Kim Seok Jin :
Baek Hyun beni odada yalnız bırakıp gideli bir hayli zaman olmuştu. Gittiğinden beri buradan nasıl gideceğimi düşünüp duruyordum ama henüz bir yolunu bulamamıştım. Bir şekilde onları ikna etmem gerekiyordu. Ya, Mo Yeon dedikleri kız olmadığıma ikna edecek ve beni evime götürmelerini isteyecektim, ki bu tehlikeli olabilirdi, ya da Mo Yeon olduğuma ikna edecek ve Seoul'ü görmek istediğimi söyleyecektim. Daha sonra da Seoul'e gidince bir yolunu bulup kaçacaktım. İlk planda tımarhane riski olduğu için bir şekilde ikinci olanı uygulamam gerekiyordu.
Eğilip üzerimdeki kıyafete baktım. Kuru kıyafetlerin içinde olmama karşın üşüyordum. Sabah nerede olduğumu anlamaya çalışırken fark ettiğim kıyafet dolabını açıp giyinecek daha kalın bir şeyler baktım ama dolapta işe yarar tek kıyafet bile yoktu. Hepsi nene işi olan kıyafetleri erkek halimle ben bile seçmezdim. Aman tanrım. Bu zevksiz seçimlerini benim bedenimdeyken de yapar mıydı? Yakışıklı yüzüme bir gram yakışmayan berbat bir tarz? Kıyafet zevki bile olmayan bir kadın benim narin bedenime nasıl bakacaktı?
Odaklan Kim Seok Jin! Odaklan! Bir şeyleri batırmadan gitmen gereken yere gitmelisin..
Dolaptan en düzgün görünen bol pantolonu ve tişörtü alsam da bunu nasıl giyineceğim hakkında bir fikrim yoktu. Kendimi çıplak görmeye hazır değildim. Daha önce kadın bedeni görmediğim için değildi bu çekingenlik. Oyuncu olarak yeterince her şeyi görüyordum ama yine de bedenin içindeyken kadın bedeni görmek tuhaf olurdu. Sonuçta kendime bakıyordum. Kendime bakıp da kadın bedeni görürsem bu görüntü karşısında ağlayabilir miydim? Evet evet. Sıkı sıkı tuttuğum göz yaşlarım içine düştüğüm bu hal için akabilirdi. Bakmamak daha mantıklıydı..
Üzerimi bir şekilde giyinip aşağıya indiğim zaman az evvel yanımda olan Baekhyun'u, mutfakta bulmuştum. Ocağın başına geçmiş bir şeyler kaynatıyordu. Kalçasını tezgaha yasladığı için yan profili rahatça görünüyordu.
Kollarımı haddinden büyük olan göğüslerimin üzerinde birleştirip kapıya yaslandım. Bu hareketi erkekken yapmak daha kolaydı. Kollarımı düzeltmeye çalıştım. Tuhaf bir görüntü oluşsun istememiştim ama göğüsler sorun çıkarıyorken nasıl olacaktı?
"Orada ne yapıyorsun?" Baek Hyun konuştuğu zaman göğüslerime baktığımı fark ederek bakışlarımı kaçırdım ve ona döndüm. Birden seslenmesi beni korkutmuştu ama bozuntuya veremezdim.
Göğüslerime bakarken yakalandığım için utanıyor olmam normal miydi? Bir saniye. Bakacak göğüslerimin olması benim suçum değildi, bir de durup baktığım için kendimi suçlamanın hiç sırası değildi. Sapık falan değilim!! Benim göğsüm var tamam mı?
"Hiç. Asıl sen ne yapıyorsun?" Kafamdaki düşünceleri uzaklaştırdım. Kadın bedeninde olmak gerçekten beni çıldırtacaktı.
"Ot kaynatıyorum. Hasta olmamam için bana çay yapacağına söz vermiştin ama sanırım benden önce hasta olacaksın!" Gülümsedi.
Gülümseyen yüzüne bir tane vurmak isteği oluşmuştu içimde. Ben burada işkence çekerken nasıl gülebiliyordu? Gerçi beni tanıdığı söylenemezdi ama eminim tanısa severdi.
Yanına doğru yürüyüp masanın önündeki sandalyeye oturdum. Tuhaf bakışlarıyla önce yürüyüşümü ardından da oturuşumu incelemeye başladı. Bu hareketi karşısında tek kaşımı kaldırdım, en azından kaldırdığımı düşünüyordum.
Yüzümdeki ifadeyi görünce bir an bile üzerimden ayırmadığı gözlerini kaçırdı. Sanırım yavaş yavaş bana böyle tuhaf bakmasına alışıyordum. Umursamaz bir halde masaya eğilip konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love You The Way You Are ☣ KSJ
FantasíaSeni olduğun gibi...Seviyorum!! " Kalbi kırık bir insanın kanatları da kırık olurdu. Çoktan kırılmış kanatlarımı yıllar sonra kullanmaya çalışmak aptallık gibi geliyordu ama yine de ona inaniyordum, güveniyordum. Kırık kanatlarla uçmayı deneyecek ka...