu olmasını beklemediğim için afallamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sarımsak mı?" Dakikalar sonra ağzından çıkan ilk sorunun bu olmasını beklemediğim için afallamıştım. Sarımsak ne alakaydı şu anda?

"Ne?" Elini kaldırıp ağzına kapattığı zaman dolan gözlerini fark ederek dediğim şeyi hatırladım. Aslında sadece o anı dağıtmak için söylediğim bir şeydi. Öğle yemeğinde sarımsak yememiştim bile. Mo Yeon Eli ağzına kaplı bir şekilde kalkıp odadan çıktığı zaman ne yapacağımı şaşırarak peşinden koştum.

"Nereye gidiyorsun?"

"Beni yalnız bırakır mısın?"

"Tabii ki!! Hayır!"

Kolunu nazikçe yakaladığımda sakince bana doğru dönmüştü. Bakışlarımız buluştuğu zaman yutkundum. Bu kadar etkileyici olması canımı yakıyordu. Kızarmış yanakları bir insanı bu kadar çekici göstermemeliydi. Aklıma az evvel gelince iç çektim. Dudaklarımız arasında bir baskı yokken bile kontrolümü kaybetmeme sebep olmuştu. Neredeyse her şeyi boş verip onu orada öpecektim.

"Neden? Neden beni yalnız bırakmıyorsun?"

"Yeterince yalnız kaldığını düşünüyorum. Bundan sonra yalnız kalmanı istemiyorum, buna izin vermeyeceğim."

"Neden yanımda olacaksın ki?" Buna verecek bir yanıtımın olmaması canımı biraz yakmıştı ama idare edebilirdim.

"Şu anda sorman gereken bu mu? Neler olduğunu konuşmamız gerekmez mi?"

Ona yaklaşarak konuştuğum zaman Mo Yeon ıslak gözlerini kırparak derin bir nefes aldı.

"Yaklaşma sonra sarımsak yüzünden rahatsız olacaksın !" Sitem dolu sesi beni yalnızca güldürmüştü. Olan bunca şeyin içinde sarımsak meselesine takıldığı için üzülmeli miydim yoksa ufak çaplı tribine sevinmeli miydim? Öylesine sevimli görünüyordu ki..

Love You The Way You Are ☣ KSJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin